"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hadis kitapları neye delil olur?

Faruk ÇAKIR
20 Haziran 2020, Cumartesi
Bir sistemin, bir anlayışın, bir idarenin nasıl olur da ‘bindiği dalı kesmesi’ bu kadar sık tekrarlanır?

Kur’an meali ya da tefsiri başta  olmak üzere, hadis ve dua kitaplarını ‘suç unsuru, suç delili’ olarak teşhir etme yanlışlığı, uygulaması, anlayışı nasıl olur da bu  kadar pervasızca yapılır? 

Daha da şaşırtıcı olan, nasıl olur da bu hadiseler yaşanırken hukukçular, ilahiyatçılar, tefsir uzmanları, ‘hoca’lar, ‘kitap dostları’,  yayınevi sahipleri, yayıncıların kurduğu dernekler, birlikler, STK’lar susar, bu yüzde yüz yanlışı ‘normal’ bir hareket olarak görür  gibi yaparlar?

Kitapları, hele hele Kur’an tefsir ve mealleri ile ‘hadis külliyatı’nın ‘suç delili, suç unsuru’ olarak teşhir etmek her bakımdan yanlış  olduğu gibi; hele hele ‘Kitap okumak lazım, haydi kitap okuyalım’ şeklinde kampanyalar açılan bir ülkede bin defa yanlıştır. Bir  yandan “Gençler, millet kitap okumuyor. Okumayan bir millet başarılı olamaz” denilecek; öte yandan da Kur’an tefsirleri ve hadis  kitapları ‘örgüt üyeliği delili’ gibi suç unsuru olarak ilan edilecek. Bu davranış, bu uygulama ‘çelişkinin zirvesi’ olmaz mı?

Bu anlamdaki uygulamalar en fazla ‘tek parti’ devrinde olurmuş. Bilhassa 1950 öncesi insanlar sırf ‘kitap okudukları’ için  tutuklanmış ve kitapları da ‘suç delili’ olarak tanıtılmıştır. Yeni, 12 Eylül 1980 ve benzeri darbe ve muhtıralar döneminde de böyle  hadiselere rastlanmıştır. Bu defa yaşananın onlardan bir farkı var mı? Ve garip olan, ‘suç delili’ olarak teşhir edilen “Hak Dini  Kur’an Dili” adlı, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır’ın  10 ciltlik tefsiri bugün itibarıyla değişik yayınevlerinin imzasıyla fiilen satışta.  Hiç değilse bu yayınevleri bile “Bizim serbestçe sattığımız bir tefsir kitabını bu şekilde teşhir etmek ticari olarak bize zarar veriyor”  demesi icap etmez mi? Belki demişlerdir, ama duyulmadı... Aynı şekilde, Prof. Dr. Vehbe Zuhayli imzalı “İslam Fıkhı  Ansiklopedisi” de şu an satışta olan bir eser. Bu ve benzeri eserleri sadece üzerindeki ‘mühür’ sebebiyle suçlu ilan etmek akıl alır  bir icraat değildir.

Bazıları, “Bu uygulama bir zuhul eseridir, ‘teknik hata’tır. Yaygın bir uygulama değişdir” diye düşünebilir. Maalesef bu  

düşünceye katılmak mümkün değil. Çünkü bu ve benzeri uygulamalar ilk değil. Daha önce de benzer hadiseler yaşandı. O zaman  da yayıncılara çağır yaparak “Kitapların suçlu olarak ilan edilmesine itiraz edin” demeye çalışılmıştı, ama dinleyen olmadı. Yine  bir dönem Türkiye’nin hemen her ilinde “kitapların çöpe atıldığı” şeklinde haberler çıkıyordu. O zaman da etkili ve yetkili  kişilerden, “Ne oluyor? Kitaplar bize dosttur. Kitapların yeri çöplük değildir. Kimse serbestçe basılan ve satılan kitapları okuduğu  için mağdur olmaz” demedi, diyemedi. İlave olarak ‘bir kısım medya’ çöpten kitaplar çıkmasını ‘terörle mücadele başarısı’ olarak  lanse etti.

Çok söze gerek yok. “Serbestçe basılan ve satılan kitaplar suçlu gibi teşhir edilmesin” demeye bile gerek yok. Bu o kadar aşikar  bir mesele ki, ayrıca bu konuda hatırlatma yapmak zul addedilebilir. Sorumluluk siyasi idarededir. Bu yanlışı yapanlara engel  olmayanların iyi niyetli olduklarından şüphe edilir.

Şunu da bilelim ki Kur’an meali, tefsiri ve hadis kitaplarının bu şekilde teşhir edilmesinin açtığı yara kolay kapanmaz. Böyle  yaparak mi ‘kitap dostu gençler’ yetiştirilecek? Yanlıştan dönülsün, milletten ve ‘kitap’lardan özür dilensin...

Okunma Sayısı: 2302
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı