Türkiye’nin sıkıntılarından biri de hemen her işte açıklık ve şeffaflığın olmamasıdır.
Toplanan vergilerin nerelerde ve nasıl harcandığı tam bir açıklıkla ortaya koyulabilmiş değil. Çünkü çeşitli sebeplerle açıklanmayan, gizlenen ve üstü örtülen harcamalar da var. Böyle olduğu için de ihtiyaçları karşılaması mümkün olan vergiler yetersiz kalıyor.
Vergi sisteminin adil, şeffaf ve sürdürülebilir olmadığı yapılan açıklamalardan anlaşılıyor. Mesela Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun X sosyal medya hesabından vergi sistemine ilişkin yaptığı değerlendirmeleri, iş dünyasının ortak sesi olarak gördüklerini belirterek şöyle demiş: “Vergi sistemimiz, adil, şeffaf ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulmalıdır. Yüksek dolaylı vergi oranları, işletmelerimizin rekabet gücünü zayıflatıyor. KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payının yüksekliği, vergi adaletini de zedeliyor.”
Baran şöyle devam etmiş: “Kayıt dışı, ülke ekonomisinin gelişiminin önündeki en büyük engel. Kayıt dışının olduğu ekonomide, kayıtlı işletmeler yel değirmenleriyle rekabet ediyor. Kayıt dışı adı üstünde kayıt dışında olduğu için ulaşılamıyor. Vergi incelemesi kayıtlı mükellefe yapılıyor. Mevcut koşullarda da denetim, işini, ticaretini düzgün yapan, vergisini tam ve zamanında veren iş insanlarının moralini bozuyor. Vergi sistemimizin sadeleştirilmesi, tek oranlı hale getirilmesi ve gelir dağılımında adaleti sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması, hem mükelleflerin yükünü hafifletecek, hem de devletimizin gelirlerini artıracaktır.” ([Bülten] ATO Başkanı Baran’dan Vergi Konusunda Açıklama, 7 Mayıs 2025)
Vergi konusunun yeniden gündeme gelmesi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katıldığı bir TV programında; kazanıp da vergi vermeyen herkesin radarlarında olduğunu söylemesiyle başladı. Şimşek, ekiplerin de güçlendirilmesiyle birlikte bütün OSB’lerin, hallerin, şehirlerin giriş ve çıkışlarında sürekli Maliye ayağı olacağını belirterek, “Şu saatte gideyim değil, kalıcı mekân kuracağız” demişti.
Bu mesele gündeme geldiği her defasında, Başbakan eski Yardımcılarından Bülent Arınç’ın geçmişte yaptığı konuşma hatırlanmalı. Eski haber şöyle: “Bursa’da partisinin verdiği ahde vefa yemeğinde konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmaz. 13 yıllık iktidarımızın her tarafı altın yazılarla, başarıyla doludur. Ama israf konusunda karnemiz kırıktır.” (hurriyet.com.tr, 17 Nisan 2015)
Peki, neredeyse çeyrek asırdır iktidarda olan idarecilerden şimdiye kadar atmadıkları “açıklık ve şeffaflık adımı”nı atmaları beklemek makul olur mu?
Belki tam ifade etmiyorlar ama bu beyanlarla dolaylı da olsa “vergi havuzu”nun dibinin delik olduğu ve su tutmadığı itiraf edilmiş olmuyor mu?