"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hem konuşalım, hem tedbir alalım

Faruk ÇAKIR
25 Şubat 2019, Pazartesi
Türkiye bir deprem ülkesi ve buna karşı gerekli tedbirleri almadığımız idareciler tarafından da ifade ediliyor. Yılların birikimi ve ihmali sonucu ortaya çözüm bekleyen büyük bir dert çıkmış durumda.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Türkiye’deki yapılar ve binalar hakkındaki tesbitini aktarmakta fayda var. Trabzon’da konuşan Kurum, ‘çürük bina’ meselesini terörle mücadele örneğiyle açıklayıp şöyle demiş: “(Terörle mücadele) Buna büyük bedel harcıyoruz, aynı kentsel dönüşüm de terör kadar önemli, çünkü yenilenmesi gereken 6,7 milyon konut var. Bu ne demek biliyor musunuz? Türkiye’de 20 milyon konut varsa neredeyse yüzde 30’u. Yüzde 30’unun yenilenmesi gerekiyor, yüzde 30’u riskli binada yaşıyor demek.”

“Hakkaniyet çerçevesinde şehirlerin 50, 100 yılını planlamalıyız. Her gün bir bina yıkılması, istinat duvarı  çökmesiyle karşı karşıya kalıyoruz” ifadesini kullanan Kurum, şunları da söylemiş: “Öncelikli olarak, ülke genelinde mekânsal plan yapacağız. Şehirlerin büyüme öngörüsü, turizm, sanayi, tarım alanı gibi sektörleri içinde barındıran bir plan olacak ve yine şehir ölçeğinde de kentsel dönüşüm planı yapacağız. Bu planlamayla birlikte de şehrin öncelikli, acil ihtiyacı ne ise örneğin acil ihtiyaç yeşil alansa yeşil alan,  altyapıysa altyapı, üst yapıysa üst yapı, kentsel dönüşümse kentsel dönüşüm işlerinden başlamak suretiyle belediye başkanlarımız bu işleri yapacaklar, biz de bakanlık olarak destek vereceğiz. Önümüzdeki 5 yıllık süreçte her yıl 300 bin konutu dönüştürmek suretiyle 1,5 milyon konutun da dönüşümünü gerçekleştiriyor olacağız.” (www.aa.com.tr, 21 Şubat 2019)

Bir meslek kuruluşu olarak açıklama yapan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Nusret Suna ise ‘kentsel dönüşüm’le ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmış: “Dönüşüm parsel bazında ya da bina bazında olmamalı. Ada bazında yapılmalı ve insan odaklı olmalı. Alt yapılar iyileştirilmeden o bölgede nüfus yüzde 40 oranında arttırılıyor. Kent daha da yaşanmaz bir hale geliyor. Bundan vazgeçilmeli. (...) İstanbul’daki yapı stokunun şu anda 2 milyon olduğu tahmin ediliyor. Kesin bir envanter yok. Türkiye genelinden bir orantılama yaparsak da İstanbul’daki yapıların da yüzde 50’si kaçak, ruhsatsız, iskânsız binalar. Bunların tamamı yıkılacak diye bir şart yok. Ancak yaklaşık (İstanbul’daki binaların) 700 bini derhal yıkılması gereken yapılar.”

Meslek kuruluşlarının dikkat çektiği bir başka nokta da, 1999 depreminden sonra tesbit edilen 470 ‘deprem toplanma alanı’nın son yıllarda giderek azaldığı ve bu sayının 77’ye düştüğü gerçeğidir.

Şunu rahatlıkla söylemek mümkün ki; depremle ilgili olarak çok konuşuyoruz, ama yeterli ve gerekli tedbirleri almıyoruz. Burada hem vatandaşın hem de devletin ihmali var. Vatandaş, sağlam olmasa da evine, apartmanına el sürülmesini istemiyor. Devlet de vatandaşın bu ilgisizliğini bahane edip yapılması gerekenleri erteliyor.

Allah muhafaza etsin, bu ihmalin ağır bir faturası olur ve ödemekte zorlanabiliriz. Bu bakımdan en başta devlet üzerine düşen görevi tam olarak yerine getirmeli. İlgili bakanın açıklamasına göre yenilenmesi gereken 7 milyona yakın bina varsa bu mesele ihmal edilebilir mi? Türkiye’deki binaların yüzde 30’unun riskli olduğu açıklanıp da “her şey yolunda” tavrı sergilenebilir mi? Hem şehirlerin 50 ya da 100 yıllık  planlarının yapılmasını bugün konuşmak geç kaldığımızı göstermez mi? Hiç değilse yeni yerleşim yerlerinin planları önceden yapılsın ve keyfi olarak değiştirilmesin.

Depremi elbette konuşalım, ama bunu tedbir almayı ihmal etmeden yapalım.

Okunma Sayısı: 1640
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı