"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuk ve adalet krizinin neticesi

Faruk ÇAKIR
08 Ağustos 2018, Çarşamba
İşinin ehli olan ekonomistler, siyasetçiler ve diplomatlar hal ve gidişin iyi olmadığını, gecikmeden tedbir alınması gerektiğini söyledikleri halde Türkiye’yi idare edenler bu ikazları, bu hatırlatmaları dikkate almadı.

Çok bilinen bir fıkra vardır. Buna göre Karadenizli hemşehrimiz çocuklarına “Uşağum, ben hastayım” deyip dururmuş. Ancak  çocukları babalarının bu hatırlatmasını kulak ardı etmiş ve babalarını doktora götürüp tedavi ettirmemişler. Neticede hemşehrimiz vefat etmiş. Babalarının mezarını ziyarete giden oğullarını mezar taşındaki sürpriz yazı karşılamış: “Hastayim dedum inanmadunuz. Ne oldi şimdi?”

Maalesef ülkemizde yaşanan son gelişmeler biraz da bu fıkrayı hatırlatıyor. İşinin ehli olan ekonomistler, siyasetçiler ve  diplomatlar hal ve gidişin iyi olmadığını, gecikmeden tedbir alınması gerektiğini söyledikleri halde Türkiye’yi idare edenler bu ikazları, bu hatırlatmaları dikkate almadı. Peki, ne oldu şimdi? Haberlere göre Türk Lirası dolar karşısında 7 ayda yüzde 38 değer kaybetmiş durumda. Daha ne kadar kaybedeceği de belli değil.

Hatırlamak lâzım ki hal ve gidiş konusunda ikaz edenler sadece muhalifler değildi. Eski bakanlardan Mehmet Şimşek de “Çatıyı  hava güneşliyken tamir etmek lâzım” şeklinde beyanlarda bulunmuştu. Ne yazık ki değil, muhaliflerin haklı ikazlarını, kendi bakanlarını bile dikkate almayan bir idare söz konusu. İktidara yakın olarak görülen bazı gazeteciler de gidişin iyi olmadığını,  israfın önlenmesi gerektiğini ve her kademede işlerin ehil olana verilmesi gerektiğini söyleyip yazdı. Bunlar da dikkate alınmadı.  Sadece insanları oyalamaya çalışan bazı danışmanların sözleri öne çıkarıldı ve bütün krizlerin sorumlusu olarak ‘dış tahrik’ler  gösterildi.

Bundan önce olduğu gibi şimdiki krizlerin, sıkıntıların merkezinde ‘dış tahrik’lerin olması mümkündür. Fakat mesele bu ‘dış tahrik’lere rağmen doğru adımları atmaktır. Milletin idarecilerden istediği ve beklediği budur.

En büyük hata, ekonomik krizin ‘ekonomik kriz’den ibaret olduğunu zannetmektir. Evet, kriz ekonomik olarak ortaya çıkmış olabilir, ama meselenin temelinde hak, hukuk ve adalet noktasındaki sıkıntılar var. Bunu inkâr etmekle bir yere varmak mümkün değil.  

Hukuk ve adalet noktasında sıkıntı yok demek sadece kendimizi kandırmak anlamına gelir.

Bazı uzmanların sıkıntılara koyduğu teşhisi hatırlamakta fayda var. Prof. Dr. Osman Can [?@CanAnayasa] sosyal medya  hesabında şöyle demiş: “Ekonomide gelinen noktayı sadece hatalı ekonomik tercihlerle açıklayanlar şaşırmaya devam edecek. Son üç yıldaki yanlış siyasal/anayasal tercihlerin sonuçlarını yaşıyoruz, yaşamaya devam edeceğiz. 2017 Referandumuyla kabul edilen Anayasa değişikliklerinin başka sonucu olmazdı.” (6 Ağustos 2018)

İş dünyasından Adnan Dalgakıran’ın [@adnandalgakiran] mesajları ise şöyle: “Ülke ekonomisinin en zayıf noktası cari açık, iki büyük kaynağı var, birincisi enerji ikincisi makina (yatırım malları). Petrol ve doğalgazımız olmadığına göre makina üretimindeki dış ticaret açığını tersine çevirebilirseniz, problemi çözersiniz. Ayakkabılarınızı çıkarın, ellerinizi başınızın arkasında birleştirin ve başınızı dizlerinizin arasına sokun. Dolar 5,25’te kalırsa kişi başı millî gelir 7.500 dolar civarına inmiş oluyor. Böylece yeniden ucuz işgücünde rekabetçi oluyoruz, tam bir fasit daire.”

Prof. Dr. Özgür Demirtaş’ın [@ProfDemirtas] tavsiyesi ise daha farklı: “Finansal çalkantı dönemlerinde: Yapacağınız en büyük hata paniklemek olur.”

İnşallah bu krizler de aşılır ve aşılacak. Fakat sıkıntıyı görmeyip kendimizi kandırma cihetine gitmeyelim. Ve asıl krizin hak, hukuk ve adalet cenahında olduğunu bilelim. Hayat bize gösteriyor: Ne kadar hak, hukuk ve adalet; o kadar ekmek ve zenginlik.

Ya Rabbi! Milletimizi krizlerle imtihan etme. Amin.

Okunma Sayısı: 3073
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı