"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnkâr ederek nereye?

Faruk ÇAKIR
15 Eylül 2019, Pazar
Yapılan yanlışlıklar er ya da geç idarecilerin karşısına çıkar ve çıkıyor. Bugün değilse yarın, değilse başka bir gün. Nitekim yapılan bazı hataların Türkiye’nin, Avrupa Birliği yolunu tıkadığı ortaya çıkıyor. Uluslar arası toplantılarda bu konular gündeme gelince idarecilerimiz hemen inkâra yelteniyor ve Avrupa’nın yaptığı başka hatalarından bahisle ‘Olur böyle hatalar’ demeye getiriyor.

Meselâ, Yalta Avrupa Stratejisi (YES) Forumu’nda Türkiye’nin, AB’ye üyelik süreci ile ilgili konunun ele  alındığı bölümde konuşan Avrupa Parlamentosu üyesi Michael Gahler, Türkiye’de muhalefet ve medyanın baskı altında olduğunu söyleyerek “Bu Türkiye, Avrupa’ya yaklaşan bir Türkiye değil. Bunlar onu Avrupa’dan ayırıyor. Bu bizim suçumuz değil” tesbitinde bulunmuş. (msn.com, 14 Eylül 2019)

Avrupa Parlamentosu üyesi Michael Gahler’in bu sözleri üzerine toplantıya katılan siyasetçimiz, “Türkiye demokratik bir ülkedir. Demokrasilerde bazı şeyler yaşanabilir. (...) Böyle şeyler oluyor” diye cevap vermiş.

Her fırsatta tekrarlandığı üzere isimlerin değişmesiyle hakikat değişmez ki. Türkiye’de ciddî sıkıntılar yaşandığını inkâr etmek kime ne fayda verir? Ülkemizde muhalefete ve medyaya baskı olduğunu inkâr etmekle baskı ortadan kalkar mı? En son, başbakanlık yapmış bir siyasetçinin partisinden istifa ettiğini duyurduğu basın toplantısını dahi yayınlayamayan bir medya varken “Ülkemizde basın üzerinde baskı yoktur” sözüne kim inanır? “Kabahat o haberi vermeyen televizyonlarda” demekle işin içinden çıkılabilir mi? Aynı şekilde iktidar partisi içinden yükselen seslerin en ağır ithamlarla kısıldığını dünya âlem görmüyor mu? Bir şekilde yolunu ayıran siyasetçilerin sosyal medyada neler söylediği gizlenebilir mi?

Kim ne derse desin, bu tablo Türkiye’ye bir fayda sağlamaz. İç kamuoyuna bu mesele bir şekilde anlatılmaya çalışılsa dahi, dünya kamuoyu bunu anlamaz, kabullenmez ve karşılaştığında da gündeme taşır.

Başka bir çelişki de bazı idarecilerin yaşanan sıkıntıları dile getirmesine rağmen bir kısmının da bunları  inkâra yeltenmesidir. Geçen günlerde Türkiye ile AB arasındaki ilişkileri değerlendiren Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, “Burada sorumluluk bizde. Türkiye olarak kalan son 6 kriteri yerine  getirmemiz lâzım. Son 6 kriteri de umarız önümüzdeki dönem Meclisin açılmasıyla birlikte geçireceğimiz bazı yasalarla tamamlayabilirsek AB tarafında sağlam bir şekilde talepkâr olabiliriz” demişti. (www.star.com.tr, 10 Eylül 2019)

“Institut du Bosphore (Paris Bosphorus Enstitüsü) 10. Yıllık Semineri”nde konuşan Kaymakcı, şunları da söylemiş: “Avrupa Birliği, üyelik perspektifini canlandırarak Türkiye’nin daha ileri bir demokrasi oluşturmasına, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi konularda Avrupa Konseyi standartlarında olmasına  ve kalmasına katkıda bulunabilir. Aksi taktirde kendisine ayrımcılık yapan Avrupa Birliği’nden ve Avrupa’dan dışlanmaya çalışılan bir Türkiye’den AB ve Avrupa Konseyi normlarını en üst düzeyde yerine getirmesini beklemek akıllıca bir yaklaşım değil. (...) Her durumda Türkiye’nin bir Avrupa demokrasisi var ve bu çerçevede ilerlemeye devam edecek. AB’nin bu süreci hızlandırma etkisini kullanması herkesin yararına olacak.” (AA, 12 Eylül 2019)

Çare gerçekleri görüp çözüm yolunda ilerlemektir. İnkâr ederek bir yere varamayız vesselâm.

Okunma Sayısı: 2483
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı