Geçen yılın son günlerinde (29-30 Aralık 2018) Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi, Eyüp Yerleşkesi’nde “Osmanlı Dönemi’nde Kudüs’te İlmi Hayat ve Eğitim” konulu bir sempozyum düzenlendi.
Toplantıyı takip eden arkadaşımız Erhan Akkaya, program esnasında fırsat buldukça katılımcılarla kısa sohbetler gerçekleştirdi ve bunlar Yeni Asya’da (17 ve 18 Ocak 2019) yayınlandı.
İslâm dünyasındaki Bediüzzaman Said Nursî sevgisini ortaya koyan bu sohbetlerin bir özetini tekrar hatırlamakta fayda var.
Yedi yıldan beri İstanbul’da ikamet ettiğini belirten Filistin Yurtdışı Âlimler Heyeti Başkanı Dr. Nawaf Takrurî, “Üstad Bediüzzaman Said Nursî’yi duydunuz mu?” şeklindeki soruyu şöyle cevaplandırmış: “Bediüzzaman Said Nursî’yi duymayan var mıdır? O âlim, zahit, müfekkir olup Müslümanların birliği için çalışmıştır. O siyasetle dine hizmet etmenin çok zor olduğuna inanıyor. Zira o gördü ki, siyasetle meşgul olanlar haktan inhiraf ettiler. Aslında dinde siyaset vardır. ‘Şeytandan ve siyasetten Allah’a sığınırım’ sözünü günümüzde yapılan yanlış siyasetten dolayı söylemiştir. O ümmettin birliği için çalışmıştır. Bediüzzaman Nursî, ümmetin bölünüşünü gördü. İslâm Âleminde Türkçülük, Arapçılık, Kürtçülük gibi ırkçılık hareketlerinin İslâm ümmetini parçaladığını müşahede etti.
Bu yüzden İttihad-ı İslâmın tahakkukuna çalıştı. Bu hususta çok gayretleri olan bir İslâm âlimidir. Bediüzzaman’la alâkalı düzenlenen iki Sempozyuma katıldım. Şam’dakine iştirak etmiştim. O ümmetin âlimlerinden ve salihlerindendir. Cenab-ı Hak, hepimizi onun yolunda yürüyenlerden eylesin. Bende Bediüzzaman’ın bazı Risaleleri var. Hepsini okuyamadım. Bazılarını mütalâa ettim.”
Aynı programa katılan ve Türkiye’deki çeşitli üniversitelerde tahsil gören Endonezyalı talebeler Wildan Syahid, Ahmet Yasin AlwFaruq, İmam Bisyri Syamsuri da, “Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nurlar’ı duymuş muydunuz?” sorusuna şu cevabı vermiş: “Evet, duyduk. Bediüzzaman Said Nursî bizim ülkede ‘İslâm müceddidi’ olarak tanınmaktadır.
Kahire Ezher Üniversitesi’nden mezun bir ilim adamı, Bediüzzaman Said Nursî’nin fikir ve düşüncelerini anlatan ‘Tevhid Nuru’ isimli bir kitabı yazarak Endonezya’da neşretmiştir. Ülkemizdeki ilim çevreleri bu kitabı okuyarak Bediüzzaman ve görüşleri hakkında bilgi sahibi olmaktadırlar.”
Uluslararası Kudüs ve Filistin Kurtuluş Birliği Üyesi Filistin’li Dr. Fatima Abdullah Azzam da Bediüzzaman sorusunu şöyle cevaplandırmış: “Said Nursî, İslâmın sevgisini Müslümanların kalplerine yerleştirmede, birbirleriyle ittihad etmelerinde, İslâm ve Müslümanları ilgilendiren meselelerde (...) bariz rol oynamıştır.”
Fas, Kuneytra Bintukıyl Üniversitesi’nde Hadis ve İslâmî Fikirler Öğretim Üyesi olan Hasan El-Âlemî ise “Bediüzzaman Said Nursî’yi tanıyor musunuz?” sorusuna verdiği cevapta şöyle demiş: “(Bediüzzaman Said Nursî’nin) İslâm dâvâsına dikkatleri çeken büyük bir İslâm âlimi ve müfekkiri olduğunu biliyorum. Said Nursî mücahit bir âlimdir. 1. Dünya Savaşı’na katılmış İslâma ve Müslümanlara değerli hizmetlerde bulunmuştur. İşaratül-İ’caz tefsirini telif etmiştir. Kur’ân ilimleriyle meşgul olmuş, İslâm Birliği’ne dâvet etmiştir.”
Gazze Âlimler Birliği Başkanı Dr. Merven Muhammet Ebu Ras’ın konu hakkındaki soruya verdiği cevap da şöyle: “(Bediüzzaman’ın) Onun hakikî bir İslâm Birliği’ne çağrı yaptığını biliyoruz. Bir çok âlim, İslâm Birliği’ne dâvet etmiştir. Hasan El-Benna, Said Nursî gibi şahsiyetler İslâm Birliği’ne çağrı yapmışlardır.”
Bu tesbitler gösteriyor ki İttihad-ı İslâmın tahakkuku, Risale-i Nur’un İslâm âleminde bilinmesiyle doğru orantılıdır. İnşallah daha çok insan Risale-i Nur ile tanışır, buluşur ve istifade eder...