Bunu yaparken de ekseriyetle, dış görünüşü itibarıyla Müslüman bilinenleri kullanıyorlar. Cehalet sebebiyle İslâm’ı doğru olarak tanımayan ve Müslümanlıkla slogan seviyesinde irtibatlı olanlar maalesef bu tuzaklara düşebiliyor. Amerika’da gerçekleştirilen 11 Eylül 2001 “İkiz Kule” saldırısı ya da Fransa’da yayınlanan dergiye yapılan saldırılar gibi...

Bu saldırılar ne adına ve ne niyetle yapılmış olursa olsun, kesin olarak en büyük zararı İslâm’a ve Müslümanlara veriyor. Maalesef, İslâm ve Müslümanlar bu sebeple terörle yan yana getirilmeye çalışılıyor. 

Bu tuzakları kuranların maksadı ve niyeti zaten İslâm’a olan alâkayı azaltmak ve insanların İslâm’a teslim olmasını engellemek. Fakat, Allah’a şükürler olsun ki tam aksi gelişmeler yaşanıyor. Onlar İslâm’ı karalamak için bu saldırıları yapıp/yaptırmak istedikçe, insanlar İslâm’ı daha fazla merak ediyor ve araştırırken de İslâm’a teslim oluyor. Tam da Kur’ân’da anlatıldığı gibi (mealen): “Onlar hileye başvurdular, Allah da onların tuzağını boşa çıkardı. Allah hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır.” (Âli İmran Sûresi, 54. âyet)

Dünya’dan ve Avrupa’dan, İslâm’a kurulan tuzağın ters teptiğini gösteren haberler geliyor. Meselâ, İngiltere’de 20’den fazla cami, Fransa’daki terör saldırılarının sebep olduğu gerginliğin ardından yeni bir kampanya başlatarak kapılarını toplumun bütün üyelerine açmış. Britanya Müslüman Konseyi (MCB) tarafından ülke genelinde düzenlenen “Camimi Ziyaret Et Günü” adlı organizasyonla, toplumun bütün bireylerine ulaşılarak, İslâmiyetle, camiler ve ibadethanelerle ilgili bilgiler veriliyormuş. 500’den fazla ulusal, bölgesel ve yerel kuruluş ile camileri, yardım kuruluşlarını ve okulları bünyesinde barındıran şemsiye kuruluş Britanya Müslüman Konseyi’nden konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Bir camide günlük yapılanlara dair bilgi edinilebilecek. Toplumun üyeleri birbirlerini daha iyi tanımak için camilerde olacak. Müslümanlar ve İslâmiyet hakkındaki sorular da cevaplandırılacak” denilmiş. (AA, 1 Şubat 2015)

Benzer bir gelişme de Almanya’da yaşanmış. Paris’teki terör saldırıları ve Almanya’nın bazı şehirlerinde İslâm aleyhindeki gösterilerin ardından Nürnberg’de bulunan İnsan Hakları sokağında binlerce kişi PEGIDA ve ırkçılığa karşı miting yapmış. “Nürnberg Kenetleniyor” adı altında gerçekleşen miting Nürnberg Belediyesi öncülüğünde, sendikalar ve farklı kurumlar tarafından organize edilmiş.

Yirmi değişik millet ve çeşitli din temsilcileri mitingde konuşma yapıp birlik ve beraberliğe vurgu yapmışlar. Medina Türk Müzesi Sözcüsü ise konuşmasında müzelerini yılda 10 bin kişinin gezdiğini, burada İslâm dini hakkında bilgi aldıklarını ve ön yargıdan uzaklaştıklarını anlatmış. (Hürriyet, 1 Şubat 2015)

Bir güzel haber de Macaristan’dan geldi. Macaristan’ın ikinci büyük partisi Jobbik’in Genel Başkanı Gabor Vona, “Macar Katolik kilisesinin, İslâm ve diğer din temsilcileriyle en iyi irtibatı kurması gerektiğine defalarca değinmiştim. Dünyaya kardeş olduğumuzu ve tek bir Tanrı’ya inandığımızı gösterelim. Din, bizim birlik sebebimiz olması lâzım, düşmanlık değil” demiş.

Güzel haberler elbette bunlarla sınırlı değil. Dünyanın değişik ülkelerinde ‘doğru İslâm’ı tanıtma çalışmaları çoğalmış durumda. “İfsat şebekeleri” İslâm güneşini söndürmek için üfledikçe, kendileri güç ve kuvvetten düşüyor ve düşmeye de devam edecek inşallah...