"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsraf edenin itibarı olur mu?

Faruk ÇAKIR
14 Aralık 2014, Pazar
Birbirinin zıddı olan iki kelime ve kavrama çok dikkat etmek durumundayız. Bunlardan biri israf, diğeri de iktisat...

İsraf, gereksiz yere para, zaman, emek ve benzeri şeyleri harcamak olarak tarif edilir. İktisat ise israfın tam tersi olarak aşırıya gitmemek, biriktirmek, arttırmak anlamındadır. 

İsraf ve iktisat her adımda karşımıza çıkabilen bir durum. Hepimiz bu hastalığa kapılabiliriz. Yapmamız gereken şey, insanları israf tuzağına düşmemek için ikaz etmek. Elbette en başta kendimiz israftan uzak durmaya çalışmalıyız. Bunu için de niyet ve duâ şart: Ya Rabbi! Bizi ‘eli delik süfyan’ın israf tuzağına düşürme. Hayatımızı iktisat prensiplerine göre yaşamayı nasip et. Amin.

İsraf ve iktisat, devlet idaresinde de çok önemli. İdareciler israfla değil de iktisatla yaşamayı tercih ederse, millet de iktisadı tercih eder. Kısaca hatırlatma gerekirse, iktisatla yaşamak diniminiz, inancımızın da gereğidir. Ayrıntıları ilahiyatçılara bırakıp bir iki Hadis-i Şerif hatırlayalım:

*“İktisat eden geçim sıkıntısı çekmez” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/447)

*(...) Resûlullah (asm), onun suyu aşırı kullandığını görünce “Bu israf da nedir?” diye sordu. Sa’d de, “Abdestte de israf olur mu?” dediğinde, Hz. Peygamber (asm), “Evet, hatta akmakta olan bir nehirde abdest alsan bile” şeklinde cevap verdi.” (İbn Mâce, Tahare, 48)

*“İsraf ve gösteriş olmaksızın yiyiniz, giyiniz, tasadduk ediniz. Allah verdiği nimeti kulunun üzerinde görmekten hoşlanır” (Buhari, Libas, 1)

İmam-ı Azam Hazretleri de şöyle demiş: “Hayırda ve ihsanda (fakat müstehak olanlara) israf olmadığı gibi, israfta da hiçbir hayır yoktur.”

Hayatımızda israfı değil de iktisadı tercih etmek gerektiğini hatırlatan yüzlerce, binlerce misal vardır. Bu konuyu ehline bırakıp, gündemi meşgul eden israf haberleri için kısaca şunları söylemek isteriz:

Türkiye maalesef uçurumdan yuvarlanır gibi israf tuzağına ve batağına sürükleniyor. Bu hastalık en baştan en sona kadar az çok hepimize ve idarecilerimize bulaşmış durumda. Bu gidiş hayra alâmet değil. Tez elden bütün israf musluklarını kısmak, kapatmak ve iptal etmek durumundayız. Şahsî hayatımız başta olmak üzere herkesi israftan uzak tutacak şekilde uygun lisanla ikaz etmek durumundayız. Etrafımıza baktığımızda israf edilmeyen bir şey görebiliyor muyuz? Kaldırımda israf, yolda israf, aşırı personel istihdamıyla israf, suda israf, elektrikte israf, makam arabalarında israf, binalarda israf, ısınmada israf, eğitimde israf, arsada israf... Ümitsizlik olarak anlaşılmasın, ama israf deniziyle çepeçevre sarılmış durumdayız.

Bundan çok daha üzücü olan, israfın kötü olduğunu çok iyi bildiklerini bildiğimiz kişiler, idareciler ve hatta ‘âlim’lerin bile bu tazağa düşmüş olmasıdır. Bir de bahane bulunmuş: İtibarda israf olmazmış... Bu anlayışı hangi ‘güzel ve veciz söz’ tasdik ediyor acaba? Ne zamandan beri itibar, israf edilen malla, mülkle, para ile kazanılmaya başlandı?

Türkiye; ancak hak, hukuk ve adalet temin ederek itibarını kazanabilir. Para ile, pul ile, bina ile, saray ile, israf ile itibar kazanılacak olsaydı yüksek ‘kule’ler diken bazı ülkelerin itibarı olurdu... Hele hele, “hesap verme günü”ne inananların israf batağına sürüklenmesi olsa olsa kıyamet alâmetidir. 

Allah’ım! Bizi israf batağına düşmekten muhafaza eyle. Amin...

Okunma Sayısı: 2523
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı