"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsrail’i sevindirenler kim?

Faruk ÇAKIR
04 Kasım 2016, Cuma
Filistin’de Müslümanlara kan kusturan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, dünyadaki son gelişmelerden dolayı çok mutlu ve mesut olduğunu ilan edip buna sebep olan ülkelere de teşekkür etmiş.

İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella ile Kudüs’teki Başbakanlık Ofisi’nde düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Netanyahu, Arap devletlerinin İsrail’i düşman olarak görmediğini de iddia etmiş. (AA, 2 Kasım 2016)

Netanyahu’nun bu iddiası ilk bakışta inandırıcı gelmese de derinlemesine tahlil edildiğinde haksız olmadığı görülür. Şimdiye kadar İsrail’le ekonomik ve siyasî mücadele sürdüren çok sayıda ülke artık bu mücadelesini yavaşlatmış ya da askıya almış durumda. “Halkı Müslüman olan ülkeler”in de İsrail’e destek olacak şekilde pozisyon olması gerçekten yaralayıcı. Elbette siyasî ve diplomatik ilişkiler bir ölçüde devam etmeliydi, ama bu yapılırken Filistililerin unutulması kabul edilebilir mi? 

İsrail’in, Filistinlilere yaptığı haksızlığı görmek için daha ne yapılması lâzım? Hemen her gün keyfî olarak Filistinlilere zulüm devam etmiyor mu? Keyfilik o kadar yaygın ki, İslâm dünyası bile bu keyfiliğe alıştı!

Arap dünyasında büyük değişimin yaşandığını ve bu değişimin kendisini umutlandırdığını söyleyen Netanyahu, “Birçok Arap devleti, İsrail’i, başını İran ve DEAŞ’ın çektiği radikal İslâm ile mücadelede stratejik müttefik olarak görüyor. İşte bu benim için harika bir haberdir” demeyi de ihmal etmemiş.

Bu noktada Netanyahu’yu ya da İsrail’i kimlerin ve hangi yanlış politikaların sevindirdiğini iyi tahlil etmek durumundayız. Ne oldu da birçok ya da bazı Arap ülkeleri İsrail’i müttefik olarak görmeye başladı? Belki gerçek durum böyle değil, ama Netanyahu böyle diyorsa bir bildiği olmalı.

Çok dillendirilmese de İslâm dünyası hakkında ciddi bir tesbit vardır. Denilir ki, “İslâm ülkelerindeki yöneticiler ile yönetilenler arasında uyum yok, uyumsuzluk var. ‘İslam ülkeleri’nde yaşayanlar ile bu ülkeleri idare edenler farklı dünyaların insanlarıdır.”

Elbette bu iddia ciddiye alınmalı ve problemin kaynağı iyi tesbit edilmeli. İslâm dünyasında yaşanan hadiseler bu tesbiti doğrulamaz mı? Bu ülkelere hakiki mânâda hak, hukuk ve adaletin gelmemesi, gelememesi tasadüf müdür? Hak, hukuk ve adalet idaresinde yol alan ülkeler niçin bu hakların Müslüman ülkelerde olması için de gayret sarfetmezler? Niçin iyilikleri hep kendileri için isterken, ‘İslâm dünyası’nın savaşlarla yoğrulmasını arzu ederler?

Ülkemiz dahil, “İslâm ülkeleri” olarak tarif edilen devletlerin İsrail politikasını bir daha, bin daha düşünmesinde fayda vardır. İsrail’i sevindirecek adımları atan her kimse bunun ağır bir vebal olduğunu görmek mecburiyetindedir. 

Hiç gündeme gelmiyor, ama Suriye ve Irak’ta devam eden yangında İsrail politikalarının dahli yok mudur? Görünüşte din adına hareket eden, fakat gerçekte “İslâma gölge” olan bazı örgütlerin perde gerisinde ‘ifsat şebekeleri’nce desteklenmediğini kim iddia edebilir?

“Tavşana ‘kaç’ tazıya ‘tut’” politikası takip eden İsrail’in tuzakları bozulmadan İslâm dünyasına huzur ve sükunun gelmesi kolay değil. 

Başta İsrailli yöneticiler olmak üzere kim ki zalimleri sevindirecek işler yapar, sonu berbat olur bilinsin.

Okunma Sayısı: 2278
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • zeiıha

    4.11.2016 16:09:26

    Allah razı olsun,bu konu bence biraz daha detaylandırılmalı,kamuoyundan kaçırılmaya çalışıyor gibi maalesef daha fazla aldanmamalıyız bence

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı