"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kaldırımları rahatsız etmeyelim!

Faruk ÇAKIR
08 Eylül 2016, Perşembe
Dertleri anlatmak için bazen slogan kullanmak icap eder.

Türkiye’nin görünmez israf kalemlerinden biri de kaldırımlara harcadığı paradır. Değil 5 yıl, neredeyse her yıl değiştirilen kaldırım taşlarına şahit oluyoruz. 

Kimileri “Ülkenin bunca derdi var. Şimdi bu meselenin konuşulmasının sırası mı?” diye düşünebilir. Birbirinden farklı ve önemli çok sayıda derdimiz var, ama bu meselenin içinde ve özünde ‘israf’ olduğu için bunu da görmezden gelemeyiz. Biraz abartarak şöyle desek yanlış olur mu: Türkiye, ihtiyaç olmadığı halde kaldırım taşlarını yenileyerek var olan israfı daha da arttırıyor. Kaldırımlar için yapılan israf önlenebilse bazı dertlerimizi bertaraf etmiş olurduk.

Bir emirle, bir iradeyle kanun değiştiren yetkililer acaba bu konudaki israftan habersiz midir? Ya da bu konuda bir israf batağına sürüklendiğimizden haberleri yok mu? Veya bu mesele konuşulmayı, tartışılmayı hak etmiyor mu?

Binlerce örneğinden bir misal verelim: Geçenlerde, her gün işe gidip gelirken kullandığımız yolun ortasındaki ‘refüj’ün (yol ortalarında yayaların emniyetine mahsus yer, yolun ortasındaki kaldırım, orta-kaldırım, emniyet adası) söküldüğünü gördük. Sökülen yol ortası kaldırım birkaç yıl önce yapılmış ve ortasına da çiçekler dikilmişti. Sökülmesi için bir sebep görünmüyordu. “Belki yolu genişletmek istiyorlar” diye düşündük. Aradan bir iki gün daha geçti. Aynı ‘yol ortası kaldırım’ın bu defa ‘beton’ dökülmek suretiyle yenilendiğine şahit olduk. Değişen bir şey olmadı. Muhtemelen bu işi yapan müteahhit ve inşaat firması dışında hiç kazanan olmadı!

Peki, eskimeyen kaldırımları yenileyerek ülkemizin israf denizi haline getirilmesine kanun müsaade ediyor mu? Vatandaş olarak ayrıntıları bilmemiz mümkün değil, ama bilenler var. Kamu ihale yapım sözleşmeleri ve belediye hukuku uzmanı, aynı zamanda Sayıştay Denetçisi olan Sadettin Doğanyiğit, geçen gün şu twiti yazarak belediyeleri de uyardı: “#belediyeler Dikkat! 4735/30.md. açık. Kesin kabulden itibaren 15 yıl geçmeden kaldırımları yenileyemezsiniz. Savurganlık da kamu zararıdır.”

Demek ki kanuna göre, hukuka göre, olması gerekene göre belediyeler keyfi olarak kaldırımları yenileyip israf denizinde yüzemez! Kanun maddesine göre kaldırımlar yenilenip de kesin olarak kabul edildikten sona 15 yıl boyunca yerinde durmalı. Böyle doğru bir madde varken, bu maddeyi uygulamayanlara ne demeli. Başka hadiselerde olduğu gibi doğru ve iyi kanun maddeleri işlerin düzelmesi için yetmiyormuş demek ki...

Bu konuda yapılmış araştırmalar var mı bilmiyoruz, ancak çok ciddî bir kaldırım yenileme israfı yapıldığı kanaatindeyiz. Nereye gitsek benzer manzaralar var. Bazen her yıl, bazen 2 ya da 3 yılda bir kaldırımlar yenileniyor. Elbette yenilenmesinin bir sebebi de en başta kötü ve hatalı yapılmış olmasıdır. Merak ediyoruz, 15 yıl boyunca yenilenme ihtiyacı hissedilmeyen kaç tane kaldırım var? Böyle kaldırım yapan müteahhitleri ve yaptıran belediyeleri bulup diğer belediyelere örnek göstermek lâzım. Hatta yılın belediyesi ödülü böylelerine verilmeli.

Türkiye israf denizinde yüzecek kadar zengin değil. Yaptığımızı yaptırdığımızı sağlam ve düzgün yapalım ki ikide bir yenilenme ihtiyacı hissedilmesin. Sağlam kaldırımlarda ‘Bismillah’ diyerek yürümek hepimizin hakkı.

Okunma Sayısı: 2390
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı