"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kim kimi yanlış anladı?

Faruk ÇAKIR
09 Ocak 2018, Salı
Fransız Kültür Merkezi’nin yöneticisi Sebastien de Courtois, Türkiye ve AB arasında yaşananları değerlendirirken, “AB Türkiye’yi, Türkiye de AB’yi anlamadı” demiş. Haklılık payı olan bu değerlendirme sonrası Sebastien de Courtois’a millet olarak “Sen de haklısın!” demek en iyisi.

Maalesef AB idarecileri ile Türkiye’yi idare edenler çoğu zaman farklı dilden konuşuyor. Oysa belli bir noktada anlaşabilmek için ‘ortak bir dil’ konuşmakta fayda var. İşin özünde hak, hukuk ve adalet olmalı ve bu çerçevede bütün dünya ülkeleriyle anlaşmak, uzlaşmak gerekir.

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik konusunda tarafların birbirini anlamadığını ifade eden ve “Avrupa Birliği konusu karmaşık bir konu” diyen Courtois, “Bu tartışma beni rahatsız ediyor. Her iki taraf da beklenen fedakârlığı göstermeyecek görünen o ki. Türkler, neye başvurduklarını çok iyi bilmeden yaralandılar. Avrupa ise Türkiye’yi anlama çabası içinde değil. Her iki tarafta da hata ve yanlış anlamalar var. (...) Siyasi sorunlar yükselir, iner. Hatta geçer, gider. Ama ekoloji, yarının Türkiye’si nasıl olacak? Bunlar şimdi düşünülmezse  yarın çok geç olacak konular. Köyler, tarım terkedilmiş. Eğer Anadolu akıllıca tarımsal alanda yönetilse tek başına dünyanın yarısı kadar üretir. Siyaset geçer, yapısal sorunlar kalır. Büyük konular bu yapısal sorunlardır. Türkiye bana dünyayı açtı ama Türkiye de dünyaya açılmalı, dünyayı dinlemeli. Çünkü Türkiye belirleyici bir aktör ve diğerlerinin ne dediğini dinlemeli” şeklinde konuşmuş. 

AB ile Türkiye ilişkilerinin son yıllarda arzu edilen seviyede olmadığı belli. Siyasetçilerin AB aleyhindeki beyanlarına rağmen milletimiz AB üyeliği noktasında umudunu kesmiş değil. Çünkü AB üyeliğinin Türkiye bakımında faydalı olacağına inanıyor. Bu konuda yapılan son anket ve araştırmalar “Türkiye AB’ye üye olsun” noktasında yoğunlaşıyor. Her zaman tekrarladığımız üzere bu üyeliğin mahzurları da olabilir ama faydasının daha çok olduğu genel kabul gören bir tesbit. O halde Avrupa’daki ‘kötü’leri ve ‘kötülükler’i temsil eden “İkinci Avrupa” temsilcilerinin tuzaklarına düşmemek gerekir. Elbette “İkinci Türkiye” gerçeğinin de farkına varıp hem AB’yi hem ABD ve hem de bütün dünyayı “doğru anlayacak” bir yolda ilerlemek lazım.

Peki, Fransız Kültür Merkezi’nin yöneticisi Sebastien de Courtois’in “Köyler, tarım terkedilmiş. Eğer Anadolu akıllıca tarımsal alanda yönetilse tek başına dünyanın yarısı kadar üretir. Siyaset geçer, yapısal sorunlar kalır” tesbitine ne diyeceğiz? Fransız yöneticinin gördüğünü Türkiye’yi idare edenler görmez mi göremez mi? 

Köylerin boşaldığı ve bunu iyi bir şey olmadığı bilinmiyor mu? Anadolu’daki tarım ovalarından yeterince istifade edemediğimiz ve daha kötüsü bu ovaları her geçen yıl beton binalara terk ettiğimiz bilinmeyen bir sır mı? Siyasetin ve gelir geçer meselelerin gündemimizi meşgul etmemesi gerektiği ve asıl işin ‘yapısal sorunlar’ olduğu da herkesin bildiği bir sır değil mi? Zaten öyle olmasa neredeyse 10 yıl boyunca “AB uyum paketleri” hazırlanıp törenlerle açıklanır mıydı?

Türkiye’nin meselesi çok derindir ve bu derin meseleler ancak köklü reformlarla çözülebilir. Bunun için yarını beklemeye tahammülümüz kalmamıştır. AB ülkelerini ya da dünyanın diğer ülkelerini yanlış anlayarak, onları  itham ederek bir yere varmam mümkün olsa o yalda devam edilsin. Mümkün olmadığına göre yanlış  anlamaları bir yana bırakıp doğru anlayalım ve son tahlilde milletin ve memleketin menfaatine olan adımları atalım.

Unutulmasın ki milletimizin beklentisi de bu yöndedir.

Okunma Sayısı: 3402
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı