"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kötülerin ittifâkı

Faruk ÇAKIR
28 Temmuz 2016, Perşembe
Türkiye’nin hem yakın hem de uzak tarihi şahittir ki su uyusa bile darbeciler uyumaz ve uyumuyor.

Nitekim pek çok demokratikleşme paketi ilân edildiği hâlde darbeciler uyumamış ve beklenmedik bir zamanda darbe için başlarını dışarı çıkarmış oldular.

Darbenin, darbe teşebbüsünün nisbeten az zararla def edilmesine sevinmek yeter mi? Yoksa nerede hata yapıldığını iyice tesbit edip bir daha benzer felâketlerin, cinayetlerin, darbelerin ve kalkışmaların olmamasını temin etmek mi gerekir? Elbette, bir daha asla!

Her şey konuşulsun, tartışılsın, araştırılsın, ama “Artık darbe tehdit ve tehlikesi çok geride kaldı” demenin bu tehditleri sona erdirmeye yetmediği de görülsün. Mutlaka bu tehdit ve tehlikenin geride kalması lâzım. Bunun için de “Ankara Kriterleri” yerine, “Kopenhag Kriterleri”ni ciddiye almak gerektiği bir defa daha anlaşıldı.

İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni, darbe sonrası yaptığı bir değerlendirmede dikkate alınması icâb eden tesbitlerde bulunmuş. Parlamentonun dışişleri ve savunma komisyonlarında bir konuşma yapan Paolo Gentiloni, darbe girişimini kınadığını hatırlatmış.

İtalya’nın, son 10-12 yıldır AB ve Türkiye arasında süren diyaloğun destekçisi olduğunu da hatırlatan Bakan Gentiloni, ancak Brüksel’de başka bir plânın üstün geldiğini, 7-8 yıl önce Türkiye ile diyalog kapısının kapatıldığını söylemiş. Gentiloni, son yıllarda AB ülkelerinin, İtalya’nın Türkiye konusundaki pozisyonuna kulak vermiş olmaları halinde, belki de şu an bu ülkede daha farklı bir evrim yaşanıyor olabileceğine de dikkat çekmiş.

Meselenin nirengi noktası burası: Hem Avrupa’da hem de Türkiye’de AB ile Türkiye arasındaki üyelik görüşmelerinin başarıya ulaşmasını istemeyenler var. Hemen hatırlamak gerekir ki Avrupa yekpâre değildir. “Birinci Avrupa” ve “İkinci Avrupa” gerçeği var. [Risale-i Nur’dan bilmânâ özetlersek şöyle: Birinci Avrupa: Sosyal hayata ve insanlığa faydalı san’atları ve adalet ve hakkaniyete hizmet eden fenleri takip eder. İkinci Avrupa ise medeniyetin kötülüklerini iyilik zannederek insanlığı dalâlete sevk eder.] (Mesnevî-i Nuriye, Zühre, s. 128)

İşte, ülkemizin Avrupa Birliğine üye olmasını istemeyen “İkinci Avrupa” ile, Türkiye’de bulunan “İkinci Avrupa taraftarları” memleketimizin AB yolundaki ilerlemesine mâni oluyorlar. Maalesef bu tavrın neticesi de darbelere maruz kalmak olarak karşımıza çıkıyor.

İtalya Dışişleri Bakanı Paolo Gentiloni’nin de hatırlattığı gibi AB üyeliği önemsiz bir tercih değil. Kaderî cihetini bilemeyiz, ama sebepler tahtında bakıldığında AB üyesi olan, hukuk sistemi ve adalet anlayışı o seviyeye gelmiş bir ülkenin darbeye maruz kalması neredeyse imkânsız. O hâlde “Ankara Kriterleri”ni değil, “Kopenhag Kriterleri”ni gündemde tutmak durumundayız.

Başkaları başka maksatlarla bu kriterleri gündeme getiriyor olsa da inşâallah neticede millet kazanır. Kötülerin ittifâkının farkına varıp oyunları bozmak için hem fiilî hem de kavlî duâlara devam inşâallah.

Okunma Sayısı: 2498
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı