"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Krizi inkâr çare mi?

Faruk ÇAKIR
05 Şubat 2020, Çarşamba
Sonradan aksini söylemiş olsa da Kiğılı A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı’nın yaptığı kriz değerlendirmesi kayıtlara geçti.

“Perakendenin en zor dönemine girdik” tesbitinde bulunan Kiğılı’nın, “Bundan daha büyük kriz görmedik” demesi bazılarını tedirgin etti. (Bu ifadeler medyada yer aldıktan sonra yeni bir değerlendirme yapan Kiğılı, “O, 4 ay önceki yorumum. Şimdiki farklı. 100 gün içerisinde sektörde benim de kimsenin de hayal edemeyeceği şeyler gerçekleşti” şeklinde beyanat verdi.) (Hürriyet, 3 Şubat 2020)

Kiğılı, son beyanında bilmana ‘her şey yolunda’ demiş olsa da ‘4 ay önceki yorum’unu unutamayız. Kiğılı ile ilgili tartışma başlatan ‘eski’ haberde şu bilgiler var: Abdullah Kiğılı, Türkiye’de sadece hazır giyimin değil ticaretin de duâyenlerinden biri. Abdullah Kiğılı, “Perakendenin en zor dönemine girdik. Sektörde 54’üncü yılımı yaşıyorum. Bundan daha büyük kriz görmedik. Önümüzdeki 5 yıl boyunca her yıl AVM’lerin yüzde 5’i kapanacak” diyor. Bu sektör bitiyor. Sektörün geleceği iki iş üzerine kurulu. Yurt dışı ve e-ticaret” diyor. (www.capital.com.tr, 18 Aralık 2019)

Kiğılı, “Şu an nasıl bir dönemden geçiyoruz?” sorusuna şöyle cevap vermiş: “Perakendenin en zor  dönemine girdik. Bundan sonrası zor ve artık büyüme de yok. Yeni açılacak AVM’ler olmayacağı gibi yeni markaları da görmeyeceğiz. Avrupa’dan da yeni markalar gelmeyecek, Türkiye’den de yeni marka çıkmayacak. (...) Nasıl dünyada lüks markaların satışları ekonomik sebeplerle geri gidiyorsa, Türkiye’nin de lüks markaları kaldıracak hiç gücü yok. Gelenlerin de bir kısmı yakın bir gelecekte gidecek. Yabancı lüks markaların yarısı Türkiye’den çıkar. Bu pahalılıkla, bu fiyatlarla, dolar ve Euro’nun mevcut sistemiyle alış veriş yapmanın imkânı yok. Bugün mağazalarımızda yapılan alış verişin yüzde 82’si banka ve kredi kartlarıyla yapılıyor.”

Abdullah Kiğılı’ya göre alış veriş merkezlerini kötü günler bekliyor: “Önümüzdeki 5 yıl boyunca 450 AVM’nin her yıl yüzde 5’inin kapandığını göreceğiz. Doğu ve Güneydoğu’da gidecek 10 tane şehir var. Türkiye’nin 81 ilinin 71’inde AVM var. O 10 ile de zor AVM yapılır. Yapılsa bile o kadar küçük metrekareye yapılır ki içindeki mağaza sayısı taş çatlasa 25-30 tane olur. AVM işinde gelecek yok.”

Hazır giyimin döviz bağımlılığı sorusunun cevabı da şöyle olmuş: “Üç ana hammadde var. Birincisi yün, ikincisi pamuk, üçüncüsü polyester. Bunların üçünü de ithal ediyoruz. Üç ana hammadde de dövizle alâkalı, enerji zaten öyle. Geçen yıl Ağustos ayında maliyetleri yaparken 4,90 olan Euro’yu şimdi 6,50 ile çarpıyoruz. Aradaki fark böyle. (...) İşin tuhafı kimse burnundan kıl da aldırmıyor. (...) Ayakkabı piyasası darmaduman oldu. Kaç tane ayakkabı markası kapandı. Erkek giyim markalarının yarısı elenir. Küçük markalar gidecek hiç ummadığınız markalar da ciddî anlamda küçülecek.”

Karşımızda böyle bir tablo varsa, buna dikkat çekene mi yoksa bu tablonun meydana gelmesine sebep olanlara mı kızılır? Bazıları kolay olanı tercih edip tabloya dikkat çekene kızıyor. Türkiye’yi idare edenler, problemlere dikkat çekenlere kızmak yerine çözüm yolları aramalı. “Sıkıntı yok, işler yolunda” diyerek krizi inkâr etmekle sadece millete fenalık yapılmış olunur.

Okunma Sayısı: 2448
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı