Bu konuları kendimize dert edinirsek büyük bir ihtimalle çareleri de buluruz.

Kitap ve kütüphane konusu çok ihmal ettiğimiz meselelerden biridir. İstatistik rakamlarını bir yana bırakalım ve kendimize soralım: Ayda ya da yılda kaç kitap okuyoruz? Ailemizde kaç kişi kaç kitap okuyor? Okula gönderdiğimiz çocuklarımıza kitap okumaları yönünde tavsiyede bulunan öğretmenleri var mı? Öğretmenler yılda kaç kitap okuyor? Aynı şey her meslek mensubu için sorulabilir elbette.

Şunu kabul etmek gerekir ki, kitap yayıncılığı ve okuyuculuğunu teşvik için ne yapılsa yeridir, gereklidir, lâzımdır. Bizim için hayal gibi görünse de bazı Avrupa ülkelerinde devletin, yayıncılığı teşvik için yayınlanan her kitaptan belli sayıda satın alarak kütüphanelere hediye ettiğini duyuyor ve okuyoruz. İnşallah ülkemiz de yayıncılığı teşvik eden adımları gecikmeden atar.

Tabiî ki kitap okuma meselesi sadece kitapların pahalı ya da ucuz olmasıyla izah edilemez. Keşke imkân olsa da kitap fiyatları herkesin satın alabileceği seviyede olsa. Maalesef kitap fiyatlarının yüksek olması bazıları için haklı bir bahane olarak karşımızda duruyor.

Ankara’da düzenlenen “Gezici Kütüphane Araçlarının İllere Teslim Töreni”nde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, yeni kütüphanelerin açılacağını haber vermiş. Kitabın ve kütüphanelerin hatırlanması, gündeme gelmesi elbette sevindirici bir haberdir. Her sokakta kahvehanesi olan bir ülkenin, hiç değilse her mahallede bir kütüphanesi olması gerekmez mi?

Bakanın yaptığı açıklamaya göre Türkiye’de 51’i çocuk, 6’sı müze ve edebiyat kütüphanesi olmak üzere toplam 1.140 kütüphane var. Bu kütüphanelerdeki kayıtlı okuyucu sayısı ise 2 milyonun altında. 

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, mahalli yönetimlerle ve kaymakamlıklarla iş birliği yaparak mevcut kütüphanelerin şartlarını iyileştirmek için çalışmalarını sürdürdüklerini veya yeni kütüphaneler açtıklarını hatırlatarak, “27’si yatırım programı üzerinden, 87’si yerel yönetimlerle ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz 34 Kültür Han ve Kültür Kıraathane, 36’sı da Bakanlığımızın büyük onarım ve yenileme kapsamında olmak üzere önümüzdeki yıllarda ‘Yaşayan Kütüphane’ yaklaşımıyla, 184 yerleşim yerinde ya yeni kütüphane açacağız ya da büyük onarımlarla kütüphanelerimizi yıkıp yeniden yapma ve yenileme gayreti içerisinde olacağız” diye konuşmuş. (AA 13 Temmuz 2017)

80 milyonluk bir Türkiye için bu rakamların yeterli olduğu söylenebilir mi? Bununla birlikte başta öğrenciler olmak üzere herkesin, hepimizin kitaba, okumaya, öğrenmeye teşvik edilmesi önemlidir. Ne edip etmeli ve kitap okumayı en üst seviyede teşvik etmeliyiz. Hiçbir öğrenci “Kütüphane vardı da biz mi gitmedik, kitap okumadık?” dememeli. Hem sayı hem de kalite bakımından kitapları ve kütüphaneleri çoğaltmak durumundayız. Okuyalım ki öğrenelim...