"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mağdur yok diyen kaldı mı?

Faruk ÇAKIR
30 Ağustos 2017, Çarşamba
Hadiseler bir defa daha gösterip tasdik ediyor ki hak, hukuk ve adaletin olmadığı yerde ‘ot’ dahi bitmez, büyümez. “Yaş ve kuru beraber yanmasın”, “Suçsuz insanlar mağdur olmasın” dedikçe; “Nerede mağdur var ki!” diyerek itiraz edenler son gelişmeleri acaba nasıl yorumlayacak?

Gerçi ‘iz’lerin birbirine karıştığı en üst seviyeden ilân edilmişti. Ama “Şu da mağdur, bu da mağdur” diye mağdurlar listelenmeye başlayınca işin sonunun iyi olmayacağını düşünenler hemen itiraz edip “Mağdur falan yok. Kimse mağdur edebiyatı yapmasın” diye itirazlarının önünü kesmişti. Ne var ki suların tersine akması mümkün olmadığı gibi mağduriyetlerin gizlenmesi ve yok sayılması da sonsuza kadar devam edemezdi.

Türkiye’yi idare edenlerin çok yakından tanıdığı ve 2013’te başlatılan ‘çözüm süreci’nde ‘âkil adamlar heyeti’nde yer alan gazeteci yazar Ahmet Taşgetiren, Star’daki yazısında (29 Ağustos 2017) iki yeni mağdur örneği vermiş. Bakalım bu örneklere itiraz eden çıkacak mı? Bu arada Taşgetiren’in daha önce gündeme taşıdığı bir mağduriyet ‘adlî kontol şartı ile tutuksuz yargılanma’ olarak neticelenmişti.

Ahmet Taşgetiren’in iki mağdurdan bahsettiği yazısında şöyle demiş: “Cumartesi günü. Bir düğün. Onu gördüm. Düğün dâvetlisi diye düşündüm. Doğu’da bir ilimizin üniversitesinde öğretim üyesi idi. Yanına vardım. ‘Hoş geldiniz’ dedim. Hoş beşten sonra son KHK ile üniversiteden ihraç edildiğini söyledi. (...)  

Hakkında soruşturma açıldığında bir çok kanaldan o yapı ile hiçbir ilgisinin olmadığı her yere bildirilmişti.  

Ama işte KHK ile ihraç gelmişti. Bir el onu ihraç listesine sokmuştu. (...) Ama işte bir profesör daha yanmıştı! Şimdi, biliyorum ki, bir tanesinden bahsetsem, patlayacak, dosya dolacak önüm. Yazınca da yukarda rahatsızlık oluşuyor.

“Ama adam tutuklanmış, 13 aydır tutuklu. (...) Bir Allah’ın kulu, (...) dosyasına baksın. Adam o gece darbe girişimine karşı vali ile, emniyetle birlikte mücadele etmiş, bütün bilgiler, şahitlikler bu yönde... ama kendisinin haberi olmadan darbeciler tarafından sıkıyönetim komutanı olması öngörülmüş... Tutuklusun, tutuklusun, tutuklusun... 13 aydır. (...) İnsanlar mağdur oluyorsa, -ki oluyor- herkes emin olsun ki, bunun bir siyasî bedeli olur. (...) Devlet öfke ile hareket etmeyi bırakmalıdır. Ceza uygulamasını bile kinle yapmamak esastır.” (Star, 29 Ağustos 2017)

Gözaltı ya da tutuklamalar yaşanırken “Olur böyle şeyler. Suçu yoksa bırakırlar” diyenler vardı.  

Taşgetiren’in “Hakkında soruşturma açıldığında bir çok kanaldan o yapı ile hiçbir ilgisinin olmadığı her yere bildirilmişti” demesi ve buna rağmen o kişinin mağdur edilmiş olması dikkat çekici. Derdini “her yere”  bildirenler ya da bildirebilenler dahi mağdur oluyorsa “kimsesizler” ne yapabilir, dertlerini kime anlatabilirler?

Kim olursa olsun bir kişinin haksız yere 13 ay tutuklu kalmış olmasına ne denilebilir? Taşgetiren’in “Herkes emin olsun ki, bunun bir siyasî bedeli olur” ve “Devlet öfke ile hareket etmeyi bırakmalıdır. Ceza uygulamasını bile kinle yapmamak esastır” vurgusu çok önemli.

Kılı kırk yararak ve mağduriyetlere sebep olmadan adaleti tevzi etmek en önemli iş, çok önemli iş vesselâm.

Okunma Sayısı: 8630
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • nafi

    30.8.2017 14:25:30

    sayın faruk çakır khk mağdurluk ne zaman bitecek

  • Ramazan çalışan

    30.8.2017 14:17:13

    Ahmet Taşgetiren’in yazıları düz mantıkla okundugunda, mazlumlara,magdurlara sahip çıkıyor ve bu konuda yetkili mercileri uyarıyor gibi görünüyor.yazısında verdiği mağdur örnekleri yakın dostları ve arkadaşları.Benim gibi düşünenler magdursa mazlumdur düşüncesi sakattır. Mağdurun,mazlumun Dini mezhebi meşrebi ırkı olmaz.Mazlum her yerde mazlumdur.Sayın Kazım GÜLEÇYÜZ ün Nur ENERİN şahsında bütün maduriyetlere sahip çıkması ve ama fakat gibi,mesleyi eğip bükmeden,bir ileri iki geri yapmadan bütün mazlumların hukuka sahip çıkması buna güze bir örnektir. ” ELİF” gibi Olmak lazım. Yani Ahmet Taşgetiren’in yazılarını mağduriyetleri dile getiren bir yazı diye okumak,yanlış bir okuma olur.

  • Hasan unlu

    30.8.2017 12:15:41

    Yazikki Dindar insanlar bile bu magduriyetlerin sadece siyasi bir bedeli olacagindan endisemi ediyorlar, ya Allahtan korkun demek yokmu.!?

  • HÜSEYİN İLHAN

    30.8.2017 08:05:50

    DARBE yi bahane ederek 'CADI AVI İSE CADI AVI YAPILACAK,diyen alil kafanın 'BANA MAĞDUR EDEBİYATI YAPMAYIN,gibi akıla ziyan hezeyanlarını görünce daha önce muhterem Süleyman KÖSMENE'nin satırlarında okuduğumuz bir hadisenin kahramanlarından FARİSİ HÜKÜMDARI NÜŞİRİVAN aklıma geldi.HZ.ÖMER RAH. ise bugünkü ceberrutlarla mukayese etmek o mübareğe hakaret olur. Şu yaşanılan haksızlıklar karşısında futbol maçlarına gidip 2 saate yakın vakit bulanların masum ve mazlumların feryadına kulağının kapalı,kalbinin tiremesinin olmaması için ancak ADALET NASİPSİZİ,HAKSIZLIKLA TARİHE GEÇEN KARA-TAŞ KALPLİ ibaresi olacaktır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı