"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Menfaatlerin çarpıştığı bölge

Faruk ÇAKIR
10 Ekim 2016, Pazartesi
Ortadoğu’daki gelişmeler dünyanın tahmin etmediği merhalelere gelip dayandı.

Yıllardan beri devam eden İsrail işgalinin sona erip bölgenin huzura kavuşması umulurken, İran ile Irak arasında başlayan savaşla bölge kana bulandı. İran-Irak savaşı sona erince bu defa Amerika’nın Irak’ı işgaline şahit olduk. O bitmeden Suriye krizi başladı ve halen devam ediyor.

Bu yaşananlar Ortadoğu’nun gerçek bir ateş çemberi içinde olduğunu ve dengelerin çok hızlı değişebileceğini göstermiş oldu. İstanbul’da düzenlenen “El Şark Forum 2016 İstanbul Buluşması” çerçevesinde yapılan konuşmalar da Ortadoğu’nun tam bir kriz merkezi olduğunu bir defa daha ortaya koymuş. 

Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Başkanı Mesut Özcan toplantıda yaptığı konuşmada şöyle demiş: “(Ortadoğu’da) Tam manasıyla bir kaos söz konusu. Bunun da ortaya çıkmasındaki en önemli sebeplerden biri sorunların oldukça karmaşık olması ve Ortadoğu’nun dünyanın en fazla uluslar arasılaşmış bölgesi haline gelmiş olması. Hemen hemen her aktörün burada bir çıkarının olması. Bölgesel aktörlerin de bugün bölgede yaşadığı dönüşümü tek başına şekillendirecek kapasitede olmaması. (...) Bölge ülkelerinin bu kapasitelerinin ötesine geçen durum dolayısıyla uzun vadede belki bir barış, istikrar ortaya çıkabilecek, ama kısa vadede zor gibi duruyor.”

Aynı toplantıda konuşan Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Şaban Kardaş da, “Suriye, Irak ve bölgedeki diğer yerlerde, olan biten şunu göstermektedir; derin bir istikrarsızlık maalesef uzun bir süre yerini koruyacaktır. (...) Ortadoğu hâlâ uluslar arası dinamikler tarafından şekillenmektedir” demiş.

Uluslar arası dinamiklerin, olumsuz bir şekilde bölgedeki dönüşümü şekillendirdiğini ifade eden Şaban Kardaş şunu da ilâve etmiş: “Politik boyuttan bakıldığı zaman esas mesele, demokratik dönüşümlerdir. Bildiğimiz gibi 10 yıllardır uluslar arası güçler tercihlerini otoriteryen istikrarsızlaştırma politikaları üzerine yoğunlaştırmışlardır. Otoriteryen rejimleri, istikrar olması adına desteklemişlerdir. Bölgesel dönüşümün olması, inanılmaz bir fırsat penceresi açmıştır.” 

Uzmanların da ifadeleriyle Ortadoğu’daki kaosun birinci sebebi büyük devletlerin bölgedeki otoriter idareleri ve idarecileri istikrar bahanesiyle gözü kapalı desteklemesidir. Otoriter diyoruz, ama bu idarecilere ‘zalim’ demek belki de daha doğru olur. Dünyaya şekil verme iddiasında ülkelerin hakkı, hukuku ve adaleti benimsemek yerine kendi şahsî menfaatlerini benimsemesi bölgedeki kaosun en önemli sebebidir. İstikrar devam etsin diye Irak ya da Suriye’deki örneklerde olduğu gibi otoriter idarecileri desteklemek nasıl izah edilebilir? Hiç ilgilenmese, ülkenin dengeleri takip edilse neyse. Daha çok silâh satmak ya da petrol gelirinden daha fazla pay almak için ‘kötü’ idarecileri el üstünde tutulmak büyük devletlerin izah edemeyeceği bir davranıştır.

Önemli bir nokta da büyük devletlerin tamamının bu bölgede maddî menfaatlerinin olmasıdır. Neticede bölgede yaşayanların menfaatleri değil de, ‘5 büyük’lerin menfaatleri çarpıştığı için Ortadoğu kan gölüne dönmüş durumda. Menfaat çarpışmaları biterse, grupların silâhlı çatışmaları da biter. Aksi durumda kan gölü ile gözyaşı gölü birbirine karışmaya devam eder. Allah muhafaza...

Okunma Sayısı: 3372
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • SAİD HAKTAN

    11.10.2016 16:10:20

    Bu savaşta 200. 000 ila 400.000 insan öldürüldü. 20,000 den fazlası hala kayıp. (Yani toplu mezarlarda kimlikleri henüz teşhis edilmemiş.) BOSNA HERSEKTE BM'NİN KUVVETLERİNİN GÖZÜ ÖNÜNDE KATLİMA YAPILDI.ŞİMDİ IRAK-SURİYE-MISIR-FİLİSİN-LÜBNAN VS.VS. MÜSLÜMANLAR KATLEDİLİYOR.HEM KENDİSİNİ MÜSLÜMAN ADEDEN DEVLETLERİNDE OLDUĞU askerler küffar ABD ve RUSYA İLE ÖLDÜRMEYE devam ediyor...Yarabbi bu zulümler de hz.hüseyin (ra) yapılan zulümlerde senin iznin olmadan isabet etmezdi...Biz ne yaptıkta kader fetva verdi bu halimize...Meded yarabbi... 2.000.000 kişi göç etmek zorunda kaldı. 20.000 ila 50.000 kadına tecavüz edildi. 1000 ila 2000 babası belli olmayan çocuk doğdu.

  • İMDAT SU

    10.10.2016 11:55:03

    Ortadoğu'daki karmaşıklığının sebebinin "büyük devletlerin tamamının bu bölgede maddî menfaatlerinin olmasıdır." Tesbiti doğru...Güya bu karışıklığı gidermek adına "Otoriteryen rejimleri, istikrar olması adına desteklemişlerdir." sözüm ona ekabir devletler...Şimdi kanlarla sulanmış sözkonusu olan bu topraklarda kimler yaşıyor?..Müslümanlar(kahir ekseriyeti)...Bunların tabi oldukları (Başta Kur'an ve Sünnet) oluşumlar yok mu?... Var. Peki, başta bunların liderleri temel kaynaklarımız(Kur'an ve Sünnet) gereği müntesipleri tehlikelere karşı uyarmak zorunda değil mi... Evet. Uyarmıyorlarsa bunlar birinci derecede sorumlu mudurlar? Evet. Peki, Ümmetin başına bunca felaket neyin nesi...Bunlar, meydana gelen hadiselerde HAKKIN YANINDA mı tavır takınıyorlar yoksa iktidarların şakşakçıları mı (nedendir bilinmez) kesiliyorlar...Sırtını bu liderlere(İslami Oluşumlara) dayanan garibanım halk ne yapsın..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı