"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mısır’ın intiharı

Faruk ÇAKIR
17 Mayıs 2015, Pazar
Mısır’da darbe ile işbaşına gelen yönetim, seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursî’nin de aralarında olduğu 106 kişi hakkında idam kararı vermiş olması darbe yönetimlerinin ne kadar haktan ve hukuktan uzak yönetimler olduğunu bütün dünyaya bir defa daha göstermiş oldu.

Hemen ifade edelim ki, böyle bir karar sebebiyle Mısır halkına hiç kimse kızamaz. Kınanması gereken Mısır’ı idare eden darbecilerdir. Belki de onlardan daha önce, Mısır’ın bu hale gelmesine bilerek ya da bilmeyerek sebep olanlara kızmak icap eder. Devam eden mahkemelerin ne ölçüde adil olduğunu, yani adil olmadığını; alınan kararlardan anlamak mümkün. Bilhassa Mursî için ileri sürülen iddiaların hukukî olduğunu kim iddia edebilir? Mursî ve 34 kişi, “Devletin çıkarlarına zarar vermek ve casusluk” iddiasıyla yargılanmış ve mahkûm olmuş... 

Bizim nezdimizde Mısır, “İslâmın zeki bir oğlu”dur. [Bediüzzaman’ın Tiflis’teki Rus polisiyle konuşmasında geçen ifade şöyledir: “...Mısır İslâmın zekî bir mahdumudur; İngiliz mekteb-i mülkiyesinden ders alıyor.” (Tarihçe-i Hayat, s. 69)] Dolayısıyla Mısır’daki hadiseler görünüşte çok ümit kırıcı olsa da, temelde ümidimiz kesilmez. Mısır, bir şekilde istibdat zincirlerini kırıp “İslâmın zeki bir mahdumu/oğlu” olduğunu inşallah gösterecek.

Mısır’da yaşananlar sadece bir ülke için değil, bir bütün olarak ‘hür dünya’ için imtihanın kaybedilebileceğine işarettir. Hür dünya ülkeleri, kendileri için istedikleri hürriyet, adalet ve iyilikleri; niçin Mısır için de istemez? Kirli ve kirlenmiş maddî menfaatler için, Mısır’daki askerî cuntaya, askerî diktatöre hak vermek, destek vermek izah edilebilir mi?

Elbette Mısır’ın bu hale düşmesinde Türkiye’yi idare edenlerin de kısmen sorumluluğu vardır. Bu ifadeye mutlaka itiraz edenler olacak, ama bu tesbit sadece bizim ifade ettiğimiz bir tesbit değildir. Daha önce çok defa gündeme geldiği üzere konu ile ilgili bir röportajda İHH Başkanı Bülent Yıldırım şöyle demişti: “Türkiye burada çok önemliydi. Meselâ Mısır’da İhvan seçimlere girmek istemiyordu. Türkiye’nin zoruyla seçimlere girdi. Aslında seçimlere girmeme kararıyla haklıydı çünkü bütün yükü omuzlarına almış olacaktı. Nitekim öyle oldu ve Mursî hükümeti başarısız şekilde gösterilmesine sebep olundu.” (Genç Öncüler dergisi, sayı: 90, http://www.genconculer.com/?p=929, erişim tarihi: 16 Mayıs 2015)

Bu tesbit ve tablo önümüzdeyken, sadece başkalarını, Batıyı, AB’yi, ABD’yi ve BM’yi suçlamakla vazifemizi yapmış olur muyuz? Hür dünya ülkeleri, AB, ABD ve BM, Mısır’da yaşananlar konusunda çok büyük hata işlediler ve işliyorlar. Fakat onların hata işlemiş olması, bizim hatamızı ortadan kaldırmaya yetmiyor. Gerçekleştirilemeyecek vaadlerle insanlar hatalara sürüklendiyse, bu yanlışa imza atanların bir özür borcu yok mu?

Ümidimiz ve temennimiz, hür dünyanın uyanıp bu kararlara ciddî olarak itiraz etmesi ve siyasî idamların engellenmesidir. Adalet tesis edilemediği müddetçe Mısır’a huzur gelmez. Türkiye de her türlü imkânını seferber edip dünyayı harekete geçirmeyi başarmalıdır. “Bakın, Batı sessiz. Suç ve kabahat Batıda” diyerek Mısır’daki yanlış adımlar önlenebilir mi? Suçlamayı başka vakte bırakıp, hak, hukuk ve adalet için el ele verme vaktidir.

Mısır, İslâm’ın zeki bir mahdumudur ve inşallah bu badireleri de atlattığına şahit oluruz...

Okunma Sayısı: 1414
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı