"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mülteci turnusolü

Faruk ÇAKIR
20 Kasım 2015, Cuma
Bazı hadiseler vardır ki, iyi ile kötüyü, güzel ile çirkini ya da adil olanla zalim olanı ortaya çıkarır.

Dünya ülkeleri ve idarecileri için mülteciler de böyle bir vazife yapmış oldu. Normal zamanlarda ‘insan sevgisi’yle dolup taştığını ilân edenler, kapılarına mülteciler dayandığında çok farklı bir tavır ortaya koydular. Gerçi ülkeleri ve insanları böyle davranmaya sevk eden tuzakların kurulduğunu da görmek durumundayız. 

Suriye’deki iç savaş neticesi ülkelerini terk edip ölümü göze alarak Avrupa’ya doğru yolan çıkan mülteciler, bu bakımdan ‘turnusol kâğıdı’ gibi oldu. Bilindiği üzere turnusol kâğıdı kimyada kullanılan ayıraçlardan bir tanesidir. Bu kâğıt, çözeltilerdeki ‘asit’ ve ‘baz’ları fark etmekte kullanılır. Turnusol kâğıdı asitle temas ettiğinde kırmızı, bazla temas ettiğinde ise mavi renk verir.

İşte, Suriye başta olmak üzere iç savaş yaşanan ülkelerden kaçarak zengin Batı ülkelerine gitmeye çalışan mülteciler, ‘insan, insan, insan’ diyenler için tam bir ‘turnusol kâğıdı’ oldu. Bir kısmı gelen mültecilere kucak açma kararında sebat ederek gerçekten ‘insan’ demeyi sürdürdü. Dünün kahramanlarından bazıları ise mültecilere ‘insan’ muamelesi yapmaktan vazgeçti. Bu durum, kıyamete kadar devam edecek bir mücadelenin farklı bir tablosu olarak da görülebilir.

Bu noktada dikkat çekici tartışmalardan biri de Amerika’da yaşandı. 50 eyaletin oluşturduğu ABD’de Suriyeli sığınmacı istemeyen eyalet valisi sayısı, azalacağı yerde son günlerde 27’ye ulaşmış. Bazı Cumhuriyetçi Parti başkan aday adayları da mültecilerin ülkeye girmesine itiraz edenlerin başında yer alıyormuş. Haberlere bakılırsa, mültecileri misafir etmek istemeyen yöneticilerin sayısı, Paris’teki terör saldırısından sonra hızla artmış. 

Cumhuriyetçi başkan aday adaylarından Donald Trump, Suriyeli mültecileri “Truva atı”na benzeterek “Onların bu ülkeye girmesine izin veremeyiz” derken, Ben Carson da Obama yönetiminin 10 bin mülteci alacak olmasını “akıl tutulması” olarak gördüğünü ilân etmiş. 

Elbette Amerika’daki herkes böyle düşünmüyor. Demokrat aday adayları Hillary Clinton ve Bernie Sanders, Suriyeli mülteciler tartışmasında Cumhuriyetçilerin karşısında yer aldıklarını açıklamışlar. Clinton’ın seçim kampanyası ofisi, “Clinton, Suriye’den gelecek mültecilerin taranmasının itinayla yapılmasının önemine, ayrıca teröristlerin bizi yıldırmasına izin verilmemesi, değerlerimizi ve insanî yükümlülüklerimizi terk etmememiz gerektiğine inanıyor” ifadesini kullanmış. 

Demokrat aday adayı Bernie Sanders de “Korku içinde yaşamayacağız. Bu zor zamanlarda İslâm karşıtlığına da boyun eğmeyeceğiz. Suriye ve Afganistan’dan kaçan mültecilere sırtımızı dönmeyeceğiz. En iyi yaptığımız şeyi, Amerikalı olmayı başarıp ırkçılıkla, yabancı düşmanlığıyla ve korkuyla savaşacağız” demiş. (AA, 18 Kasım 2015)

Tartışmalardan da anlaşılacağı üzere mülteci meselesi bütün dünya için bir imtihan vesilesi. Gerçekten ‘insan’ diyenler ile reklâm için ‘insan’ diyenler bu şekilde ayrılmış oluyor. Bu ayrım, bu farklılık muhtemelen kıyamet gününe kadar devam edecek.

Temennimiz ve duâmız, mücadeleyi iyilerin, adil hükmedenlerin ve ‘önce iman/önce insan’ diyenlerin kazanması için...

Okunma Sayısı: 1912
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı