Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Lüleburgaz’da yaptığı konuşmada, kitap okumanın önemine dikkat çekmiş ve “İnsanımıza ne kadar çok okuma alışkanlığı verirsek biz millet olarak o kadar çok gelişiriz” demiş.
Doğru söze doğru denir ve diyoruz. Seçim ve geçim arasında sıkışmış olmak Türkiye’ye bir şey kazandırmaz. Kalıcı gündemin eğitim, kitap, okuma ve ilim olduğunu görmek durumundayız.
Vatandaşları camilere dâvet eden Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürmüş: “Çocuklarımızın eğitimi gerçekten çok önemli. Ülkemizde 25 milyon öğrencimiz var. Şöyle bir araştırdım, dünyada nüfusu 25 milyonun altında olan 143 ülke var. Bu ne büyük bir zenginliktir. Milletimiz için, ülkemiz için ne büyük bir zenginliktir. Yüz binlerle ifade edilen ülkeler var, dünyada. Ama bizim 25 milyon gencimiz var. Bunlar bize emanet. (...) Camilerimizi eğitim merkezleri haline getirmeye çalışıyoruz. Sizler de takdir edersiniz ki o kadar emek sadece ezan okunsun, namaz kılınsın, caminin kapısı kapatılsın diye verilmemeli. Camilerimizde namazlardan önce, sonra imamlarımız ilmihal dersi, tefsir dersi, hadis dersi veriyorlar. (...) Yani sadece ‘insanlar gelsin, mescitte namaz kılsın ve gitsinler’ demedi Peygamber Efendimiz (asm). Mescidi Nebevî’nin içindeki okulda binlerce insanı yetiştirdi ve onun yetiştirdiği insanlar diğer insanları yetiştirdi. Medeniyetimiz böyle gelişti. Bizim medeniyetimiz ilim, bilgi, okuma medeniyetidir. O yüzden insanımıza ne kadar çok okuma alışkanlığı verirsek biz millet olarak o kadar çok gelişiriz. Hangi konuda bilgi sahibi olması gerekiyor milletimizin, sadece dini konularda mı? Hayır. Bütün konular esasında Kur’ân-ı Kerîm’i daha iyi anlamak için öğrenilir. Eğer böyle öğrenilirse bir fizik kitabını, Kur’ân-ı Kerîm’deki fizikle ilgili âyetleri daha iyi anlamak için okursa bir Müslüman ibadet yapmış olur. Astronomi kitabını, coğrafya ile ilgili bir konuyu Kur’ân’daki kıssaları daha iyi anlamak için eğer okursa nafile ibadet yapmış olur. O yüzden biz küçük yaştan itibaren çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırmalıyız.” (AA, 2 Nisan 2019)
Okumaya dikkat çekilmesi çok önemlidir, ama bu sadece bir konuşma ile ve sadece Diyanetin yapması gereken iş değildir. Bir bütün olarak herkesin, hepimizin okumanın önemine dikkat çekmemiz gerekir. Tabiî ki en başta fiilen güzel örnek olmak için kendimiz okumalıyız. Kitap, dergi, gazete... “Bunlara verecek kadar paramız yok” diyen varsa hiç değilse internet üzerinden bedava ulaşılabilen kitapları, gazeteleri okuyalım. İnternet nimetini ‘oyun ve eğlence’ için değil de, ilim, okuma ve öğrenmek için değerlendirelim.
Tabiî ki Türkiye’de kitap, dergi ve gazete gelirlere nisbetle umumî anlamda pahalıdır. Ancak bu da okumamak için bahanemiz olmamalı. Yeter ki okumak isteyelim. Bazı yerlerde 24 saat açık kütüphaneler var. Bunların olmadığı yerlerde eşimizden, dostumuzdan okunmak üzere ‘emanet kitap’ alabiliriz.
Bütün bunları yapmak için ilk adımın ailede ve okullarda atılması gerektiğini görmek durumundayız. Her fırsatta ifade edilmeye çalışıldığı üzere okullarda mutlak surette ‘kitap okuma saati/dersi’ olmalı. Buna ilâve olarak kitap okuyanların mutlak surette maddî ve manevî anlamda teşvik edilmesi şarttır.
Her okul kitap okuyan öğrenciler arasında seçim yaparak yurt içi ve yurt dışı gezilere götürülse...
Mutlaka zorlukları, mahzurları da olabilir, ama faydalı yönlerin daha fazla olduğunu görmeliyiz.
“Okuyalım arkadaşlar” diyoruz vesselâm...