"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ölçen bir sistem kurabildik mi?

Faruk ÇAKIR
17 Şubat 2018, Cumartesi
Çalışmak da, konuşmak kadar kolay olsaydı, bizim kadar başarılı olan kimse olmazdı.

Fakat hayatın gerçekleri çok farklı. Konuşuyoruz, hedefler çiziyoruz, ama iş bu vaadleri yerine getirmeye geldiğinde evdeki hesabın çarşıya, gerçeklere uymadığını fark ediyoruz.

Büyük hatalarımızdan biri de işlerimizi ölçmememiz. Atılan adımların neticeleri tesbit edilemeyince hedefe ulaşılılıp ulaşılmadığı da bilinmiyor. Hazırlanan paketler, ilân edilen hedefler paket ve hedef olarak kalmaya devam ediyor.

İstanbul’da düzenlenen “Avrasya Uluslararası Yükseköğretim Zirvesi”nde konuşan Malezya Yükseköğretim Bakanı İdris Jusoh, başarı ya da başarısızlığı ‘ölçen bir sistem’ geliştirdiklerine dikkat çekmiş. Çok basit gibi görünen bu adımın çok önemli olduğunu acaba nasıl anlayacağız? 

“Asya’daki en iyi üniversitelerin 5’i Malezya’dan. Araştırma üniversitelerimiz dünyanın yüzde 1’inde. (...) Bakanlıkta 3 bin profesör ve 50 bin eğitimcimiz var” diyen İdris Jusoh şöyle devam etmiş:     

“Girişimci ve dengeli mezunlar yetiştirmemiz gerekiyordu. Mükemmel beceriler kazandırmaya ve ömür boyu öğrenime inanıyorduk, yani okul bitince eğitim bitmiyor. İşle eğitimi ayırmamak lâzım. Mezun olduktan sonra öğrencilerin işi hazır olmalıydı ve mezunların girişimci olması gerekiyordu. Finansal sürdürülebilirliği de içeren bir yükseköğretim tasarladık. Bütünsel, girişimci ve dengeli mezunları nasıl yetiştireceğiz? Ölçemezseniz, yapıldığını ispat- layamazsınız. Bunu ölçen bir sistem geliştirdik, sadece bilgi değil, sosyal beceriler, etik kapasiteyi ve iletişim becerisini de ölçüyoruz.” (AA, 14 Şubat 2018)

Jusoh, öğrenciyi endüstri ile tanıştırmak gerektiğinden hareketle yeni bir sistemi hayata geçirdiklerini belirterek, “Öğrenciler ilk 2 sene üniversitede, üçüncü ve dördüncü sınıfta ise sahadalar. Uluslar arası şirketlerin yöneticileri de üniversitelerde ders veriyor. Sistemimiz uluslar arası ilgi gördü. Dünya Bankası yöneticilerinden biri, ‘Malezya küresel bir vak’a, izlenmesi gerek’ dedi. Küresel yükselişimiz de devam ediyor. Yükseköğretimde 6 yılda 36’ncı sıradan 25’inci sıraya çıktık” demiş.

Türkiye’de de her defasında sanayi ile üniversitelerin iş birliği yapması gerektiği söylenir. Peki, Malezya iki yıl üniversite iki yıl da saha programını biz niçin yapamıyoruz? Ya da buna benzer başka bir program ortaya koyamıyoruz? 

Bakınız, Malezya yeni bir sistem ortaya koymuş ve 6 yılda 36’ncı sıradan 25’inci sıraya çıkabilmiş. Peki, biz son 6 yılda hangi sıradan hangi sıraya yükselebildik, ya da bir sıra dahi olsa yükselebildik mi? Hemen her yıl sistem değiştiği hâlde niçin ‘başarı ya da başarısızlığı ölçebilen’ bir sistemi hayata geçiremedik? “Olur mu? Biz de ölçüyoruz. Ona göre diploma bile veriyoruz” diyorsak kendimizi kandırmaya devam ediyoruz demektir.

Aynı habere göre bu programda konuşan idarecilerden biri Suriye meselesinden bahsetmiş. Elbette Suriye meselesi de önemlidir, ama o muhtevada bir konuşmanın yeri eğitim zirvesi midir? Zirvenin başarılı olup olmadığını dahi ölçecek durumda değiliz.

Biz yine de eğitimin konuşulduğu zirvelerin artarak devam etmesini ve kalıcı çareler bulunmasını temenni ediyoruz.

Okunma Sayısı: 1719
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı