"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Onlar söndürmek için üflüyor, ama İslâm parlıyor

Faruk ÇAKIR
17 Nisan 2018, Salı
Güneş gibi olan İslâmın üflemekle söndürülemeyeceğini, aksine üflendikçe o nurun parlayacağını ve üfleyenlerin de takattan düşeceğini Risale-i Nur’dan öğrenmiş bulunuyoruz.

Bu vesileyle orjinal ifadeyi hatırlayalım: “İslâmiyet güneş gibidir, üflemekle sönmez. Gündüz gibidir; göz yummakla gece olmaz. Gözünü kapayan, yalnız kendine gece yapar.” (Münâzarât, s. 44)

Bu tesbiti tasdik eden çok beyanlar var. ABD Duke Üniversitesi İslâm Araştırmaları Kürsüsü Başkanı Prof. Dr. Bruce Lawrence’in beyanları da bu noktada dikkat çekici. Lawrence, ‘’İslâm ile ilgili yayılan olumsuzluklara rağmen Avrupa ve Kuzey Amerika’da insanlar İslâmı merak ediyor ve İslâm hakkında daha fazla bilgi edinmek için okuyor ve araştırıyor’’ demiş. (Konuşan: Gülsüm İncekaya, AA, 12 Nisan 2018) 

Üsküdar Üniversitesi yarı zamanlı öğretim üyeliği de yapan Prof. Dr. Lawrence, ‘İslamofobi’nin bazı bölgelerde bir anlamda pozitif bir duruma dönüştüğüne de dikkat çekmiş.

Önemli tesbitler yer aldığı haberin geniş bir özetini aktarmakta fayda var. El-Kaide, IŞİD terör örgütleri ve daha öncesinde yaşanan bir takım olayların İslâm karşıtlığını körüklediğini vurgulayan Lawrence, şöyle konuşmuş: ‘’Bu karşıtlık 20 yıllık geçmişi olan El-Kaide veya 7 yıldır bölgede varlık gösteren IŞİD ile sınırlı değil. İran’da yaşanan ve siyasal İslâm olarak nitelendirilen gelişmelerin de etkisi oldu. Bu olumsuzluklar Müslüman ülkelerde ateizmin yayılmasına sebep oldu. Aslında genel tabloya baktığımızda bunun sadece Müslümanlar arasında değil, bütün dünyada bir karşılığı olduğunu görüyoruz. İnsanlarda dine karşı bir soğuklaşma, temkinli bakma yaygınlaştı. İran devrimiyle gündeme gelen İslâm devleti, İslâmî hükümler hatta din adına başka Müslümanlarla çatışma, savaşma meselesi sanki bütün dinlere karşı topyekûn bir savaş şeklinde algılanmaya başlandı. İnsanlar, bu olaydan sonra dinin siyasî amaçlar için kullanılmasından rahatsızlık duydu. Aslında bu kanı sadece İslâm dinine değil bütün dinlere karşı oluştu.’’

Lawrence, Avrupa ve ABD’de İslâma yönelimin azımsanmayacak kadar çok olduğunu vurgulayarak, “İslâmın yayılması sadece Avrupa ile alâkalı bir durum değil. Kuzey Amerika’da da İslâmın yaygınlaştığını görüyoruz. İslâm yaygınlaşıyor derken insanların Müslüman olması şeklinde algılamamak lâzım. Şunu söylemeye çalışıyorum, İslâm ile ilgili yayılan olumsuzluklara rağmen insanlar İslâmı merak ediyor ve İslâm hakkında daha fazla bilgi edinmek için okuyor ve araştırıyor. Olumsuzluk bir anlamda pozitif bir duruma dönüştü’’ ifadelerini kullandı.

Avrupa’da ırkçılık sorununu gençlerin çözeceğine inandığını dile getiren Prof. Dr. Bruce Lawrence, şöyle konuşmuş: “İslâm karşıtlığı, mülteci karşıtlığı, insanların renkleri üzerinden ırkçılık yapmak. Bunlar Avrupa’nın da Amerika’nın da ciddî sorunu. Sınırların kalktığı iletişimin bu kadar yoğunlaştığı bir çağda özellikle gençler çok daha ön planda. Bu gençler arasında Müslümanlar da var gayrimüslimler de var. Gençler çok daha açık fikirliler ve farklı dünya görüşleri ve farklı yaşama tarzlarını kabul ediyorlar. Ben İslâm karşıtlığına karşı en iyi mücadeleyi gençlerin vereceğine inanıyorum. (...) Negatif İslâm algısını kırmanın elbette yolları var. Ama ben bunun siyaset üzerinden yapılmaması taraftarıyım. Üzerinde durduğum en önemli noktalardan biri de eğitim. 2001’den bugüne kadar İslâmı öğretenlerin sayısı beş katı fazlalaştı. Bu da demek oluyor ki sadece İslâm ile alâkalı bilgi de çok fazla arttı. Doğru bilgi mi? Tabiî ki bu tartışılabilir, ancak İslâm dini ile ilgilenen insan sayısı arttı bunu söyleyebiliriz.’’

İslâm’ın medeniyet ve kültür kavramı üzerinden de konuşulması gerektiğine dikkati çeken Prof. Lawrence şöyle devam etmiş: ‘’İslâm, dili, kültürü, felsefi bakış açısıyla koca bir medeniyettir. (...) Gençlere yatırım yapmamız lâzım. (...) Meselâ, ABD’de son zamanlarda bir hareket başladı. Bu hareket, Amerikan toplumunda yaygınlaşan silâhlı şiddeti elimine etmeyi hedefliyor. Bu bağlamda silâh kullanma ruhsatına sahip olmayan insanların elinden silâh almak şeklinde değil. Çünkü bu insanların elinden silâh almak şiddeti çözmez. Sorunu temelden çözmek lâzım. Özellikle azınlıklara yönelik şiddet eğilimini ortadan kaldırmak gerekiyor. İşte Amerika’da gençlerin başlattığı eylem de bunu kapsıyor.’’

Siyasetten uzak durulması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Bruce Lawrence sözlerini şöyle noktalamış:

‘’Çünkü siyasî bir yolla yapmak her zaman tehlikelidir. Bir siyasî lider üzerinden bir mücadele verirsiniz yarın o lider gider başkası gelir. Ve ne bir siyasî lider, ne de siyasî bir görüş insanların kalplerine nüfuz edemez, kalplerini değiştiremez. (...) Yani ben ümitvarım, ama sosyal değişimi hükümetlerden beklememek lâzım.’’ 

Prof. Dr. Bruce Lawrence’in çarenin siyaset olmadığını hazırlatması ve eğitime dikkat çekmesi önemli. Mevlâ görelim neyler, neylerse güzel eyler vesselâm.

Okunma Sayısı: 2738
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı