"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ortada tuzak var, dikkat!

Faruk ÇAKIR
02 Nisan 2015, Perşembe
Çok üzücü, çok sarsısı bir terör hadisesi ile karşılaştık. Silâhlı iki terörist, ‘Adalet Sarayı’na girerek görev başındaki savcıyı katletti.

Elbette bu hadise basit bir hadise değil. Sıkı korunan bir devlet dairesine, adliye binasına girmek, savcısı önce rehin almak ve uzun pazarlıklar sonunda teslim olmayıp onu vurmak yüzlerce karanlık soruyu içinde barındıran bir ‘tuzak’tır.

Hadisenin hukukî ve adlî yönündeki karanlık noktalar işin ehli uzmanlarca ele alınacaktır. Uzman olmamakla birlikte, aklımıza bazı sorular geliyor: Acaba, yaklaşık 8 saat süren görüşmeler esnasında savcıyı sağ olarak kurtarma imkânı yok muydu? Elbette, “Olsaydı, öyle yapılırdı” denilebilir; fakat saldırıyı düzenleyenleri de sağ olarak ele geçirmek, hadisenin arkaplanını öğrenmek için isabetli olmaz mıydı? Teröristler de öldüğüne göre, bu cinayet, bu baskın, bu terör eylemi tam olarak aydınlanabilir mi? Nitekim, bir terör uzmanı; savcının rehin alındığı odaya bayıltıcı gaz sıkılabileceği yönünde görüş beyan etti. Böyle bir çareye müracaat imkânı olmadı mı?

Büyük çoğunluk, haklı olarak bu ve benzeri terör eylemlerini lânetliyor. Fakat tek başına lânetlemenin terörü durdurmaya yetmediğini de bilmek lâzım. Çok daha tesirli çalışmalar yapılmalı. Neredeyse bir yıldır, “Önümüzdeki günlerde terör faaliyetleri artabilir” şeklinde yorumlar ve ikazlar yapılıyordu. Her zaman bu tür tuzakların kurulması mümkündür, ama önümüzdeki günlerin seçim ayları olması sebebiyle bu hadiselerin artma ihtimali çok daha fazla. Bilhassa siyasetçiler, teröre taviz vermeyecek bir dil kullanmaya dikkat etmeli. Aynı zamanda sivil toplum kuruluşları ve medya mensupları da dikkatli olmalı. Çünkü tuzak bir kişiye değil, milletimize ve ülkemize kuruluyor. Her hadiseden sonra “Biz bu filmi izlemiştik” hissine kapılmak istemiyoruz. Sadece 31 Mart 2015 [kara(nlık) Salı] günü yaşanan hadiseler, Türkiye’de bir günün çok uzun olduğu bir defa daha ortaya koydu. Gündem değişti, karanlık bulutlar her yanı sardı. Maalesef, kurulan tuzak; darbe öncesi kaos ve kargaşa günlerini hatırlattı.

Hayır! millet olarak bu tuzağa düşmememiz lâzım. Bunun yolu da adalet ve şeffaflıktan ayrılmamaktan geçer. Problemleri örterek, yok sayarak, görmezten gelerek tuzakları boşa çıkarmak mümkün değil.

Bu arada katledilen savcının babasının sözleri, en katı kalpleri de yumuşatmalı, göz yaşlarını akıtmalı... Kadere teslim olan baba, cenaze namazı öncesi sorular üzerine şöyle konuştu: “Valla ben sakindim. ‘Allah’tan geldi’ dedim. Takdiri İlâhî dedim. ‘Kaderimizde bu var’ dedim. Oğlum bunu hak etmemişti. Ama kaderde bu varsa boynumuz kıldan incedir. Biz inanan insanlarız. Hamdolsun, gayrimeşrû bir yolda değildi. Namusuyla, alnının akıyla, şerefiyle, onuruyla, haysiyetiyle, görevinin başında takdir-i İlâhî oldu. Ben memnunum, ben şükrediyorum. Yüreğimde yanıyor, ama şükrediyorum.”

Kader hükmünü icra edince, insanların tercihi susar. Canilerin katlettiği savcımızın başta ailesi ve yakınları olmak üzere bütün dostlarına Allah’dan sabır diliyoruz. Yeri, mekânı Cennet olsun inşallah. 

Temennimiz ve duamız, bu ve benzer şekilde tuzakları kuranların; kurtukları tuzaklara düşmesidir. Acılı babanın sözleri herkesin kulağına küpe olmalı. Milletimizi ayakta tutan bu teslimiyettir. Bununla birlikte, terörle mücadelenin hukuk içerisinde ve kararlı bir şekilde devam etmesi gerektiğini hatırlatmaya bile ihtiyaç olmamalı.

Ortada, kurulmuş bir tuzak var; bu tuzağa düşmeyelim...

Okunma Sayısı: 2160
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sezai Mumcu

    2.4.2015 21:14:55

    31 Mart, Istanbul'da sehitlerin verildigi tarihlerin meş'um tevafuku. Karsidakiler ise 100 küsür sene sonra yine ayni kömür ruhlu zalimler! Yasasin zalimler icin Cehennem!

  • rebi

    2.4.2015 15:54:19

    sağol kardeşim..

  • Hüseyin İLHAN

    2.4.2015 08:56:12

    Sırf siyasi menfaat uğruna memleketi fitne ateşi ile yakan,siyasetini cami kürsülerine kadar sokan AKP inşaallah 7 HAZİRAN seçimleri bu tertiplerinin cezasını görecektiir.aSIL CEZA İSE MAHŞERDEDİR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı