"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

‘Parti evi’ndeki kavga

Faruk ÇAKIR
11 Şubat 2016, Perşembe
AKP kurucusu, Eski Bakan ve Milletvekili Hüseyin Çelik, parti içi işleyişle ilgili ciddî eleştiriler yapmış.

Elbette, “(Kamuoyuna) Dün yapmadığı eleştirileri bugün niçin yapıyor?” diyerek dikkate almak istemeyenler olabilir. Ancak eleştiriler, “Akıl için yol bir”i gösteriyor.

Parti kurulmadan önce partinin programını yazmak üzere görevlendirilen 11 kişiden biri olduğuna dikkat çeken eski bakan Çelik, “Üzülerek görüyorum ki: Bu 11 kişiden biri hariç hiçbiri şu anda partide karar alma mercilerinde değil. Çoğunluğu ise partiden ya kopmuş veya koparılmış durumdadır” değerlendirmesini yapmış.

‘Parti içi mesele’ler bizi doğrudan ilgilendirmeyebilir. Ancak, eleştiriler ‘parti içi’ ile sınırlı görünmüyor. Çelik, başka tesbitler de yapmış. “Siz üç dönem kuralına takıldınız, şikâyete hakkınız yok” anlamına gelecek bir soru üzerine Hüseyin Çelik şöyle cevap vermiş: “Üç dönem kuralı, partinin merkez teşkilâtında görev almaya mani değildir, milletvekilliği ile ilgilidir. Kaldı ki bu kural, 1 Kasım’da ortadan kalktı. Bence esas üzerinde durulması gereken konu şudur: AK Parti denilince ilk akla gelen 50 ismin yüzde 98’i mekanizmanın dışındaysa bu kimin suçudur? Tüm bu insanlara ‘hain’, ‘dâvâya ihanet etti’ muamelesi mi yapacaksınız? Yoksa sıkıntıyı başka bir yerde mi arayacaksınız?” 

Eski bakan, eleştirilerinde ‘batma’ktan da bahsetmiş: “Sizin kamaranız çok rahat ve lüks de olabilir. Eğer geminin dibi su alıyorsa, siz rahat ve lüks bir ortamda batarsınız, ama sonuçta batarsınız.”

İktidar partisinin yüzde 50’ye yakın oy almasıyla ilgili sorunun cevabı daha da dikkat çekici: “1 Kasım’ı çok iyi okumak lâzım. 1 Kasım’da vatandaşın bir kısmı bize kahrede kahrede oy verdi. Bir tarafta HDP var, vaziyeti ortada. Bir tarafta MHP var, vaziyeti ortada. Anamuhalefet partisi asla göz doldurmuyor. İnsanlar istikrarın devam etmesi, ekmeğin küçülmemesi, çocuklarının istikbali için oy verdiler. Ben çok sayıda CHP’li iş adamı tanıyorum, ‘Kredi borcum var, faiz borcum var, döviz borcum var’ diye AK Parti’ye oy verdi. 7 Haziran’ı da aklımızdan çıkarmamamız lâzım.” (Konuşan: Ahmet Hakan, Hürriyet, 10 Şubat 2016) 

Kendisini ‘dışlanmış’ hisseden eski bakan Çelik’e, “Dışlanmasaydınız yine de konuşur muydunuz?” anlamında bir soru sorulmuş ve o da şöyle cevap vermiş: “Esas mesele partinin durumu ile birlikte temel politikalar. Bana göre bugün memlekette beş temel sorun var. Bir: Kutuplaşma. İki: Dış politikada allak bullak oluş. Üç: Ekonomi iyi değil. Dört: Kürt meselesi ve terörle mücadelede gelinen son nokta... Beş: Paralel’le mücadelenin bir paranoyaya dönüşmesi...”

Eski Bakan Hüseyin Çelik’in şikâyet ettiği konulardan biri de ‘linç’ edilmek. AKP’nin kurucusu ve bakanlık yapmış bir isim ‘linç’ edilebiliyorsa, başkalarının halini siz düşünün. ‘Sanal âlem’ ve medyada bir ‘linç ordusu’ olduğu uzun zamandan beri konuşulup tartışılıyor. ‘Linç başı’ görevi yapanlara birileri ‘dur’ demiyorsa, bu meselenin ‘müsaadeli, izinli’ bir linç olduğu akla gelir. Çelik de zaten bundan şikâyetçi... Biraz abartarak şöyle diyebiliriz: Medyada, sırtını ‘en tepe’lere dayayıp sağa sola nizamat verenler kendi adlarına konuşmuyor. Onları konuşturan, ‘saldır’tan birileri var.

Tekrarlamakta fayda var: “Parti evi”ndeki kavganın dışarı sızması bizi (şahsen beni) ilgilendirmiyor. Ancak ortada bir vak’a var. Bu konuşma ve tesbitlerden sonra ‘yara’nın kapanması kolay görünmüyor. Ekonomik problemler bir şekilde halledilir de, bu kutuplaşma tehlikesini nasıl aşacağız? bunu düşünelim.

Okunma Sayısı: 1950
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • nt

    11.2.2016 12:08:32

    Bu günler gökten gelmedi, dünlerden geçerek geldik. "Şurası kesindir ki Allah, insanlara zerre kadar zulmetmez. Ne var ki, insanlar kendi kendilerine zulmedip duruyorlar."(Yunus, 10/44)

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı