19 Mayıs ve ‘Bandırma Vapuru’ konusunda da gerçekler maalesef hep gizlenmiştir. Mevcut eğitim sisteminın çarkından geçmiş kime sorulursa sorulsun, M. Kemal’in İstanbul’dan gizlice Samsun’a hareket ettiğini ve yolculuk esnasında kullanılan Bandırma Vapuru’nun da çürük, her an batma ihtimali olan bir vapur olduğunu söyler. Çünkü ilk okuldan son okula kadar bu şekilde öğretilmiştir. Son yıllarda kısmen düzelmeler olsa da, yakın tarihe bakış bu şekildedir. 

“Yakın tarihle ilgili gerçekler öğretilsin” denildiğinde, “Yanlış bilgi öğretilmiyor ki!” diye itiraz edenler, sadece Bandırma Vapuru hadisesine baksa, yanlışları görür. Belgeler, M. Kemal’in ‘devlet’in ve Padişah Sultan Vahdeddin’in bilgisi dahilinde Samsun’a gönderildiğini ortaya koyuyor. Elbette bu bilgiler ve belgeler tarihçiler tarafından yıllar önce biliniyordu, ancak kamuoyu ile paylaşılması son yıllardadır. 19 Mayıs’ın yıl dönümü vesilesiyle konu ile ilgili yeni bir belge yayınlayan tarihçi Murat Bardakçı şöyle demiş: “Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun yolculuğu ile ilgili olarak ders kitaplarımızda birkaç sene öncesine kadar, çoğu gerçekle alâkası olmayan yanlış bilgiler yer alırdı. (...) Halbuki, yolculuk öyle olmamıştı... Gizli falan değildi, bir “devlet operasyonu” şeklinde hazırlanmış, zamanın padişahı Sultan Vahideddin ile sadrazamı Damad Ferid Paşa her aşamada her şeyden haberdar edilmişlerdi. Resmî yazışmalar gizli değil, açık yapılmış ve devletin elindeki en rahat gemilerden olan Bandırma da bu yolculuğa tahsis edilmişti. Hattâ, Mustafa Kemal’in Samsun yolculuğunun resmî maksadı olan 9. Ordu Müfettişliği’ne tayini hakkında Sultan Vahideddin ile Sadrazam Damad Ferid ve Harbiye Nâzırı yani Savaş Bakanı Şakir Paşalar’ın imzalarını taşıyan emir de 5 Mayıs 1919’da o devrin resmî gazetesi olan Takvim-i Vekayî’de yayınlanmıştı.” (HaberTurk g., 19 Mayıs 2015)

Padişahın bilgisi dahilinde olan bir tayini, bir görevlendirmeyi ‘gizli, padişaha rağmen bir seyahat’ olarak sunmak, yıllarca bu yanlış bilgiyi okul ders kitaplarında okutmak ne ile izah edilecek? O dönem için “devletin elindeki en rahat gemilerden olan Bandırma’ vapurunun ‘kırık, dökük, her an batabilecek bir vapur’ şeklinde gösterilmesine ne demeli? “Çocuklara yalan tarih okutmadık” diyen biri çıksın ve bunu izah etsin! 

Dikkat çekici bir nokta daha var. M. Kemal’in tayin emri ile ilgili yeni belgenin HaberTürk’te yayınlandığı aynı gün, belgeyi yayınlayan tarihçi Bardakçı’ın eski gazetesi Hürriyet’te yine yanıltmaya dayalı bir haber manşet olmuştu. Nutuk’tan yola çıkılarak hazırlanan bir kitabın kaynak gösterildiği habere göre, M. Kemal, yola çıktığı Bandırma Vapuru’nun kaptanına “Düşman görürseniz gemiyi en yakın sahile oturtunuz” emrini vermiş! Bu kadar belge orta yerdeyken, hâlâ yanlış bilgileri manşet yapmanın maksadı nedir?

Elbette yakın tarihte yer alan yanlış bilgiler bununla sınırlı değil. Pek çok konuda kamuoyuna ve bilhassa öğrencilere yanlış bilgiler veriliyor. Yatsıya kadar yanması bile mümkün olmayan bu ‘mum’ları yakmakta ısrar etmek Türkiye ve dünya gerçeklerine uymuyor. Türkiye’yi idare edenler, önümüzdeki yıllarda daha fazla mahcup olmamak için, tarihimizi gerçek yönleriyle ve belgelere dayalı olarak öğretme yolunu seçmeli.

Herkes bilmeli ki, gerçekler uzun süre gizli kalamaz...