"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risale-i Nur’a ilişenlere sadece acınır

Faruk ÇAKIR
24 Kasım 2014, Pazartesi
Risale-i Nur’un kıymetini bilenler biliyor. “Kur’ân’ın malı” olan Risale-i Nur meydandadır, hizmetleri de ortadadır.

Maalesef, geçmişte olduğu gibi günümüzde de, gelecekte de bu Nurlara itiraz eden ‘hoca’lar olmuştur ve olacaktır. Ancak bu itirazlar temelsiz olduğu için Nur Talebelerinin sadece şevkini, azmini ve gayretini arttırır.
Risale-i Nur’u gölgelemek isteyenlere, Risale-i Nur’un müellifi Üstad Bediüzzaman’ın tesbitleriyle cevap vermek lâzım: “(...) Katî delillerle size ispat etmiştir ki, meydan-ı istifadeye vaz edilen eserler mîrî malıdır, yani Kur’ân-ı Hakîmin tereşşuhâtıdır. (...) Madem şimdi ehl-i imanın tabakatını, avamdan havassa kadar, maruz kaldıkları evham ve şübehattan kurtarmak çaresini bulduk; o ulema ya daha kolay bir çaresini bulsunlar veyahut bu çareyi iltizam edip ders versinler, taraftar olsunlar. (...) Çünkü, çok emârelerle anlamışız ki, bu ulûm-u imaniyedeki fetvâ vazifesiyle tavzif edilmişiz.” (Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektup, s. 412-413)
Risale-i Nur’a temelsiz iddialarla itiraz edenler ya inançsızlığı mağlup eden “daha kolay bir çare” bulsunlar ya da Risale-i Nur’a taraftar olsunlar; mesele bu kadar basit...
Son günlerdeki itiraz noktalarından biri de, “belâ ve musîbetlerin Risale-i Nur’un neşrinin engellenmesi ile irtibatlandırılması” yönünden geliyor. İtiraz edenlere göre, musibetlerle Risale-i Nur’un neşrinin engellenmesinin ilgisi yok. Başkaları bunu iddia etse bile, Risale-i Nur okuyan bir “Nur Talebesi”nin bunu iddia etmesi mümkün mü? Maalesef, tarafgirlik hastalığı sebebiyle bu hataya düşenler bile oluyor.
Risale-i Nur’un neşrinin engellenmesi ya da Nurların aleyhinde planlar yapılmasının belâ ve musîbetlere sebep olduğu Nur Risalelerinde anlatılmıyor mu? “Barla Lâhikası”ndaki bir mektuba bakalım:
“Refet Bey ve Hüsrev gibi kardeşlerimizin harika bir surette yağan umumî yağmur içinde Risale-i Nur bereketine hususiyetle baktığına, bizim de kanaatimiz geliyor. Çünkü gözümüzle yağmur hadisesini, hususî bir şekilde hizmet-i Kur’ân ve Risale-i Nur’a baktığını iki suretle gördük. 
Birinci suret: Risale-i Nur’un vasıta-i neşri olan Üstadımızın camii, Barla’da seddedildi (kapatıldı). Risale-i Nur’u yazacak hariçteki talebelerinin yanına gelmeleri men edildiği hengâmda kuraklık başladı. Yağmura ihtiyac-ı şedid oldu. Sonra yağmur başladı, her tarafta yağdı. Yalnız (...) bir daire içinde kalan Barla mıntıkasına yağmur gelmedi. Üstadımız bundan pek müteessir olarak duâ ediyordu. (...) Daha yağmur alâmeti görünmezken, ikindi namazı vaktinde, Üstadımız, daima itimad ettiği bir hatırasına binaen Muhacir Hâfız Ahmed Efendiye söyledi ki: “Yâsin’ler tılsımı açtı; yağmur gelecek.” 
Aynı gecede, evvelce yağmadığı Barla dairesi içine öyle yağdı ki, Üstadımızın odasının altındaki Çoban Ahmed’in bahçesindeki duvar yağmurdan yıkıldı. Halbuki (...) deniz kenarında balık avlamakla meşgul Şem’î ile arkadaşları bir damla yağmur görmediler. İşte bu hadise kat’iyen delâlet ediyor ki, o yağmur, hizmet-i Kur’ân’la münasebettardır. 
İkinci suret: (...) Üstadımız yağmur duâsı etti. Kur’ân’ı şefaatçi yaptı. Birden, o güneş altında, herbirimizin ellerine yedi-sekiz damla yağmur düştü. Elimizi indirdik, yağmur kesildi. Cümlemiz bu hale hayret ettik. O vakte kadar yirmi otuz gündür yağmur gelmemişti. (...) Üstadımız dedi ki: “Bu bir işaret-i İlâhiyedir. Cenâb-ı Hak mânen diyor ki: Ben duâyı kabul ediyorum, fakat şimdi yağmur vermiyorum.” Demek sonra sûre-i Yâsin şefaat edecek. Nitekim öyle olmuştur.(...) Barla’da / Şem’î, Mustafa Çavuş, Bekir Bey, Muhacir Hâfız Ahmed, Süleyman. (Barla Lâhikası, [144.’üncü mektup] s. 278)
Risale-i Nur, Kur’ân’ın malıdır. Ünvanları ne olursa olsun Risale-i Nur’a itiraz hiç bir Nur Talebesinin şevkini kıramaz, kalbine şüphe atamaz. “Nur Talebeleri” bu tuzağa düşmez. Risale-i Nur’a ilişenlere sadece acınır...

Okunma Sayısı: 2003
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı