Otobüsler başta olmak üzere kapalı alanlarda sigara içilmemesi herkesi memnun etti.

Ancak aradan geçen yıllar, sigara alışkanlığının kökten çözülmediğini gösteriyor. Sigaraya karşı başlatılan  kampanyanın maksadı, sigara içenlerin sayısını azaltmaktan önce, çocukları ve gençleri bu kötü alışkanlığa başlatmamaktı ya da öyle olmalıydı. Hedef böyle açıklanmış olsa da gençlerin ve çocukların sigara tuzağına düşmesi önlenemedi. 

Milletvekili olduğu dönemde kapalı alanda sigara yasağının hayata geçmesine öncülük edenler arasında yer alan Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl şimdiki taployu şöyle özetlemiş: “2007 seçimlerinden çıkar çıkmaz ilk yaptığımız, kanunu Meclis’e sunmak oldu ve 19 Temmuz 2009’da dumansız hava sahası yürürlüğe girmiş oldu. (...) Maalesef 2013’den sonra tütün kullanımında artış var. Tütün  endüstrisinin de taktikleri oldu. Sigara kullanım oranı yüzde 27’ye düşmüştü, ancak tekrar yüzde 32’lere çıkmış durumda. Uygulamada gevşeklik söz konusu. 

Ne yazık ki idareciler kendi inisiyatifleri ile yasanın ihlâlini örtbas ediyorlar. Ne yazık ki adliyede, emniyette, Meclis’te, kamu binalarında ihlâller var.  Kahvehanede, vatandaş kendi oto kontrol sistemini kurmuş durumda. Üzülerek söylüyorum, bazı bakanlıklar da bile sigara içiliyor. Cumhurbaşkanımızın söylediklerini alt kademeler tam anlamıyla uygulamıyor.” (Konuşan: Mert İnan, Milliyet, 18 Ocak 2019)

Tabiî ki sigara deyip geçmemek lâzım. Küçük bir adet, ehemmiyetsiz bir alışkanlık gibi görünse de arkasında  karteller, milyar dolarlar, hastalıklar ve bir dizi sağlık problemleri var. Bu bakımdan sigara ile yapılan mücadele hafife alınmamalı ve çok erken yaşlarda başlamalı. Diğer bütün kötü alışkanlıklar gibi hedef, bu tuzağa hiç düşmemek olmalı. Bu kötü alışkanlıklara başlayanların sonradan bırakması kolay olmuyor. Sigarayı ekmekten daha önemli bir ihtiyaç olarak gören tiryakiler var. Bu sebeple insanları ikna edip bu  alışkanlığa yakalanmamaları temin edilme.

Prof. Dr. Erdöl’ün de dikkat çektiği üzere; adliyede, emniyette ve kamu binalarında bu yasak ihlâl ediliyorsa mücadele başarıya ulaşabilir mi? Hele hele Ankara’nın göbeğinde, bazı bakanlıklarda bile sigara içiliyorsa sigara alışkanlığı mağlûp edilebilir mi?

Söz sigaradan açılmışken, Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) peygamberliğini anlatırken verdiği misali hatırlamamak olmaz. “On Dokuzuncu Söz”deki ‘sigara misali’ şöyledir: 

“Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti, küçük bir kavimde büyük bir hâkim, büyük bir himmetle ancak dâimî kaldırabilir. Halbuki, bak, bu zât büyük ve çok âdetleri, hem inatçı, mutaassıb büyük kavimlerden zâhirî küçük bir kuvvetle, küçük bir himmetle, az bir zamanda ref’ edip, yerlerine öyle secâyâ-i âliyeyi-ki, dem ve damarlarına karışmış derecede sabit olarak-vaz’ ve tesbit eyliyor. Bunun gibi daha pek hârika icraatı yapıyor. 

İşte, şu Asr-ı Saadeti görmeyenlere Cezîretü’l-Arabı [Arap Yarımadası] gözlerine sokuyoruz. Haydi yüzer feylesofu alsınlar, oraya gitsinler, yüz sene çalışsınlar. O zâtın, o zamana nisbeten bir senede yaptığının yüzden birisini, acaba yapabilirler mi?” (Sözler, On Dokuzuncu Söz, s. 216)

Sigarayı küçük görmeyelim ve mücadeleyi boşlamayalım ki başka kötü alışkanlıklara da yol olmasın...