Salgının Türkiye’de ilk vak’a olarak kayıtlara geçmesi ise 11 Mart 2020 tarihini gösteriyor. Son 6 aydır dünyanın gündemini meşgul eden bu salgın sebebiyle meydana çıkan ve her saat değişen ‘dünya tablosu’ şöyle: 6,08 milyon teşhis, 2,57 milyon iyileşme ve 379 bin ölüm.

Elbette virüs salgınını korkutucu olması sadece ölü sayısı ile ilgili değil. Hızlı bulaşması, bazı taşıyıcıların hastalığı hissetmemesi gibi bilinmezler var. Dolayısıyla tedbir almak da zorlaşıyor.

Peki, sigara alışkanlığı sebebiyle dünyada kaç kişinin öldüğü niçin yeterince dikkate alınıp çareler aranmaz? Uzmanların ifadesine göre tütün ürünleri kullanımı dünyada her yıl 8 milyon insanın ölümüne sebep oluyor. 8 milyon... Avrupa’daki bazı ülkelerin nüfusundan daha fazla bir sayı. Tabiî ki virüs salgınına karşı gerekli her türlü tedbir alınsın, ama benzer tedbirler sigara alışkanlığını sona erdirmek için de alınması icap etmez mi? Gerekli çalışmalar yapılsa acaba kaç kişi sigara esaretinden kurtulur? Ayrıca sigara alışkanlığının sağlık sistemine yüklediği maliyeti de hesaplamak icap eder. 

Türkiye sigaraya karşı kararlı adımlar attı, ama tabloya bakıldığında bunun yeterli olmadığı anlaşılır. Bu alışkanlıkla mücadele sadece para cezası ile mümkün değil. En başta çocukların ve gençlerin bu alışkanlığa yakalanmaması için kararlı ve isabetli çalışmalar yapılması gerekir. Gençler bu alışkanlıktan uzat tutulabilse belki 10, belki 20 yıl sonra sigara sebebiyle hastalıklar ve ölümlerin azalması mümkündür. Zaten kalıcı çalışmalar da ancak bu şekilde yapılabilir. Sadece cezaların caydırıcılığına sığınarak sigara ve benzeri kötü alışkanlıklarla mücadele yeterli olmaz.

Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, “31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada şöyle demiş: “Ülkemizde tütün bağımlılığıyla mücadelede önemli bir yol katedilse de TÜİK’in Türkiye Sağlık Raporu’na göre Türkiye’de sigara kullananların oranı, yüzde 30,6 olurken, her gün sigara kullananların oranı yüzde 26,5, ara sıra sigara kullananların oranı ise yüzde 4,1 olarak ifade ediliyor. Bu rakamlar tütün kullanımının koronavirüs salgını kadar tehlikeli olduğunu ve ciddiye alınması gerektiğini gösteriyor. Tütün kullanımıyla mücadelenin başarıya ulaşması için bireylerin katılımı ve tütünsüz bir hayata adım atma isteği duymaları önem taşıyor.” (AA, 30 Mayıs 2020)

Sigara içenlerin virüs salgınından daha fazla etkilendiği ve sigara dumanına asılı kalan parçacıkların salgının yayılmasını hızlandırdığı da ayrıca dikkat çekilen konular arasında. İnsanlar salgın endişesi yaşarken bu bilgilerin paylaşılması sigara alışkanlığını engelleyebilir. Sigara basit bir alışkanlık gibi görülse de maddî olarak da yıkımlara sebep oluyor. 25 yıl boyunca günde 1 paket sigara içen biri, ortalama bir daire parasını havaya üflemiş olmaz mı?

Ne edip etmeli ve gençlerin sigara tuzağına düşmesine mani olunmalı. Bu elbette iyi örnekler göstererek ve ikna ile mümkün. Başka türlü bu tuzağı bozmak kolay değil. 

Elbette sigara ile mücadele ederken alkollü içki ve her türlü kötü alışkanlıkla mücadele de ihmal edilmemeli. Türkiye’nin ve dünyanın her türlü kötü alışkanlıklardan temizlenmesi için fiilî ve kavlî duâlarımızı eksik etmeyelim.