"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sizin tarifiniz size!

Faruk ÇAKIR
14 Temmuz 2020, Salı 00:01
Siyaset dünyası çok çalkantılı olduğu için o dünyadan ne kadar uzak durulursa o kadar iyidir.

Aklı başında olanlar; herkese olduğu gibi siyasetçilere de iyiyi ve doğruyu tavsiye eder ve etmeli. Siyasetçilerin bir gün başka, öbür gün daha başka konuşması işlerinin gereği olabilir. Ancak ‘mütedeyyin’ insanların rüzgâra kapılan yapraklar gibi bugün dediğini yarın inkâr etmesi hem doğru değil, hem de mümkün değil. Öyle davranılması halinde en fazla zarar gören ‘mütedeyyinlik’ olmaz mı?

Siyasette ‘bir gün’ün bazen ‘bir yıl’ gibi uzun neticeler verdiği çok görülmüştür. Dün başbakanlık ya da bakanlık koltuğunda oturan bir siyasetçinin, bugün o koltuktan çok uzaklara düştüğüne dünya şahittir. Netice olarak siyaset dünyasının rüzgârları hem sert, hem de acımasızdır. Yeni Asya’nın da bu dünyaya bir bakışı vardır ve bu bakış kimilerince çoğu zaman tam anlaşılamaz ya da yanlış anlaşılır. Yeni Asya bu bakışta, ölçüsünü Risale-i Nur’daki prensiplerden alır. Risale-i Nur’da ortaya konulan prensipler gereği hadiselere uzun dönemli bakılmaya çalışır ve ona göre de bir yol takip eder. Bu temel meseleden habersiz olan bazılarının Yeni Asya’nın hadiseler karşısındaki tavrını anlamaları zor olabilir.

Bu noktada Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin hayatından bir hadiseyi aktarmakta fayda var. Hadise, “Tarihçe-i Hayatı”nda şöyle anlatılır: “(...) Otuz Bir Mart Hadisesi meydana gelir. Şeriat isteyen ve o hadisede ismi karışan on beş kadar hoca îdam edilir. Bediüzzaman, onlar mahkeme binasının bahçesinde asılı durdukları ve kendisi de pencereden onları gördüğü bir halde muhakeme olunur. Mahkeme reisi Hurşid Paşa sorar: “Sen de şeriat istemişsin?..” Bediüzzaman cevap verir: “Şeriatın bir  hakîkatine, bin rûhum olsa feda etmeye hazırım. Zîra, şeriat sebeb-i saadet ve adalet-i mahz ve fazîlettir. Fakat, ihtilâlcilerin isteyişi gibi değil!” (Tarihçe-i Hayat, Birinci Kısım: İlk Hayatı, s. 53)

İşte mesele burada düğümleniyor: Yeni Asya, Risale-i Nur’dan aldığı bu ölçü gereği bir şey talep ediyor ve bir şey yapıyorsa bunu ‘başkalarının tarifi’ üzerinden yapmaz. Dolayısıyla hiçbir kimse yaşanan hadiseler karşısında Yeni Asya’ya dönüp, “Niçin ‘bizim’ gibi düşünüp bizim gibi yapmıyorsunuz?” dememeli. Çünkü, hatırlatılan misalde olduğu gibi, ‘başkalarının isteyişi gibi’ istemez.

Dikkat çekici bir nokta daha var: Yeni Asya’yı tenkit edenler bu tenkitlerini acaba hangi kaynağa dayandırıyorlar? Hangi ölçüye göre bu eleştirilerini sıralıyorlar? Onların farklı düşünme hakkı var da bu hak Yeni Asya için yok mu? Sosyal medya vasıtaları üzerinden insafı bir yana bırakmış şekilde eleştirilerini sıralayanlar acaba çok mu ‘doğru’ hareket edenlerdir? Değil her yıl, neredeyse her hafta fikir ve kanaat değiştirenlerin sözlerine itibar edilir mi?

Düşünün ki ekser ‘mütedeyyin’ insanlar Avrupa’ya toptan itiraz ederken; Yeni Asya yine Risale-i Nur’dan aldığı ölçü ile “Avrupa ikidir” diye bakar. Yine çoğu ‘mütedeyyin’ insanın yanlış yorumladığı ‘hak, hukuk ve adalet’ meselesine de “Birisinin hatasıyla başkası mes’ul olmaz” penceresinden bakar. Unutulmasın ki “‘Ve men lem yahkum’ (Her kim hükmetmezse) bilmana ‘ve menlem yusaddık’tır (tasdik etmezse, kabul etmezse)” (Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât, s. 124) tahlili de Risale-i Nur’da yer alan orijinal bir bakış açısıdır.

Netice olarak, haklı ve insaflı tenkid ve ikaz elbette olabilir ve olmalı. Fakat burada ölçü, tenkidin ne niyetle yapıldığıdır. Kimse kusura bakmasın, Yeni Asya hadiselere ‘Sizin tarifinizle” değil, inşallah Risale-i Nur’un tarifiyle bakar.

Okunma Sayısı: 3317
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir

    14.7.2020 19:34:17

    Onlar Yeni Asya'nın ışığını söndürmeye çalıştıkça,Yeni Asya'nın ışığı daha çok parlıyor.Çünkün Yeni Asya,her olaya Risale-î Nur perspektifiyle bakıyor.Dolayısıyla;çoğu gruptan farkı da,burada ortaya çıkıyor.Yeni Asya her zaman hakkın yanındadır ve asla değişmez ve eskimez bir markadır.

  • İsmail Özgür

    14.7.2020 15:45:37

    Bu sebeple denir ki.. Siyasiden gerçek müslüman olmaz..

  • Ali BIÇAKCI

    14.7.2020 15:14:15

    Allah Razı olsun yazınız çok güzel ve çok isabetli tahliller içeriyor. Bu hakikatlere binaen "Hadiselere uzun donemli bakmak" düsturunu sosyal medyada da kullanmak ve ona göre aceleci cevaplar vermemek dileğiyle... Allah yar yardımcınız olsun.

  • Yahya Evrin

    14.7.2020 12:03:43

    Sözlerine yazılarına güvendiğim ,okumaya bilgilenmeye ihtiyaç hissettigim hatta bütün insanlığın ihtiyacı olduğuna inandığım yayın organı Yeni Asya gurubu ve çalışanlarından Allah razı olsun. Bu bilgi birikimi hak adalet ahlak... Hatta bir aktivist dursun genis kitlelere ulaşması için tv yayını da olmasını diliyorum.

  • Abdurrahman

    14.7.2020 08:58:27

    Teşekkürler Sayın Faruk Çakır...Yeni Asya nın hadiselere bakış açısını çok güzel özetlemişsiniz...

  • Mehmet Türeli

    14.7.2020 06:09:24

    Tıpkı günümüzde de isyancıların işleyişi gibi davranan bir kısım basın ve saldırgan troller gibi düşünüp Yeni Asya 'ya saldıranlar hangi safta olduklarını iyi düşünmeleri lazım. Cepheden kaçıp bize hücum edenler ile aynı safta olanlar kime hizmet ediyorlar acaba.

  • Ali R. Yardimoglu

    14.7.2020 03:53:59

    Tebrik ederim yazinizi......, sahsi hur irade, ifrata kacarak, yanlis ve mantik disi mesveretden cikmis ehvenussere feda edimedigi gibi, keyfiyet dahi, yanlis sevad-i azamdan mutesekkil kemiyyete feda edilmeyece, ve isbati ise, su altun elmasli 2 ayrr sozunde, S. N., Bz., sahaserce vecizanedir: " .... istersen aklini cikar, at, hayvan ol, kurtul!!..., ama sana kac kere soyledim, hayvan dahi olamazsin.....", ve, " ..ben simdi dusunuyorum!!....."

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı