"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Söz senetti(r)

Faruk ÇAKIR
30 Aralık 2017, Cumartesi
Ticarî hayatta ‘söz’ün ‘senet’den daha geçerli olduğu yıllar vardı.

Ahlâkî zayıflama ‘senet’den sonra bankaların kısmen kefil olarak görüldüğü ‘çek’in de kıymetini ortadan kaldırdı. Bu noktadaki bozulma her yere sirayet etti ve maalesef başta ticarî hayat olmak üzere her noktada ciddî sıkıntılar yaşanıyor.

Ahlâktaki bozulma kelimelerin manasını da değiştirdi. “Belli ki gelirim” anlamında olması gereken “Belki” artık “ihtimal” olarak anlaşılıyor. Yaşayanlarının çoğunun Müslüman olduğu ülkemizde “İnşallah gelirim, inşallah buluşalım” denildiğinde “Bahane arama, gel” deniliyor. Oysa “İnşallah” dediğimizde “Allah’ın izniyle (geleceğim)” demiş olmuyor muyuz? Bu bozulmanın, bu savrulmanın sorumlusu kim ola?

Merhum Prof. Dr. Esad Coşan Hoca bir yazısında/ sohbetinde sözün senet olduğu yıllardan bir misal anlatır. Yakinen tanıdığı bir komşusu evini başka bir komşusuna satmış. Bu satışı duyan bir başkası evi satan komşusuna gidip, “Sen evini sattın mı?” diye sormuş. O da cevaben, “Evet, ben evimi şu fiyata sattım” demiş. Evin çok ucuz fiyata satıldığını düşünen yeni ‘müşteri, komşu’ “Evini çok ucuza satmışsın. Haberim olsaydı ben alırdım. Sana iki kat fiyat vereyim evini bana sat” demiş. Sözün kıymetini bilen o zat cevaben, sertçe, “Ben sana ‘Evimi sattım’ dedim. Beni duymadın mı yoksa!” demiş ve yeni müşteriyi eliş boş göndermiş. İşte söz, işte senet!

İş dünyasının temel meselelerinden biri de çalışanlarının gayretlerini diri tutmak, onları şevle çalıştırabilmektir. Bunun için çok çeşitli tesbitler yapılmış ve yapılabilir. Çalışanların şevkini kıran hareketler azalırsa verim de artar.

Michaelpage.co.uk sitesinde yer alan bir makalede, çalışanların moralinin bozulmasının 7 sebebi şöyle sıralanmış: Kariyer yollarının kapalı olması, kendini değersiz hissetme, iş güvenliğinin olmaması, gelişim fırsatının olmaması, liderlik eksikliği, çatışma ve gerçekçi olmayan iş yükü. 

Bir uzman da çalışanların verimli olmasına engel olacak sebepleri şöyle sıralamış: 

* Söz verin tutmayın. 

* “Nasıl becerdin yahu senden beklemezdim” gibi dalga geçici sözler söyleyin.

* Çalışanlarınıza herkesin önünde bağırın. 

* “Her şeyin en doğrusunu ben bilirim” deyin.

* “O benim arkadaşım” deyin, liyakati hiçe sayın. 

* Hedefleri siz belirleyin, çalışanlarınızı dinlemeyin.

* Çalışanların yaptığı iyi işlere de kulp takın. 

* Takım başarısını her şeyi tek başınıza yapmış gibi anlatın. Şirketinizi, departmanınızı ben, ben, ben diye anlatın. 

* Benzer işleri yapanlara ve benzer sonuçlara ulaşanlara farklı ödüller verin. 

* Motivasyonu sadece para ile yapın, insanların manevî dünyalarına dair yaklaşım sergilemeyin. 

* Sosyal faaliyetleri kendi zevklerinize göre ayarlayın. (www.hurriyet.com.tr, 20 Haziran 2014 tarihli haberden özetlendi.)

Kötü emsal olmayacağına göre sözün yeniden senet olacağı günler için yoğun çalışma yapmak icap eder. Hem çalışanların hem de işverenlerin bu noktada yapması gereken çok şey var. Sözün senet olduğunu ilk okuldan son okula kadar öğretmek durumundayız. Söze sahip çıkabilirsek dolayısıyla hakka, hukuka, adalete ve hakkaniyete de sahip çıkmış oluruz.

En başta kendimize, ‘söz’e hakkını vereceğimize dair ciddî ve tutarlı bir söz vermek durumundayız vesselâm.

Okunma Sayısı: 2076
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı