"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği

Faruk ÇAKIR
05 Temmuz 2017, Çarşamba
Türkiye ile Avrupa Birliği’nin arasındaki ilişkilerin geleceği ile ilgili tahminlerde bulunmak, hele hele kesin hükümler vermek kolay değil.

Bu ilişki tahminlerden daha inişli ve çıkışlı bir şekilde devam etti ve ediyor. Görüşmelerin daha iyi durumda olmasını arzu etsek de, kısa süreli bir iyileşme beklemek Türkiye gerçeklerine uygun düşmez.

Herkesin bir hesabı, bir düşüncesi, bir beklentisi olabilir. Ancak hadiseye prensipler bazında bakanlar için günlük tartışmalar çok önemli değildir. Türkiye’nin AB üyesi olması, o yolda ilerlemesi hem milletin hem de devletin menfaatinedir. Son 20 yıl sadece bu gözle incelense bile bu görülebilir. Maddî kalkınma bile AB üyum süreciyle hızlanmadı mı? Türkiye’nin ekonomik ve siyasî bakımdan dünya ile olan irtibatı, AB’nin de desteği ile gelişmedi mi?

Bu zor, önemli ve bir o kadar tartışmalı konu onlarca toplantının da konusu oluyor. Nitekim İktisadî Kalkınma Vakfı, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (IPC) ve Alman Uluslararası ve Güvenlik Enstitüsü (SWP) işbirliğiyle Almanya’da bir toplantı düzenlenmiş ve konu tartışılmış. Üst düzey bürokrat, uzman ve akademisyenlerin katıldığı toplantıda Türkiye ve AB arasındaki görüşmelerin geleceği tartışılmış.

Toplantıda konuşan İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, masada bulunan konuları sıralarken, gümrük birliğinin güncellenmesi, vize serbestliği sürecinin tamamlanması, mülteci işbirliğinin devamı ve üst düzey diyalog mekanizmalarının canlandırılması olduğunu hatırlatmış.

İKV Başkanı Zeytinoğlu, Türkiye’nin AB ile üyelik müzakerelerinin ilişkileri ilerletecek asıl konu olduğunu da ifade edip şöyle konuşmuş: “Türkiye’nin AB karar alma sürecinde yerini almasını sağlayacak olan tam üyeliktir. İkili ilişkilerdeki sorunlar, AB’nin iç sorunları ve yükselen popülizm, tam üyelik hedefinin etkisini kaybetmesine yol açmıştır. Ancak konjonktürel sorunların aşılması ve ilişkilerin tam üyelik hedefi doğrultusunda canlandırılması iki taraf için de bir kazan-kazan sonucu doğuracaktır. Brexit süreci sonrasında sarsıntı geçiren AB’ye Türkiye’nin katılması ekonomik ve siyasî açısından Birliği güçlendirecek, Türkiye’nin de reform ve kalkınma sürecini tetikleyecektir.” (İKV açıklaması, 23 Haziran 2017)

Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin daha iyi durumda olması iki tarafın da menfaatineyse bu ilişkiler niçin baltalanmak isteniyor? Gerek Türkiye’de ve gerekse Avrupa’da taraflar arasındaki ilişkilerin bozulmasını arzu eden ekipler mutlaka vardır. Pireye kızıp yorgan yakanların durumuna düşmemek için daha dikkatli, daha diplomatik hareket etmek icâb eder. Karşımızda ejderhalar varken, sinek ısırmasından kaçıp ejderha ağızına düşmenin bir âlemi yok. Mümkünse sinekler de ısırmasın, ama ejderha ısırmasının çok daha yaralayıcı ve tahrip edici olduğunu görelim.

Bugün için umut verici gelişmeler olmasa bile önümüzdeki dönemde bu ilişkilerin daha iyi olacağını ve olması gerektiğini her defasında dile getirmek gerekir. Milletin ve memleketin menfaati bu yönde ise, ısrarlı olmakta fayda var. 

Başkalarının başka hedef ve maksatları olabilir. Bizim maksadımız “Müslüman Türkiye”nin bu kimliğiyle AB üyesi olmasıdır. Bu hedefe ulaşmak zor, ama imkânsız değildir. Birlikte çalışıp, birlikte kazanalım...

Okunma Sayısı: 2350
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı