"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye’nin bir derdi daha

Faruk ÇAKIR
16 Mart 2017, Perşembe
Kolu kırık olan birinin kavgaya tutuşması akıl kârı mıdır? İnsan bile bile yanlış iş yapar mı? Kim, bindiği dalı keser ya da ayağına kurşun sıkar? Onlarca, belki de yüzlerce derdimiz olduğu hâlde bu dertleri konuşmak ve çare aramak yerine havanda su dövmeyi tercih etmiyor muyuz? Gündemde olan ve harâretle tartışılan meseleler Türkiye’nin gerçekten dertleri midir?

Hemen her ay açıklanan işsizlik rakamları Türkiye’nin çok çalışıp, çok yatırım yapması gerektiğini hatırlatıyor. İşsizlik en büyük maddî dertler arasındadır. Allah muhâfaza etsin, bu dert başka dertleri de tetikler, başka hastalıklarla karşı karşıya kalmamıza yok açar. 

Türkiye’de işsizlik oranı bir önceki yılın (2016) Aralık ayına göre 1.9 puanlık artışla son 7 yılın zirvesini görmüş. Açıklanan rakamlara göre işsizlik nisbeti yüzde 12.7 olmuş durumda. Bu rakamlarla işsizlik oranı son 7 yılın zirvesine çıkmış. Söz konusu dönemde işsiz sayısı 668 bin kişi artarak toplamda 3 milyon 872 bin kişi olmuş. 

Rakamların her zaman doğruyu söylemediğini kabul ederiz. Ancak hiç kimse “Türkiye’de işsizlik yok, işsiz sayısı her geçen gün azalıyor” diyemez. İşsiz sayısının artması hepimizin problemidir ve yine hep birlikte çare aramalı ve bulmalıyız. Bugün işi olan ya da iyi şartlarda çalışanlar yarın bir gün işsiz kalabilir. Dolayısı ile “Bana dokunmayan işsizlik bin yaşasın” tavrı kabul edilemez.

Bir yanda işsizlik, öte yanda ‘işçisizlik’ olduğunun da farkındayız. Bazı işyerleri çalıştıracak evsafta kalifiye eleman bulamamaktan şikâyetçi. Bugün bir marangoz atölyesinin sahibi ya da yöneticisi ile konuşsanız “İşçi yok, çırak bulamıyoruz” diye dert yanacaktır. Haklıdır, ancak bu tablonun kabahati sadece ‘çırak’larda aranamaz. Gerek eğitim sistemi ve gerekse sosyal şartlar çocukları ‘çırak’lıktan uzak tutmak için planlanmış durumda. Meslek liseleri de arzu edilen nisbette iş dünyasına insan yetiştiremiyor. Neticede çıraklık yaşını değerlendiremeyen binlerce kişi ilerleyen yaşlarında uygun iş de bulamıyor. Bu arada “Ne iş olursa olsun yaparım” diyenlere de çoğu zaman komik ücretler teklif ediliyor. Son tahlilde işverenler işçi bulamazken işsizler de uygun iş bulamamış oluyor ve işsizlik rakamları katlanarak artmaya devam ediyor.

İdarecilerimizin bir hatası da dünyanın her yerinde işsizlik olduğundan bahisle bu meselenin büyütülmemesi kanaatine sahip olmalarıdır. Dünya bir köy haline geldiğine göre her ülkede sıkıntıların olması normaldir. Fakat kötü şartlara rağmen işsizlik rakamlarının düştüğü ülkeler de vardır. İngiltere buna örnek olabilir. Açıklanan rakamlara göre İngiltere’de Ocak ayında işsizlik yüzde 4,7 ile son 41 yılın en düşük seviyesine gerilemiş.

Haber şöyle: “İngiltere Ulusal İstatistik Ofisinden (ONS) yapılan açıklamada ülkede Ocak ayına kadarki üç aylık dönemde işsizlik oranının yüzde 4,8 olan beklentinin de üzerinde azalarak yüzde 4,7 seviyesine gerilediği bildirildi. Bir önceki ayda ise işsizlik oranı yüzde 4,8 seviyesinde kaydedilmişti. Geçen yılın aynı döneminde işsizlik yüzde 5,1 seviyesindeydi. Ocak ayı verileriyle İngiltere’de işsizlik oranı 1975’ten bu yana en düşük seviyesini görmüş oldu.” (AA, 15 Mart 2017)

Büyük dertler listesinde işsizlik en başlarda yer almalı ve mutlak surette bu yaraya çare bulmalıyız.

Okunma Sayısı: 2371
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı