"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

TV izlemediğim için şükrettim!

Faruk ÇAKIR
23 Ekim 2014, Perşembe 00:01
Problemleri önceden bilip, görüp, tedbir almak varken; duvara toslamayı beklemenin savunulacak yönü olabilir mi?

Bu noktada sürekli hatalar tekrarlanıyor. Meselâ, geçmiş yıllarda banker hadisesi yaşanmış ve belki de binlerce insan mağdur olmuştu. O dönemde bankerler, yüksek faiz vermek hususunda bankalarla yarışıyordu. Neticede sistem çöktü ve ortaya mağdurlar çıktı. 

Ancak böyle olması işin tabiî bir neticesiydi. İlk günden o sistemin çökeceği biliniyordu; ama devleti idare edenler çare bulmak yerine çöküşü beklediler. Ne de olsa kaybeden onlar değil, vatandaş olacaktı ve öyle de oldu.
Sonraki yıllarda da benzer hatalar devam etti. Avrupa’daki işçilerin paralarına göz dikenler çeşitli yollarla hedeflerine ulaştı. Onlarca şirket kuruldu ve hayali yatırım ve vaadlerle milletten para toplandı. Türkiye’yi idare edenler yine hadiseye seyirci kaldı ve sistemin çökmesini, vatandaşın mağdur olmasını bekledi. O günlerde kurulan bir şirket, çok izlenen ‘mütedeyyin bir TV kanalı’nda şu mealde reklâm yayınlatıyordu: “Şirketimiz, yaptığı ve YAPACAĞI yatırımlarla size para kazandıracak!” Evet, aynen öyle. Yapacağı yatırımları, yapılmış gibi sunarak milleti yanıltıyorlardı.
Yakınlarda, ‘bal ticareti’ patladı. Ortada arı yoktu, ama tonlarca ucuz bal satılıyordu. Şeker fiyatından ucuz ‘bal’ pazarlayanlar kasalarını doldurdu. Türkiye’yi idare edenler her zaman olduğu gibi iş işten geçtikten sonra bir düzenleme yapmayı akıllarına getirebildiler.
Geçen gün misafireten gittiğim bir akraba evinde maalesef ‘dindar bir TV kanalı’nda reklâm/haber izlemek mecburiyetinde kaldım. Ben diyeyim 10 dakika, siz deyin 15 dakika bir ‘parfüm’ün tanıtımı/reklâmı yapıldı. Ne diyebileceğimi bilemiyorum. İnsanlar bu yalanlara, bu hezeyanlara, bu hakarete nasıl sabrediyor? Tövbe, tövbe... Sanki ‘parfüm’ değil de Kâbe-i Muazzama’yı, Mescid-i Nebevî’yi tanıtıyor, pazarlıyor... El insaf, vel iz’an! Öyle güzel bir parfümmüş ki, onu alıp kullanan sürekli Kâbe gibi kokarmış! Tanıtan kişi de onu kullanıyormuş! Hem de çok uygun fiyata! Hem de hediyesi varmış!
Yapmayın, etmeyin... Dinî değerleri istismar etmeyin. O reklâmı/tanıtımı gördükten sonra, televizyon izlemediğim için bir defa daha şükrettim. Sabah akşam TV izleyenlerin akıllarını korumaları hakikaten zor. Allah kolaylık versin ve bu musîbetten hepimizi korusun.
Elbette dertler bununla sınırlı değil. “Sanal âlem/Facebook”ta derdini paylaşan bir vatandaşın feryadına kulak verelim: “Ara sokaktan araç çek, akşam saatlerinde saat yediden sonra araç çek. Otoparkta beş dakika durmadan 10 TL al. Ne bu ya? Bunun adı soygunculuktur, artık yeter! İki ayda hiç alâkası olmayan yerlerden araç çekmeler, giden onca paralar, yazık. Yazık vatandaşa. Devlet de artık vatandaşını biraz düşünsün. Bir de TV’lerde küçük kanallarda pazarlamacılar resmen vatandaşı kandırıp mal satıyorlar. Sahte ballar, sahte telefonlar vs. Devlet bunlara neden ses çıkarmaz yahu? Yeteeerr! ‘Vergi gelsin de her yol mubah olsun’ bu mu yani? Her şeye el atılıyor, tamam güzel. Ama lütfen artık vatandaşı ezdirmeyin... Sinir hastası olduk yahu...”
“Çok önemli konular” varken bu meselelere kulak asmayanlar olabilir. İnsanların kandırılmasına itiraz etmeyenler, engel olmayanlar büyük bir veballe karşı karşıyadır. Mağdur olan vatandaşın ‘ah’ı yıkar; şahı ve padişahı... Bunu da unutmayalım...

Okunma Sayısı: 2437
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • murat yeşil

    23.10.2014 09:13:27

    misafireten ne demek?
    Editörün notu: Değerli okurumuz; Kubbealtı Neşriyat'tan çıkan İlhan Ayverdi'nin Misalli Büyük Türkçe Sözlüğünde 2110. sayfada Misafireten kelimesi, "misafir olarak" açıklanmıştır. Ayverdi kelimeye örnek olarak, Halit Ziya Uşaklıgil'in "Diğer ikisi misafireten bir aralık İzmir'de bulundular" cümlesini vermiştir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı