"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üniversitelerdeki vahim tablo

Faruk ÇAKIR
28 Ağustos 2019, Çarşamba
Eğitim meselesi her gün konuşulsa yine de israf olmaz. Madem ‘cehalet’ üç düşmandan biridir, bu büyük düşmana karşı mücadele yolu olan ‘marifet’ için atılacak adımlar, yapılacak çalışmalar fazla olmaz.

İnanması zor olduğu için “eğer doğru ise” kaydını düşmek gereken önemli bir bilgi var: ÖSYM (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi) verilerine göre 78 üniversiteye bağlı 273 bölümde profesör, doçent veya doktor öğretim üyesi yokmuş. Üstelik bu bölümler toplam 14 bin 421 öğrenci kontenjanına sahip.

Bu bilgi ya idareciler tarafından yalanlanmalı ya da bir gün dahi kaybetmeden bu ihtiyaçları karşılayacak şekilde kararlı adımlar atılmalı. Elbette bir öğretim üyesi bir ayda, bir yılda yetiştirilemez. Fakat bu  ‘açık’ların nasıl meydana geldiği de düşünülmeli. 

Üniversite eğitiminin tabana yayılması, her ile bir üniversite açılması gibi çalışmalar elbette Türkiye’nin menfaatinedir. Ancak kabul etmek gerekir ki üniversite açmak sadece bina ve teçhizat temin etmekle mümkün olmaz. Önceliği eğitim kadrosu yetiştirmeye hasretmek gerek. Kadro olduktan sonra ‘çadır’larda dahi eğitim mümkün olur. 

Üniversite sayıları artarken öğretim üyelerinin yeterli olmadığı noktasında ciddî ikazlar dile getirildi. O günlerde bu tenkitlere cevap veren idareciler, “Göç yolda düzelir. Hele üniversiteler açılsın öğretim üyesi de bulunur” mealinde konuşmalar yaptı. Bu konuşmaların üzerinden neredeyse 20 yıl geçti ve bugün gelinen noktada ciddî bir öğretim üyesi kadrosu eksikliği hissediliyor.

Üniversitelerde profesör demek ‘işin ehli’ anlamına gelir. Bir işte, bir meslekte, bir bölümde ‘işin ehli’ yoksa o bölümde, o fakültede arzu edilen kalitede bir eğitim mümkün olur mu? Elbette mesele diploma meselesi değil. Bilhassa sosyal bilimlerde ünvanı olmayıp da ehil olanlar da vardır. Ancak bunların da yeterli olmadığı her halde inkâr edilemez. Bu mesele Türkiye’nin halletmesi ve çözüme kavuşturması gereken önemli meselelerden biridir.

Acaba bu kadro yetersizliğinin ‘beyin göçü’ ile de alâkası var mıdır? İdarecilerin de kabul ettiği üzere tahminlerden daha fazla ehil kişi başka ülkelere gidip orada çalışmak istiyor. Üniversitelerdeki kadro yetersizliğinin bir sebebi de bu olabilir. Aynı şekilde önümüzdeki yıllarda iyi çalışma şartları bulamayacağını düşünen yeni mezun öğrenciler de akademik kariyer için yabancı ülke ve üniversiteleri tercih ediyor. Eğer kolay yolu tercih edip, yurt dışında çalışmak isteyenleri suçlayacak olan varsa bu tavrın Türkiye’ye bir faydası olmayacağını da görmelidir. Tam aksine “Ne oldu da bu gençler Türkiye’deki üniversiteler yerine yabancı üniversiteleri tercih ediyorlar?” diye düşünülmeli. 

Ülkemiz ‘beyin göçü’ verecek kadar zengin değildir. Bugünden isabetli adımlar atılabilirse belki gençlerimizi buralarda tutma imkânı buluruz. Bunu yapmayıp yanlışta ısrar devam edersek önümüzdeki yıllarda daha fazla sıkıntı çekebiliriz. Böyle bir neticeyi de kimsenin istediğini tahmin etmiyoruz.

Tabiî ki ülkemizi bir cazibe merkezi haline getirmenin yolu bellidir. Kimileri duymak istemese de bunun yolu hak, hukuk ve adaletin hükmetmesine bağlıdır. Hak, hukuk ve adaletin mükemmel şekilde işlemediği bir sistemde kimse kariyer yapmak istemez. 

Hele hele işin ehil olana değil de torpilli olana verildiği bir sistemde eğitimin düzelmesi mümkün değildir. Bu tablo bile idarecileri şok etmiyorsa başka ne şok edebilir ki?

Okunma Sayısı: 3154
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cemil

    28.8.2019 00:31:55

    Yetişmiş kalifiye akademisyenleri iltisak gibi uyduruk bir ifade ile kapı dışarı ederseniz iyi bir akibet beklenmemeli. Yaklaşık 6000 akademisyen ihraç edildi ve bu oran genele göre % 3.5 imiş. Ama uluslararası yayın sayısında gerileme ise % 28 imiş. Kalite farkı bu şekilde ortaya çıkıyor. Yazık ettiler güzel ülkemize...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı