"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Üretelim arkadaşlar!

Faruk ÇAKIR
18 Eylül 2016, Pazar
Ülkemizin büyük dertlerinden biri de tüketmeyi bildiğimiz kadar üretmeyi bilememek, başaramamak ve neticesinde de ‘gelişmekte olan ülkeler’ listesinde kalmaktır.

Hatırlayabildiğimiz kadarıyla ilkokuldan son okula kadar bu konuda beyanlar dinledik. Şunu yapınca, bunu yapınca zengin ülke olacağız denildi.

Aradan yıllar geçti, iktidarlar değişti, neredeyse ihtiyarlar sınıfına girdik ve yine aynı konular tartışılıyor. Türkiye’nin iktisadî hayatıyla ilgili görüş beyan edenler yine her fırsatta “Üretimi arttırmamız lâzım. Üretim olmadan büyüme olmaz. Bir an önce ‘orta gelir tuzağı’ndan kurtulmamız lâzım” diyor.

Bütün bu tesbitleri merhum Nasreddin Hoca gibi dinleyip “Siz de haklısınız” demekten başka elden ne gelir?

Gerçekten de tükettiğimizden daha fazla üretmek durumundayız. Yıllardan beri çıkamadığımız ‘orta gelir tuzağı’ndan kurtulmak da ilk hedef olmalı. Fakat iş bu vaadleri, bu tesbitleri hayata geçirmek noktasında tıkanıp kalıyor.

İkinci çeyrekteki (2016) büyüme rakamlarının açıklanması sonrasında ekonomi yazarı Uğur Gürses’in dikkat çektiği noktalar önemli. Gürses şöyle demiş: 

“Ekonomideki yüzde 3.09’luk büyümeye, iç ve dış âlem ile ekonomik kesimlerin katkısı şöyle: İç talepten gelen katkı tam 5 puan, ama dış talepten küçültücü katkı devam ediyor, -2.1 puan. (...) Toplam tüketim ve yatırımları içeren iç talebin yüzde 5’lik büyüme sergilediği, bunun da 1.75 puanının devletin tüketim harcamalarından geldiği görülüyor. Bu, geçen çeyrek de çok yüksekti; 2009’daki krizden sonraki en yüksek katkı. Ne yazık ki; toplam yatırımların katkısı sıfır. Devletin yatırım harcamaları da, özel yatırımlar da artmamış. Türkiye, hane halkı ve giderek artan ölçüde devlet harcamaları ile büyümesini yüzde 3’te tutabiliyor.”

Peki, özel yatırımlarda durum ne? Gürses’in tesbiti şöyle: “Özel yatırımlardaki duruş tam bir felâkete dönüşmüş durumda. Ekonominin beşte birini oluşturan özel yatırımlar, 5 yıldır büyümüyor. Bu durum, kronikleştiği için artık arızî bir durum olarak düşünülmez. Özel yatırımlar, ikinci çeyrekte de geçen yıla göre yüzde 1.6 küçülmüş. Özel yatırımların son bir yıllık toplamının, 5 yıl gerideki aynı yerde durup kaldığı görülüyor. Son 5 yılda millî gelir birikimli olarak yüzde 20 artarken, özel yatırımlar koskoca 5 yılda toplamda sadece yüzde 2 artabilmiş. Bunun belirleyici nedeni de tek başına enflasyon ve faiz değil, asıl hukukun üstünlüğünün gölgelenmiş olması ve politik tablo.” (Hürriyet, 10 Eylül 2016)

Bu tabloya turizm gelirlerindeki düşüşü de eklediğimizde tablo daha riskli hale geliyor. Tesbitlere göre turistlerin tüketimi 8 yıl geriye gitmiş durumda. 

Netice olarak devletin yatırım harcamaları da, özel yatırımlar da artmamış. Devletin tüketim harcamalarındaki yükselişin sebebinin de, teröre karşı verilen mücadele. Terörle mücadele elbette yapılacak. Bu mücadelede para hesabı da yapılamaz. Fakat asıl mesele terörü kalıcı olarak sona erdirip bu harcama kalemini ortadan kaldırabilmektir.

Ortada mutlak surette düzeltmemiz gereken bir tablo var. Övünmeleri sonraya bırakıp üretimi, sanayii, turizmi, geliş dağılımını nasıl dünya ortalamalarının üstüne çıkarabileceğimizi konuşabilsek çok iyi olacak.

Okunma Sayısı: 611
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı