Fenaların ve ‘kötü’lerin insanlığı bataklığa sürüklemesi biraz da ‘iyi’lerin bir araya gelmemesi sebebiyledir. Ayrı ayrı olan iplerin kopması mümkünken, bu ipler bir araya gelip ‘halat’ olunca gemileri bile limana bağlı tutmak mümkündür.

İnsanın cahil olması Kur’ân âyetiyle sabittir. İlgili âyet mealen şöyledir: “Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir.” (Diyanet İşleri, Kur’ân-ı Kerîm Türkçe Meali, Ahzab Sûresi 72. âyet)

İşte bu cahilliğimiz sebebiyle başta İslâm âlemi olmak üzere dünyanın pek çok beldesi yangın yerine dönmüş durumda. Yemen’den Doğu Türkistan’a, Afganistan’dan Irak’a, Myanmar’dan Suriye’ye kadar zulmün devam etmesi hem cehaletin hem de “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” fena ve yanlış anlayışının neticesidir.

Doğu Türkistan’da yaşayan bir milyon Müslümanın Çin zulmü altında inlediği haberleri duyuluyor, ama gereken tepki gösterilmiyor. Daha doğrusu Doğu Türkistan’da tam olarak nelerin yaşandığını hür dünya bilebilmiş değil. Çin kontrolü altındaki bölgeden sağlıklı haberlerin gelmesi kolay değil. Bazı Avrupa/Amerika gazeteleri buralara giderek araştırma yaparken benzer çalışmaları Müslüman ülkelerin yapmaması  ya da yapamaması ayrı bir hicran. Her durumda İslâm ülkeleri bu meseleye el atmalı, diplomasinin bütün imkânlarını kullanarak haksızlıkların sona ermesine çalışılmalıdır. 

Kanayan yaralardan biri de Yemen’dir. Yemen, aylardan beri bombalanıyor. Bazen ‘kaza’ ile bazen bilerek sivillerin ölümüne sebep olunuyor. Okul servisleri ve camilerin dahi bombalandığı haberleri geldi. Daha yaralayıcı olan, bu silâhların parasının bazı Müslüman ülkelerden tahsil ediliyor olmasıdır. 

Yemen meselesi Türkiye’nin gündemini meşgul etmezken, her defasında kınadığımız uluslar arası kuruluşlar Yemen’deki  yaraya dikkat çeliyorlar.

Meselâ, Birleşmiş Milletler (BM) İnsanî İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Mark Lowcock, Yemen’deki durumun endişe verici şekilde kötüleştiği uyarısında bulunarak, “Yemen büyük bir felâketin eşiğinde. Ama çok geç değil” uyarısı yapmış. Haberlere göre, insanî durumu incelemek üzere Yemen’de temaslarda bulunan Lowcock, ziyaretini tamamlamasının ardından yazılı bir açıklama yaparak sadece  Haziran ayından bu yana ülke genelinde 2,3 milyon kişinin yerinden edildiğini belirtmiş. Lowcock, “Bu savaşın bitmesi gerekiyor. Yemenliler daha parlak bir gelecek hak ediyor” değerlendirmesinde bulunmuş. (AA, 2 Aralık 2018)

Hatırlanacağı üzere uzun süredir siyasî istikrarsızlığın hüküm sürdüğü Yemen’de Husiler, Eylül 2014’ten bu yana ülkedeki bazı bölgelerin denetimini elinde bulunduruyor. ‘Koalisyon güçleri’ ise Mart 2015’ten bu yana Husilere karşı Yemen hükümetine destek veriyor. Birleşmiş Milletler’in daha önce yaptığı açıklamalara göre 400 bin çocuğun açlık tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu Yemen’de 22 milyon kişi, acil insanî yardım ve korumaya ihtiyaç duyuyor.

Bir ülke düşünün ki burada yaşayan 22 milyon kişi acil insanî yardıma muhtaç olsun. Ve dünyada böyle bir “İslâm ülkesi” varken, “İslâm dünyası”nın buna bigane kalması anlaşılabilir mi?

Yemen’den Türkistan’a velhasıl bütün dünyada huzur ve adalet hâkim olsun inşallah.