"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yetimlere yetim katan dünya

Faruk ÇAKIR
27 Nisan 2015, Pazartesi
Dünya idarecileri, “çok önemli meseleler”le meşgul olduğu için yetimlerin yaşadığı mahrumiyeti ve mağduriyeti göremiyor. Üstelik aynı idareciler, aldıkları kararlarla mevcut yetimlere yenilerinin ilave olmasına sebep oluyor, maalesef...

“Dünyada kaç milyon yetim var?” diye sorulsa, çoğu insan “Ne? Bir milyon yetim mi var? Bu kadar çocuk, anne baba şefkatinden mahrum olarak mı yetişiyor?” diye sorabilir. Oysa, dünyada yaklaşık olarak 400 milyon yetim var. Evet, dörtyüz milyon...

Nitekim, İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsanî Yardım Vakfı Yetim Birimi Başkanı Murat Yılmaz, bu rakamlardan yola çıkarak, “Eğer yetim çocukları tek bir ülkeye toplayıp bir devlet yapsak, dünyanın 3. en büyük devleti oluyor. Nüfus açısından dünyanın en büyük 3. ülkesi bu ülke oluyor” demiş. (AA, 26 Nisan 2015)

Sivil toplum kuruluşları ve vakıflar, imkânları ölçüsünde Türkiye’deki ve dünyadaki yetimlere ulaşmaya çalışıyorlar. Ancak yapılanların ihtiyacı karşıladığını söylemek mümkün değil. Bir yanda 400 milyonluk bir kitle, öte yanda binlerle ya da yüzbinlerle ifade edilen ‘el uzatılmış yetim’ler...

Çok önemli bir nokta da, başlatılan savaşların yeni yetimler ortaya çıkardığı gerçeğidir. Dünyayı idare eden ‘büyük devlet’ler, attıkları her bomba sonrası bir ya da daha fazla çocuğun ‘yetim’ kaldığının farkındalar mı? Bir yandan yetim sayısını azaltmaya çalışırken, öte yandan savaşları teşvik ederek tam tersi yapılmış olmuyor mu?

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç da “Yetimler Peygamber Efendimizin (asm) bize emanetidir. Bunun üzerimizde çok büyük vebal ve sorumluğu var” demiş. 

Hadiseye bu pencereden bakmak durumundayız. Anadolu’da en korkulan hak, ‘yetim hakkı’dır ki bunun da kaynağı inancımızdır. “Yetim bırakma, yetim büyütme beni” sözü tesbih gibi tekrarlanır. Hatta, yetimlere iyi davranan ve davranmayanların halini anlatan onlarca hikâye ve masal vardır. İnancımıza göre, yetimleri koruyan ve kollayanlar her zaman duâ alırken, yetimleri kenara itenler iki cihanda da mahcup olur. 

Türkiye’yi idare edenler her muhtaca el atmalı, ama öncelik yetimlerindir. Ne şekilde olursa olsun hiç bir çocuğun ‘yetim’ ve sahipsiz kalmaması icap eder. Onların başlarının öne eğilmesi, gerçekte bizim başımızın öne eğilmesi anlamına gelir.

Sulh ve barışın asıl, savaşın ise tali bir mesele olmasının bir sırrı da bu olsa gerek. Dünyadaki savaşlar sona ermiş olsa ya da her bahane ile savaşlar başlatılmasa yetim sayısı her geçen yıl azalmış olmaz mı? Asya münafıkları ve Avrupa’nın dessas zalimleri her bahane ile yeni savaşlar başlatıp yetim sayısının çoğalmasına sebep oluyorlar. Yetimlerine sahip çıkmayan milletlerin geleceğe umutla bakması da mümkün değil. Anne babaya sahip çocukların eğitimi dahi kolay değilken, ‘yetim’ bırakılan çocukların eğitimi çok daha zor olmaz mı? Bazı ülkelerde ‘yetim’ çocukların çeşitli kötü niyetli grupların ve mafyanın eline düştüğü ve istismar edildiği haberleri duyulmuyor mu?

Allah’a şükür ki ülkemiz yetimlerine sahip çıkanlar arasındadır. Temennimiz ve arzumuz, bütün milletlerin yetimlere sahip çıkmasıdır. Daha da önemlisi, yetimlere yeni yetimler katmayacak politikaların uygulanmasıdır. Dünya liderleri savaşları körüklemekten vazgeçerek bunu yapabilir.

Unutmayalım ki yetim gülerse dünya güler...

Okunma Sayısı: 1689
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı