"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yüz bin öğretmen

Faruk ÇAKIR
12 Ocak 2017, Perşembe
Mesleğinin ehli olanların tekrarladığı ve bir bakıma slogan haline gelen bir tesbit var. Denir ki, “Eğitimi düzeltmek istiyorsanız işe öğretmenlerle başlayın.”

Dünya için de, Türkiye için de meselenin özü budur. Öğretmenlerini en iyi şekilde yetiştiren, geliştiren ve yeniliklerle tanıştıran sistemler, ülkeler büyük bir ihtimalle başarılı olur, zengin olur, barış içinde olur. İşe öğretmenlerden değil de okul binalarından başlayan ülkeler ise görünüşte başarılı olsalar da dünya şartlarında başarılı kabul edilmezler. İdarecilerimiz, eğitim sisteminin çok başarılı olduğunu söyleyebilir mi? 

Diyelim ki söylediler; ortaya çıkan tablo bunu doğruluyor mu? Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2000 yılından bu yana üç yılda bir yaptığı PISA imtihan sonuçları Türkiye’deki eğitim sisteminin arzu edilen noktada olmadığını net olarak ortaya koyuyor. Meselâ PISA 2015 sonuçlarına göre Türkiye sıralamada 70 ülke içinde fende 51’inci, matematikte 48’inci, okumada 49’uncu sırada yer almış.

Elbette öğrencilerimizin arzu edilen seviyede olmamasının kabahatini sadece öğretmenlerinin sırtına atarak kurtulamayız. Sistem, öğretmenlere hak ettiği değeri veriyor mu? Maddî ve manevî ihtiyaçlarını karşılayıp teklif ve tavsiyelerini dikkate alıyor mu? Yoksa “Sen sınıfa gir. Elindeki kitapta ne yazıyorsa anlat ve çık” mı diyor?

Eğitim sisteminin düzeltilmesi arzu ediliyorsa öğrencisinden velisine, öğretmeninden idarecisini kadar işin içinde olan herkesin teklifleri ve tavsiyeleri dinlenmeli ve dikkate alınmalıdır. Zaman zaman sohbet ettiğimiz öğretmenlere “Eğitimle ilgili çözüm tekliflerinizi amirlerinize anlatmıyor musunuz? Böyle bir sistem var mı?” diye sorduğumuzda acı acı gülmelerine şahit oluruz. Maalesef eğitim sisteminin en önemli noktasında yer alan öğretmenleri dikkate alan, onların tekliflerine değer veren bir anlayış yok.

Bunların yanında olması gereken sayıda öğretmenimiz de yok. Bir eğitim sistemi düşünün ki ilk şartı olan öğretmeni yetersiz. Bu durumda öğrencilerden ve bir bütün olarak sistemden kalite ve başarı bekleyebilir miyiz?

Millî Eğitim Bakanı, Türkiye genelindeki 832 bin 26 öğretmen bulunduğunu ve 96 bin 68 öğretmene daha ihtiyaç duyulduğunu açıklamış. Öğretmen açığıyla ilgili yazılı soru önergesine cevap veren Millî Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, şunları da kaydetmiş: “Diğer taraftan öğretmen ihtiyacının karşılanamadığı eğitim kurumlarında eğitim öğretimin aksatılmadan sürdürülebilmesi bakımından, valiliklerce ilgili mevzuatı çerçevesinde ve öncelikle öğretmen olma şartlarını taşıyanlar arasından ders ücreti karşılığında görevlendirmeler yapılmaktadır. Bakanlığımızca 10 Ekim 2016 tarihinde sözleşmeli pozisyona 18 bin 506 öğretmenin ataması yapılmıştır. Bakanlığımızın 9 Kasım 2016 tarihli MEBBİS verilerine göre ülke genelindeki mevcut öğretmen sayısı 832 bin 26, net öğretmen ihtiyacı ise 96 bin 68’dir.” (AA, 11 Ocak 2017)

Yaklaşık yüz bin öğretmen açığı olan bir eğitim sistemi varken başka işler yapmaya ve hele hele övünmeye hakkımız var mıdır? Her iş geride kalsın ve gerçekten bu kadar öğretmene ihtiyacımız varsa bu temin edilsin. İcabında kuleler, binalar, AVM’ler bekler; ama eğitim beklemez, beklememeli.

Meseleye ‘Bir harf öğretmek/öğrenmek’ penceresinden bakmak mecburiyetindeyiz. Öyle bakalım ki eğitim sistemi düzelsin.

Okunma Sayısı: 6543
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Arif

    14.1.2017 13:27:02

    Ülkemizde ki 1 TL nin tarihsel gelişimi ile sosyal, siyasal, adalet, sağlık ve eğitim alanlarında ki değişimi birbiriyle aynı özellikleri taşıyor.

  • Mustafa Yaprak

    12.1.2017 05:25:51

    Bizim buralarda (van) altıncı ve yedinci sınıflarda okumayı ve yazmayı öğrenememiş öğrencilerin kabahatinden kimler sorumlu,,bu vebalin altından nasıl kalkılır.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı