"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zekât

Fatih Yokuş
07 Aralık 2018, Cuma
Ülkemizde unutulmaya yüz tutmuş, devletin de hatırına gelmeyen ve Ramazan ayında cılız biçimde hatırlanan ibadetlerin başında zekât gelir.

Sosyal barışın oluşmasında etkili, toplumun huzuru için elzem, zengin ve fakir arasında sevgi köprüsü olan zekât Allah’ın emridir.

Bediüzzaman:

“Cenâb-ı Hak tarafından verilen maldan hem bereket, hem fakirlerin hased ve bedduâlarından kurtulmak için, ya on’dan veya kırk’tan birisini kendi fakirlerine vermek ağır bir şey midir ki, emr-i zekâtı ağır görüp İslâmiyetten çekiniyorlar? Bunların tekzibleri ehemmiyetsiz olmakla beraber, hakları tokattır. Cevab vermek değil..” (Sözler)

Kur’ân’da namaz ile beraber 130 dan fazla âyette beraber emredilen, malı temizleyen, bereketlendiren ve karşılığı ahirette 700 kat daha fazla verilen maddî bir ibadettir.

“İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekâtı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin Katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.” (Bakara Sûresi, 277)

İslâm’ın şartları (rüknü) sayıldığında bilinen, ilmihal kitaplarında detaylı biçimde yazılan Zekât, maalesef az yerine getirilen mâlî bir ibadettir.

Bediüzzaman;

“Halbuki zekât, her şahıs için sebeb-i bereket ve dâfi-i beliyyattır. Zekâtı vermeyenin her halde elinden zekât kadar bir mal çıkacak; ya lüzumsuz yerlere verecektir, ya bir musîbet gelip alacaktır.” (Mektubat)

Zenginin fakire bir lütfu, minneti olmadığı gibi, fakirin de aldığında kimsenin minnetine girmediği Allah’ın bir lütfudur.

“Toplayıp yemediğimiz, biriktirip zekâtını vermediğimiz mallarımız bizimle ahirete gelmiyecek ve hesabını veren de biz olacağız” (Tövbe Sûresi 35)

Zekât vermekle kişi fakir olmadığı gibi zekâtın verilmesinde öncülük eden devlette de huzur ve güven artar.

Birinci Dünya Savaşı ve yaşananları manevî bir bakış açısı ile izah eden Bediüzzaman:

“Zekâtı vermede cimrilik ettik; Allah, birikmiş zekâtı (savaş giderleri, fakirlik ve mahrumiyetle) elimizden aldı.”

Zekât rıza-i İlâhî için verilmeli. Asrımızın manevî hastalığına çare olan Risale-i Nur hizmetinde bulunan, özellikle muhtaç talebelelerin ihtiyacı için ve Risale-i Nur’un neşrine yardımcı olmak için verilen zekâtlar, inşallah kabule karîn olacaktır. 

Okunma Sayısı: 1346
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı