"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aslî vazifemiz

Fazilet Kırmızı
16 Eylül 2018, Pazar 00:19
Her insanın kendi hayatı için belirli amaçları ve hedefleri vardır.

Bir öğrenci bir meslek sahibi olmak için çalışır. Veyahut bir meslek sahibi mesleğinde yükselmek ister. Elbette insanı daha başarılı olmak için gayret etmesi güzel ve takdir edilmesi gereken bir şey. 

Ancak bizim hedeflerimiz yalnızca bugüne dair. Hep bugün de kalacakmışız gibi davranıyoruz. Hep bu dünyaya dair planlar yapıyoruz. Yavaş yavaş dünyevîleşiyoruz. Ölümü unutmaya başlıyoruz. Rabbimiz, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor; “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir.” 

Bugün bunu çoğu insan unutuyor. Bir gün bu gençlik gidecek, bütün ömür tükenecek. Ve bizim için hayat sona erecek. Çünkü bu hayat fâni. Çünkü dünya hayatı sonsuz değildir. Rabbimiz, bizleri bu dünyaya bir süre kalmamız ve Kendisine kulluk etmemiz için gönderdi.

Ve atladığımız çok önemli bir mesele var. Bu fâni dünya, ebedî hayatımız için bir tarla değil mi? İnsan bu dünyada bir misafirdir. Bizim ebedî yurdumuz ahirettir. Bu dünyada yaptığımız her şey ahirette önümüze gelecek.  

60-70 yıllık gelip geçecek bir ömür uğruna bu kadar gayemiz varken, sonsuz bir hayat için aslî gayelerimizi nasıl unutuyoruz? Dünyada yaptığımız her şeyden sorumlu olup yaptıklarımızın hesabını vereceğiz. Her gün onlarca insanın dünyadan ahirete intikal ettiğini görüyor iken, nasıl ölümü unutuyoruz? Ve nasıl ahireti düşünmeyip, aslî vazifelerimizi terk ediyoruz?

Fâni hayatımız için o kadar çok meşgul oluyoruz ki, asıl yapmamız gereken ibadet ve sorumlulukları ya erteliyoruz veya hiç yapmıyoruz. 

Meselâ namaz kılmak 24 saatte bir saatimizi alırken, namaz kılmamak için türlü türlü bahaneler üretiyoruz. Yaşlanınca kılarım düşüncesi yerine keşke her an ölüm kapımı çalabilir diye düşünsek. Tesettüre girmek zor geliyor, çünkü sadece bu dünyadaki sıcağı düşünüyoruz. Böylece kısacık dünya hayatını, ebedî hayata tercih ediyoruz. 

Biz bu dünyaya sonsuz yaşamak için gelmedik. Zaten bu dünya fâni değil mi? Bu dünyada bir misafir olduğumuzu bilerek aslî vazifelerimize önem vermeliyiz. 

İnsanın asıl sonsuz hayatı ahirette olacağına göre, dünya hayatını Allah’ın emrettiği şekilde yaşamalı ve aslî vazifelerini yerine getirmeliyiz. 

Zira Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur’da; “Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme” der.

Dünya hayatımızı, Rabbimizin buyurduğu emirler çerçevesinde yaşayıp, ibadetlerimizi ve diğer aslî vazifelerimizi hakkı ile yaptığımız zaman, bizi bekleyen sonsuz bir Cennet hayatı var. 

Asıl gayemiz, asıl hayatımız olduğu zaman, fâni olanın ve geri kalanın kıymeti olmayacaktır. 

Selâm ve duâ ile.

Okunma Sayısı: 3341
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı