Günümüzde tesettürün hakkını veren, çok az bir kesim mevcut. Başını örtmek, ne acıdır ki, bugün “modaya uymak” olarak anlaşılır hâle geldi. Herkesin görüşüne saygı duyarız.
Tesettür deyince öncelikle akla gelen başörtüsüdür. Ama tesettür, sadece başını örtmekten ibaret değildir. Aynı zamanda vücut hatlarının belli olmayacağı bir elbise giymektir. Ve bu, Rabbimizin bize bir emridir. Hiç şüphe yok ki, Rabbimizin farz kıldığı her şey, bizim için en hayırlı olandır. Her emir hikmet doludur.
Bediüzzaman’ın da 24. Lem’a’da dediği gibi, “Tesettür kadınlar için fitrîdir ve fıtratları iktiza ediyor.”
Evet Üstadın da dediği gibi, tesettürü fıtrat ister. Kadının yaratılışında ve kadının özünde tesettür vardır. Aslında; iffet, namus, haya, ar, güzel ahlâk gibi birçok meselenin bir bütün hâlini ifade eder tesettür. Bunun için, bir kadının en güzel, en temiz hâli tesettür ile bir arada olur. Kadına yakışanın tesettür olduğu “Gül açıldıkça, kadın kapandıkça güzeldir” sözü ile çok güzel ifade edilmiştir. Allah’ın, bir kadına verdiği en büyük haktır başörtüsü. Bir âyeti başında üstünde taşımak, dünya da paha biçilmez bir saadettir. Bir saliha kadın için en büyük şereftir. Allah’a sonsuz hamd-u sena olsun.
Tesettürün, gerçekten hakkını veren, gerçek anlamda tesettürü yaşayan bilir. Ancak, bugün sokağa çıktığımız zaman, kaç genç kız kardeşimiz ne kadar tesettüre uyuyor? Allah aşkına, kaç kişi başörtüsünün bir moda değil de, Allah’ın farz kıldığı bir emri olduğunun farkında? Resulullah aleyhisselâtu vesselâm, “ahirzamanın tesettürlü çıplakları” diye vasıfladığı bir grub var maalesef. “Tesettürlü çıplaklar” ne demektir? Peygamberimiz (asm) bu sözü ile, bize hangi mesajı veriyor? Keşke, sokaktaki genç kardeşlerimiz bir defa bunları sorgulasa. Yaptığı bir yanlıştan vazgeçip de, başka bir kardeşine, örnek olsa ne kadar güzel olur değil mi?
Allah, hepimize güzel bir tesettürle, başka kardeşlerimize örnek olmayı nasip etsin. Allah’ın emirlerine uygun hareketlerimiz ile örnek olalım inşâallah!
Tesettürde, yanlış anlamaya sebep olan bir konuya dikkat çekmek istiyorum. Başın kapalı olması ve başörtüsü aynı şey değildir. Bugün bakıyoruz da, kapalı olmak yerine modanın isteğine göre giyinenler var. Bir genç kız, başını örtüp, altına vücut hattını belli eden bir kıyafet tercih ediyorsa bu başındaki örtüye yapılan büyük bir ayıptır.
Müslüman bir kadın, Kur’ân-ı Kerîm’de, Allah’ın farz olarak emrettiği başörtüsüne saygı göstermelidir. Şayet, günümüzde olduğu gibi, başörtüsünün altına, Allah’ın emrine aykırı olarak, modaya uygun bir kıyafet tercih ediliyorsa, bu tesettür değildir. Rengârenk şallar takarak ve dikkat çekmeye çalışıyorsak, bu şekilde Rabbimizin emrine uyduğumuzu düşünüyorsak, belki de vicdanımızı kandırmak istiyoruz. “Benim başım kapalı” diyerek, sanki vicdan yükünü atmak istiyoruz. Ancak bununla kendi kendimize teselli verirken, nefsin fısıltısına kulak veriyorsak, “Herkes böyle yapıyor, dışarıda herkes benim gibi zaten” diyerek bir vicdan yükünden kurtulmak için, içi boş teselliler veriyoruz kendimize.
Ne yazık ki, tam da bu sırada, şeytanın kurduğu büyük bir tuzağa düşmüş oluyoruz. Halbuki, herkes kendi yaptığından mesul olacaktır. Unutmayalım ki, o gün hepimiz mahşerde, ayrı ayrı ve tek başımıza hesap vereceğiz. Hesap gününde, hiçbir kimse, hiçbir kimseye günahını bedelini ödetemez, hiçbir kimsenin hiçbir kimseye bir faydası dokunmaz.
Cenâb-ı Hak, bizi nefis ve şeytanın tuzaklarından muhafaza etsin. Hesabını vermeyeceğimiz hatalardan bizi korusun. Bizim bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz günahları da, affetsin inşâallah. Selâm ve duâ ile.