"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsan muhakkak çok âcizdir

Fethiye Akay
26 Eylül 2017, Salı
İnsan her yaşta, her dönemde aciz bir mahluktur. Bazen öyle şeyler yaşar ki, âcizliğini iliklerine kadar hisseder.

Bazen isyan eder Allah’a, “Neden beni yarattın?” diye. Hatta haddini daha da aşıp “Neden beni insan olarak yarattın?” düşüncesine kapılır.  İnsan olarak yaratılışını sorgular. 

Size de trajikomik geliyor değil mi bu sözler? Birkaç yıl önce 6-7 yaşlarındaki kuzenimin köyde inekleri izlerken mırıldandıkları sözler kulağımda gitmiyor:

“Keşke bende inek olsaydım! Ne güzel onlar sadece ot yiyip, süt yapıyorlar.” Ne kadar masum cümleler değil mi? 

Yetişkinler ise masum görünen ama aslında subliminal isyan içeren cümleler ile kendini ele verir. Onlardan bazıları şunlardır: 

“Artık düşünmek istemiyorum! Bıktım her şeyden! Artık hiçbir şeyden tad almıyorum!” 

İnsan olduğuna isyan ediyor bu cümlelerle insan, farkında bile olmadan. Evet insanların bir kısmının ruh hali böyle!

Bunun sebebi ise her şeyden dilimizle bazen de nefsimizle tad almaya çalışmamızdır. Sosyal ve şahsi hayatlarımızın bizlere sunduğu şeylerin ekseriyetinde bu amaç vardır. İnsanın daha çok tad alması! Bizlere çoğu zaman çok masum görünen reklam-dizi filmlerin mesajları da insanı hep bu anlamda yönlendirir. 

Bir dondurma reklamında duyduğum “haz almak için daha fazlasına cüret et” cümlesi beni dehşete düşürmüştü. Yani diyor ki yeter ki sen haz al. Bunun için başkalarının hürriyetini de gasp edebilirsin. Önemli olan sensin ve senin istediklerin, gerisi mühim değil! 

İnsan okurken bile korkuya kapılıyor. Artık bu mesajlar direkt veriliyor. Bilinç altına değil, bilincimizin tam kendisine bütün saldırılar. 

Daha sonraları ise insan birçok şeyden haz almamaya başlıyor. Haz alamadığı şeylerin listesi kabarınca da hayvanî bir hayatı arzuluyor.

Yazımızın başlığını teşkil eden âcizlik meselesi de işte tam bu durumda başlar. Acizlik,iradesine, duygularına yön veremeyen, nefsin istibdatı altında yaşayan ve işin kötüsü bundan rahatsız olmayan bir insanın hâlidir. Tabiri caizse böyle insanların nefsi sırtına biner. Ve eğer doğru doktordan doğru reçeteyi alıp tedavi olmazsa  insan, hiç farkında olmadan ömür boyu nefsine merkeplik yapar. 

Sadece nefsinin haz aldığı ama bir türlü tatmin olamayan bir varlık olur. Bu tarz hayat yaşayanlardan çok sık duyarız şu sözü: 

“Hayatta istediğim her şeye sahibim(!) Ama ne olduğunu bilmediğim ve bir türlü dolduramadığım bir boşluk var hayatımda!” İşin en acı kısımlarından biri de şudur ki, bu cümleyi kurup sonrasında o boşluğu dolduramayan, doldurmak için çabalamayanların sonu genellikle benzerdir. 

“Onun olmayan hayata son vermeye çalışmak.” 

İşte insan bu yüzden âcizdir! 

Doğru doktor, doğru reçeteyle tedavi olmalı insan. O doğruların birleştiği kesişim kümesi ise “ Ya Bâki Entel Bâki”dir. Bu üç kelime ile cerrahi bir müdahaleye tâbi olup, kalbi O’nun dışında ki her şeyden temizlemektir. 

O’nun namına almak, O’nun namına vermek, O’nun namına başlamak, O’nun namına işlemek, O’nun namına lezzet almak, O’nun namına gezmek, O’nun namına sevmek, O’nun namına nefret etmek... Ve O’nun namına yaşamak! 

Vesselam...

Okunma Sayısı: 4794
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ayşenur AKAY

    26.9.2017 00:32:26

    Yazılarının devamını bekliyoruz. Sizin gibi hür iradeli gençlerin daha çok gayret edip bizleri aydınlatması lazım. Tebrikler ve dualar... 🌸

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı