"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asr-ı saadette beslenme (4)

Feyzullah ERGÜN
26 Haziran 2017, Pazartesi
Asr-ı saadette sahabe-i kiramın (r.a.) istifade ettikleri nimetler, Muallim-i Ukûl, Mürebbi-i nüfus olan Resûl-i Ekrem’in (a.s.m.) tasvip ve uygulamalarıyla, faydalı ve hoş (tayyib) olanlar gıda olarak değerlendirilmiş, zararlı ve nahoş olanlardan da uzak durulmuştur.

Peygamber Efendimizin (a.s.m.) bereketli ve nuranî sofralarından tespit edebildiğimiz gıda, meyve, sebze ve taamlardan bahsedeceğiz.

En başta gelen beslenme kaidesi, emr-i peygamberi ile sağlık, afiyet, niyet ve dualarıyla gıda almamızdır. Vücut direncini kıracak yanlış beslenme, tek yönlü ağır diyet rejimlerinden uzak durarak, çeşitli gıdalardan yeter miktarda faydalanarak beslenmek temel kaide olmuştur. Yiyeceklerin dengelenmesi gerektiğinde hurmanın, karpuz, kavun ve salatalıkla uygun hale getirilmesi tavsiye edilmiştir. Resûl-i Ekrem (a.s.m.) gönlünün istemediği yemeği yemez, o yemeği yemek için kendini zorlamazdı. Yemeklerden daha çok eti sever, etin de koyunun kolları ve ön kısmı idi. Boyun etini de “Boyun, koyunun yol göstericisi, iyiliğe en yakın ve kötülüğe en uzak olan kısmıdır” buyurarak “Et dünya ve ahirette, insanların yiyeceklerinin efendisidir” diyerek övmüşlerdir. Nuranî peygamber sofrasının değerli gıdaları, bal ve sirkenin şifa kaynağı oldukları unutulmamalıdır. Vücudun bütün organik fonksiyonlarında, hayatî değeri olan su, mineral kaynağı ve atıkları temizleyen bir gıdadır. Yemeklerden önce veya 2 saat sonra içilmelidir. Suyun içilmesi ise “Peygamber Efendimiz, suyu içerken üç nefes alır ve ‘Suyu bu şekilde içmek, yavaş yavaş emerek, daha çok kandırır, hastalıktan daha çok korur ve boğazdan daha kolay akıp, yerine yerleşir.’ derlerdi.” (Buharî- Müslim) Bu kaynaklarda sabit olduğuna göre, Resûlullah (a.s.m.) için akşamüzeri şıra çıkarılırdı. Bu şıra, içinde ıslatılan kuru hurmanın tatlandırdığı sudur. Bu su, hem besin hem de içecek sınıfına girer. Şıranın kuvveti arttırma ve sağlığı koruma açısından büyük faydası vardır. Hazırlanan şıra 2-3 günde içilirdi.

Akıl, kalp ve ruhları terbiye eden Muallim-i Nuranî’nin (a.s.m.) sevdiği ve tavsiye ettiği meyvelerin bazılarından söz edildiğinde, en başta yaş ve kurusu olmak üzere üzüm gelmektedir. Ayrıca “Ey Eba Zer! Ayvadan vazgeçme, zira ayva kalbi kuvvetlendirir, gönlü hoş tutar, iç sıkıntısını giderir” buyurdukları ayva, önemli bir şifa kaynağıdır. Yeteri kadar faydalanamadığımız ayvanın kompostosu, bal veya pekmezle hazırlanan reçeli, hafif haşlandıktan sonra dilimlenip, az tuz ve limon sıkılmasıyla hazırlanan ayva, vücut direncini ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Daha önce detaylarıyla anlattığımız “Çemen otuyla tedavi olunuz.” Hadis-i Şerifi ile çemen otu, hurma, bal veya incirle haşlanmış olarak yenirse, birçok hastalığa şifa olacağını, eski hekimlerin: “İnsanlar bu bitkinin faydalarını bilselerdi, ağırlığınca altınla satın alırlardı.” Dedikleri bu bitkinin değerini ayrıca belirtmektedir.

Resûl-i Ekrem (a.s.m.) in “Bir meyvenin cennetten indiğini söyleseydim, inciri söylerdim, çünkü cennet meyvesi çekirdeksizdir. İncir yiyiniz, zira incir basuru keser ve nikris (Gut hastalığı) hastalığına fayda verir.” Buyurularak methedilen incir meyvesi, kasem-i ilahî olarak “Vet’tini” ile değeri anlatılmıştır. Severek yedikleri taamlardan zeytinyağı, kabak, değerli gıdalardan oldukları için, “Soğan ve sarımsağı yiyen kimse, onları pişirerek öldürsün.” diye tarif edilmişlerdir. Cennet meyvelerinden olup, tavsiye edilen, nar, kiraz gibi meyveler, vücudun vitamin ve mineral ihtiyacını karşılayıp, bağışıklık sistemini güçlendirdikleri günümüzde iyice anlaşılmıştır. “Bu siyah tohuma önem veriniz. Çünkü o, ölüm hariç bütün dertlere devadır.” diye övülen çörek otu vazgeçilmez nimetlerden idi.

Asr-ı Saadet dönemindeki bazı yemek ve tatlılardan ve kısaca yapılış şekilleriyle bahsedeceğiz:

“FARİKA:

Malzemeler:

100 gram hurma, 1 litre süt, 2 yemek kaşığı tereyağı

Hazırlanması: Hurma çekirdeklerinden ayrılır, ezilir. Yağ ve hurma kavrulur. Ardından üzerine süt eklenip, kaynatılır.

SEVİK:

3 yemek kaşığı kavrulmuş tam buğday unu, 2 su bardağı su, 2 su bardağı süt, 1 çay kaşığı tuz.

Kavrulmuş buğday unu, soğuk su ve soğuk süt karıştırılır. Koyulaşıncaya kadar kaynatılır.

DEŞİŞE:

1 su bardağı arpa veya buğday dövmesi, 100 gram çekirdekleri çıkarılmış hurma, 1 litre su

Dövme bir gece önceden ıslatılır. Suyu ile beraber tencereye konur. Hurma ezilir ve karışıma eklenir. Dövme yumuşayıncaya kadar kaynatılır. ‘Deşişe-i Resûlullah’ olarak bilinen bu çorba, hurma yerine et ile de yapılabilir.”(12)

HAYS:

1 su bardağı arpa veya buğday unu, 2 yemek kaşığı tereyağı, 500 gram hurma, 100 gram badem, 150 gram lor peyniri, 100 gram bal, 2 tatlı kaşığı tarçın.

Un tereyağında hafif kavrulur. Çekirdeği çıkarılmış hurmalar ve lor peyniri karıştırılıp, yoğurulur. Kısık ateşte yoğurmaya devam edilir. Ocaktan indirdikten sonra, ılık haldeyken bal ve tarçın karıştırılarak tekrar yoğurulur. Resûlullah’ın (a.s.m.) mübarek elleriyle hazırladığı, enerji ve besin değeri yüksek, bu nefis nimeti evlerimizde hazırlayıp, sevdiklerimize ikram edebiliriz.

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnot: 12) Ülkü M. SOLAK, A.g.e. s. 158

Ramazan bayramının İslâm âlemine nur, sürur ve huzur getirmesini, darda kalanlara ferec ve inşirah kapısı açılmasına vesile olmasını, Rahmet-i İlahiyyeden diliyorum.

Okunma Sayısı: 2637
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı