"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Beslenmemiz kimyasallaşırken

Feyzullah ERGÜN
12 Kasım 2018, Pazartesi 00:28
İnsanlar beslenme ihtiyaçlarını karşılarken, açlığı giderme ve doyma merkezli bir noktaya odaklanmışlardır.

Beslenmenin kimyasal katkı maddeleriyle, tahribata uğrayan ve gıda özelliğini kaybeden sentetik, endüstri ürünü olup sadece doyuran, fakat beslemeyen, bu maddeler insan sağlığını ve hayatını yıkıma götürmektedir. Kolaylık, hazır, hızlı ve ekonomik sebeplerle, insanların bağımlılık derecesine varan alışkanlıklarıyla, açlığı gidermenin bir süre sonra karşılaşılacak durumun faturası, düşünemeyecekleri kadar ağır olacaktır. 

Bu beslenme tarzının bedelini, sağlıkları bozulan insanlar ve kalitesiz hayatın getirdiği bozuk davranışları ve manevî hayatın sarsıntılarıyla öderken, devlet bütçesinin on milyarları geçen zararları, başka kasalara akmaktadır. Bu maddelerin tahribatı, üretimlerine ilâve edilen kimyasal (E) emülgatörlerle yoğun şekilde sürdürülmektedir. Bu kimyasallar üreticilerin hırsını bilerek kamçılayan çevrelerin laboratuvarlarında sentezledikleri, sessiz silâhlardır. Ürünlerin büyütülen hacimleri ve raf ömrü bahaneleriyle, kullanılan bu kimyasallar yetmiyormuş gibi, ayrıca yüksek yoğunluklu radyasyon yüklemeleriyle, organizmanın savunma sistemleri çökertilmektedir. Aslında insan vücudunun yaradılış şifreleri, bu kimyasal maddeleri tanımadığından, gereği gibi işleyip, vücuttan atamamaktadır. 

Böylece vücudun bazı organlarında zararlı, yıkıcı yığılmalara sebep olduklarından, organizmanın fizyolojik faaliyetlerini bozarak, kanser, çeşitli kalp-damar hastalıkları, Alzheimer ve birçok organ anomalisinin ortaya çıkmasına zemin oluştururlar.

Tezgâhlanan bu emülgatörler (E) girdabında, tüketicilerin kendilerini savunabilme imkânları ve şansları olmadığından, insanları korumak en yetkililere düşen bir görevdir. Şu soruyu sormadan da geçemeyeceğiz. Acaba Avrupa ülkelerinde, kullanılmaları yasaklanan bu emülgatör maddeler, neden bizde çok faydalı imiş gibi, yüksek bedellerle ithal edilip, kontrol edilmeyecek seviyede, ilâçlarda bile kaplama maddesi olarak, kullanılmalarının sebepleri ve gıdalarla insanların fıtratının bozulmasına sessiz kalınmaktadır? Emülgatörler konusu halkın gündeminde olmadığından, problemin önemi de unutulmuştur. Ama bilmeyenleri koruyup, uyandırmak bilenlerin sorumluluğu içindedir. Onun için, emülgatörlerin kod numaralarıyla, zararlı etkilerini daha önceki yazılarımızın, kaldığımız yerinden devam ederek, tanıtmaya çalışacağız.

“E 200 (Sorbik Asit): Sentetik kaynaklı olup, mantar ve mayalara karşı kullanılır. Riskleri; Araştırmalar bu maddenin vücuttaki enzimatik sistemleri bozabildiğini ispatlamıştır. Mutlaka sakınılmalıdır. 

E 201- E 202- E 203 (Sodyum- Potasyum- Kalsiyum Sorbat): Bu emülgatörler, aynı özellikleri taşır. Yaygın olarak kullanılan nitratlarla etkileşime geçerek, doğum kusurlarına sebep oldukları tesbit edilmiştir. Ayrıca astım, bağırsak sorunları, allerji ve sindirim bozukluklarına sebep olabilirler. Mutlaka sakınılmalıdır. 

E 210 ( Benzoik Asit): Gaz yağından, kimyasal olarak hazırlanır. Çok sayıda üründe kullanılır. Riskleri; Kanserojendir. 1995’ten bu yana astıma, alerjilere, sinirsel bozukluğa, hiperaktiviteye, göz tahrişine, sindirim sorunlarına, BÜYÜME ve DAVRANIŞ BOZUKLUKLARINA, uykusuzluğa ve nörolojik sorunlara sebep olduğu biliniyor. Hayvanlarda ve insanlarda lösemiye yol açtığı, üreme organları ve embriyoya zarar verdiği tesbit edilmiştir. Hemen hemen her ürüne eklenen E 200 ile birlikte kullanıldığında, çok daha tehlikeli olabilir. Mutlaka sakınılmalıdır. 

E 211, E 212, E 213, E 214, E 215, E 216, E 218, E 219 (Sodyum, Potasyum, Kalsiyum benzoat grubu): Bu grup ta gaz yağından kimyasal olarak hazırlanır. Kanserojen olmanın yanı sıra, E 210’daki bütün yan etkilere de sahiptir. Bunların yanı sıra, yeni çalışmalara göre BEYİN, KARACİĞER ve DNA üzerinde olumsuz etkileri vardır. Kramplara, damarların genişlemesine, duyarsızlık ve duyuların geçici olarak kalkmasına sebep oldukları, ortaya konmuştur. Fransa, Hollanda ve Avustralya’da yasaklanmış olup, mutlaka sakınılması gerekmektedir.” 1

E 220, E 221, E 223, E 224, E 225, E 226, E 227, E 228 (Sülfür ve Sülfit grubu): Ürünlerdeki vitamin muhtevasını azaltabilirler. Astımlı hastalarda, solunum problemlerine sebep olabilirler. Bağırsak sorunlarına, akciğer tahrişlerine, mide bulantısına ve DNA üzerinde olumsuz etkilere sebep olurlar. Renksizleşme ile nitelenen bakteriyel bozulmayı maskelediği gibi, ET ÜRÜNLERİNDE kullanılmasına izin verilmemesine rağmen, et içerisinde kararmayı önleyici olarak kullanılır. Konserve sebzelerin katılığını arttırır. Mutlaka sakınılması gerekir. 

“E230, E 231, E 232 (Fenol grubu): Benzenden sentezlenir. Turunçgillerin, elma ve armutların üzerinde yetişen mantarlara karşı, mantar ilâcı olarak kullanıldığında, kabuktan içeri nüfuz eder ve meyvenin içerisinde bulunur. Su ile ne kadar yıkanırsa yıkansın, meyvenin kabuğunda kullanılan difenil giderilemez. Bu ürünlere temastan sonra, mutlaka eller yıkanmalıdır. Bu kimyasalların kullanıldığı ürünler ise tüketilmemelidir. Kabukları ile birlikte işlenen meyve suyu ve benzeri ürünlerde, yaygın olarak bulunabilir. Riskleri, allerji, mide bulantısı ve göz tahrişlerine sebep olur. Hayvanlarda yapılan araştırmalarda, kanser ve böbrek sorunlarına sebep oldukları tesbit edilmiştir. Avustralya’da yasaklanmış olup, mutlaka sakınılmalıdır.” 2

“E 234, E 235: Peynir, krema gibi süt ürünleri, konserveler, et ürünleri, meyvelerde ve daha birçok üründe kullanılır. Bakteri tarafından üretilen bir antibiyotiktir. Proteine benzerliği dolayısıyla, vücut tarafından da öyle muamele görür ve dolayısıyla ince bağırsakta sindirilir. 

Mide bulantısına, kusmaya, beslenme sorunlarına, vücut reaksiyonlarına ve ishale sebep olabilir. Avustralya’da yasaklanmış olup, mutlaka sakınılmalıdır.” 3

SAĞLICAKLA KALIN

Dipnotlar:

1) Kemal ÖZER, Yedikleriniz İçinde N(E) Var?, s. 82 Hayykitap 2013. 2) Age. s. 85. 3) Age. s. 86.

Okunma Sayısı: 2452
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Dağ

    2.1.2019 22:19:40

    Merhaba Hocam, Erkek tipi Sac Dökülmesi hakkında yararlı olabilecek bitkilerden bahsedebilir mısınız? Tesekkurler

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı