"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fizyolojik faydalarıyla oruç (3)

Feyzullah ERGÜN
27 Haziran 2016, Pazartesi
Bilimsel olarak orucun faydalarını, gıda kısıtlaması değerlendirmesiyle araştıran yabancı araştırmacılar, İslâmiyetteki orucun mükemmel prensiplerinden haberdar olurlarsa hayranlıkları kat kat artacaktır.

Vücuttaki zerreler âleminde yapılan ilmî araştırmalar, oruç nimetinin hikmetlerini daha yakından görmemizi sağlamaktadır.

Yüksek kalori veren gıdalar, sigara, enfeksiyonlar ve çevreden alınan toksinler vücutta tahribatlar yapar. “Hücrelerde  DNA hasarına yol açarak, kronik (müzmin) hastalıklara zemin oluşturur. Oruç tutmak organizmamızın tabiî (fıtrî) antioksidan koruma sistemlerini uyararak enflamasyonu  (iltihaplı odakları) söndürür. Ramazan ayı orucu ve benzer oruçlar üzerine yapılan bütün araştırmalarda, oruç süresinin sonunda, kan şekeri ve insülin seviyelerinde düşme, kan kolesterol tablosunda düzelmelerin yanı sıra kan enflamasyon göstergelerinde (CRP, Homosistein v.s) önemli düşmeler tesbit edilmektedir. Orucun enflamasyonu önlediği varsa durdurduğu ispatlanmıştır.” 1

Metabolizmanın açlık durumunda, kendini koruma ve yenileme amacıyla “DNA’sı bozulmuş, yaşlanmış ve yıpranmış hücre elemanlarını enerji olarak kullanması anlamındaki OTOFAJİ (kendi kendini yeme) olayını hücrelerde başlatıyor, buna bedende yapılan bir BAHAR TEMİZLİĞİ olarak bakabilirsiniz. Oruç gençlik genlerinin uyarılmasını sağlıyor. Florida Üniversitesinde Wegman ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırmada, günaşırı oruç tutan kişilerde GENÇLİK GENLERİ ‘sirtuin’lerin uyarıldığını göstermiştir.2

Orucun önemli bir etkisi de, beyin fonksiyonlarının daha sağlıklı  ve verimli gelişebilmesi için, en önemli unsurun yeteri miktarda kan pompalanmasıdır. Sindirim organlarında yemek dolu iken, bunların sindirimi için çok fazla kana ihtiyaç duyulduğundan, beyine az kan geldiğinde, beyin fonksiyonları için değerlendirilip, zihnin daha iyi çalışmasını sağlayacak olan gerekli miktardaki kan hacmi, mide ve bağırsaklara mahkûm edilerek, beyindeki aktif faaliyetlerin yavaşlayıp azalmasına sebep olur. Bu kan akışının azalması sonucu beyinde cansızlık, bunun etkisiyle de bütün vücutta bir ağırlaşma ve uyuklama hali görülür. Yemeklerden sonra hissedilen ağırlığın sebebi de budur. Orucun vücutta sağladığı bu kan akımı, beyine doğru artış gösterdiğinden, BEYİN SAĞLIĞINI KORUYOR ve zihin fonksiyonlarını hareketlendiriyor. “Amerikan Ulusal Yaşlanma Enstitüsü’nden Prof. Mark Mattson ve araştırma ekibinin, oruç ve beyin fonksiyonları üzerine yaptığı araştırmalarda, oruç durumunda beyinde bazı koruyucu mekanizmaların harekete geçtiği, nörotrofik faktörler denilen bazı hormonların salgılanarak kök hücrelerden yeni sinir hücreleri oluştuğu, mevcut hücrelerin içinde enerji yapıları olan mitokondrilerin arttığı ve fonksiyonların iyileştiği gösterilmiştir. Orucun bu etkileri sonucunda, beyinde YAŞLANMAYA BAĞLI dejeneratif değişikliklerin önüne geçilebildiği, ALZHEİMER ve PARKİNSON hastalıklarına karşı korunma sağlandığı düşünülmektedir. 3

Vücudumuzun iç ve dış organlarının faaliyetleri ve bizim hareket mekanizmamız milyarlarca kas hücresinin akıllara durgunluk veren nizam, mizan ve intizamı, gıdaların kana, kanın da enerji üretmesiyle sağlanmaktadır. Sindirim sistemi lüzumundan fazla gıdalarla meşgul edilmediğinde, kas hücreleri kanın taşıyacağı enerjiyi açığa çıkaracak, böylelikle vücudun hareket aktiviteleri daha verimli olacak, dolayısıyla oruçla vücudumuz kuvvet kazanacaktır. Bununla da anlaşılıyor ki, günümüzde spor hekimleri ve antrenörlerin sporculara ‘ağır ve zor işlere, yarışma ve idmanlara mutlaka boş mideyle başlayın’ tavsiyeleri, daha güçlü ve aktif olacaklarını sağlamak gayesiyledir.

Orucun sağladığı önemli bir fonksiyon da, kandaki testesteron hormonunun az salgılanmasıdır. Bu hormonun kandaki seviyesinin yükselmesi, çok yemekle alâkalıdır. İnsandaki kuvve-i gadabiye ve kuvve-i şeheviyenin uyarılması bu hormonun faaliyetindendir. Oruçlu günlerde az salgılanmasıyla, hissedilen sakinleşme ve beraberinde duyulan ulvî hisler, testesteron hormonunun azalarak, insandan bu hislerin uzaklaşmasını netice verir. Orucun cinsel hislere tesir ve faydalarını Resûlullah (asm) bir hadis-i şerifinde, bilhassa gençlere tavsiye etmişlerdir; “Kimin imkânı varsa hemen evlensin. Kim imkân bulamazsa oruç tutsun. Çünkü oruç, onun için şehvet kırıcıdır.” Zamanımızda, gençler için günahlara kalkan olabilecek oruç disiplininin faydalı olacağı, peygamberî tavsiye ve ilmî bir gerçektir.

Orucun, vücut fizyolojisindeki kimyasal faaliyetler sonucunda biriken, şeker ve yağ gibi yedek olarak depolanmış gıdaların, aç kalan insanda, ihtiyaçlardan dolayı kana karışarak tüketilmeleridir. Böylece  dokularımız temizlenmiş ve yenilenerek değişmiş olur, yani vücudumuza bir balans ayarı verilmekle, oruç aracılığıyla birçok hastalıklara İlâhî bir engel olur.

SAĞLICAKLA KALIN.

Okunma Sayısı: 1764
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı