"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gazlı içecekler girdabı

Feyzullah ERGÜN
03 Ağustos 2015, Pazartesi 16:42
Hayatımızın idamesi için ana besin maddelerinden en önemlisi sudur.

Su ihtiyacımızı birçok kaynağa başvurarak karşılamaya çalışıyoruz. En doğrusu saf temiz bir kaynaktan temin edilen sudur. Dünya’nın ilk uygulamalı fizyoloji âlimi, M. Ö. 7. Yüzyılda güney İtalya’da yaşayan Alkmaion’un belirttiği, “Sağlık vücudun sıvıları arasında adaletli düzen demektir“ gerçeği, günümüzde ne yazık ki değiştirilmiş ve acıklı sonuçlar doğurmuştur. Yanlış bir seçim olarak, bazı aileler ve özellikle gençler pet şişe, teneke kutu gibi ambalajlarda piyasaya mebzul miktarda gönderilen çeşitli gazlı, aromalı ve boyalı içeceklerle su ihtiyaçlarını giderdiklerini zannetmektedir. Bunların hiçbiri vücudun su ihtiyacını karşılamadığı gibi, aroma, tat, renk elde etmek için kullanılan madde, boya, alkol çözücüler ve bazı cins böceklerin renklendirmede kullanılmalarıyla sağlığımızı bilmeden tehlikeli bir girdapla karşı karşıya bırakıyoruz. Bu tür içeceklerde bağımlılık yapan maddeler de kullanılmaktadır. Bazı sofralarda ilk önce bardaklara bu sağlıksız içecekler doldurulur. Yanlış bir anlayışla da, bunların gıda sindirimini kolaylaştırdığı zannedilir. Sakınılması gereken maddeler ihtiva eden bu içecekler başta obezite ve birçok sağlık probleminin sebebidir.

Son zamanlarda okul kantinlerinde yasaklanan bu içecekler, zararları bilim adamları tarafından tesbit edildiği halde, piyasada aynı tüketicilere cazip kampanya ve kapak biriktirmelerle satışına devam edilmesi anlaşılmaz bir tezat teşkil etmektedir. Vatandaşının sağlığını korumakla vazifeli yetkililerin ruhsat verirken ve sonraki denetim aşamalarında bu düşünce tarzları hayretle izlenmektedir. Bazı büyük firmaların bu piyasayı rahatlıkla yönettiği de gözler önündedir. İnsanlarımıza ve özellikle gençlerimize bu konular anlatılmalı, hatta ders kitaplarında işlenerek bunun umursanmayarak göz ardı edilmemesi sağlanmalıdır. Üzülerek tesbit ettiğimiz bir davranış da, bu içeceklerin mevlid ve düğünlerde misafir ağırlamada rahatlıkla büyük küçük herkese ikram edildiğidir.

Üzülerek belirtelim ki, insanlarımızın yoğun reklâmlarla zihinleri esir alınmakta ve içince ferahlayacakları görüntülerle de inandırılmaktadır. Bu konuda bilinçlenmeyen bir tüketicinin yapacak ve direnecek bir hali de kalmamaktadır. Boyalı ve gazlı içeceklerle sağlığını götürebildiği yere kadar götürür, büyük sağlık problemleri ile karşılaşınca da iyi hastahane iyi doktor aramaya başlar. Devletin denetime daha çok etkinlik kazandırması ve bu gibi gıdaların muhtevası ile zararlarının halkın anlayabileceği açık bir dille duyurulmalıdır. İnsan bünyesine olan tahribatları diğer uyuşturucu maddelerden daha yıkıcıdır. Gerekli müdahalenin yeterli seviyede yapılmaması ile bu içeceklerin zararsız olarak algılanması ‘’zararlı olsa devlet sattırmaz.’’ Düşüncesinin yerleşmesi bu olumsuzluğun artarak devam etmesine sebep olmaktadır. Vücudun su ihtiyacını karşılamayan, birçok karmaşık kimyasal maddeyi ihtiva eden bu içecekleri biraz daha detayları ile tanımaya çalışmamız gerekmektedir.

Bu boyalı gazlı içeceklerin başlıca karışım maddesi E 120 kod numaralı ‘’KARMİN’’dir. Mutlaka sakınılması gereken bir emülgatördür. ‘’Kırmızı boya  (koşineal) karminik asit olup, Dactylopius Coccus isimli kaktüsleri mesken edinmiş bir bit / böcek türünden elde edilir. Bu böcek kaktüs bitkisine kene gibi yapışarak çoğalmasını sürdürür. Böceğin kanı vücut ve yumurtalarından elde edilen, ham ve saf karmin gıda, ilâç, tekstil ve boya sanayi gibi birçok endüstri dalında kullanılır. Yaygın olarak dondurma, meyveli yoğurt, sakız, süt ürünleri, pasta ve kekler, lokum, şekerler, jelatinli tatlılar, çikolata, soslar, salam, sosis ve pastırmalar, reçel, marmelat, kola ve gazozlar, vişne suyu gibi meyve sularında bulunabilir. Mutlaka sakınılması gereken karmin maddesi, Türkiye’de organikler hariç her türlü gıdada kullanımı serbesttir. Ani ölümlere de sebep olan anafilaktik şoka yol açtığı rapor edilmiştir. Corinne Geudet “Additifs Alimentaires” adlı eserinde, riskleri şöyle sıralıyor: Hiperaktivite, astım, egzema ve uykusuzluğa sebep olduğu ispatlanmıştır. Kanser gelişimine yol açma, insan bedeninde biyolojik değişime sebep olabilmesiyle beraber, üreme sistemi ve metabolizma üzerindeki yan etkileri konusunda henüz bir araştırma yapılmamıştır. Karmin boyası özellikle Meksika’da özel tarlalar kurularak, üretilen böcekler güneşte veya buhara maruz bırakılarak öldürülür. Böceğin farklı türleri kırmızı, mor ve pembe renk tonları oluşmasına sebep olur. Bir kilogram boya elde etmek için 150-160 bin böcek gerekiyor.’’1

Endüstri ürünü olan bu gıda ve içeceklerin, insan neslinin ifsat edilmesi prensipleri ile planlandığı, konunun uzmanları tarafından detaylarıyla bilinmektedir. Birçok kaynak bulunmakla birlikte, sadece çarpıcı bir örneği ile açıklayalım. Henry Kissinger, 10 Aralık 1974 tarihinde Başkan Ford’a sunduğu (Ulusal güvenlik çalışması muhtırası) adlı 123 sayfadan oluşan ünlü raporunda yer alan ‘’Petrolü kontrol edersen ulusları, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin. Yiyecek bir silâhtır ve bizim müzakere çantamızdaki araçlardan biridir!’’2 dehşetli sözleri herkesin kulağına küpe olmalı ve reklâm panolarında sürekli yer almalıdır. “Gıda güçtür! Onu davranışları değiştirmek için kullanırız. Özür dilemiyoruz.“ cümleleri ile meydan okuyan Catherine Bertini Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı Başkanlığında bulunmuştur.’’3

Bu zararlı içecekler yerine alternatif olarak başta da söylediğimiz gibi en önemli içecek SU’dur. Ayrıca bir zahmet kolayca hazırlanabilecek ayran, limonata, taze sıkılmış meyve suları ile çeşitli meyvelerin ezilmesiyle süzülerek elde edilen şerbetlerdir.

Son olarak şunu da belirtelim: Yediği gıdayı, içtiği meşrûbatı kontrol edip hükmedemeyenler değerlerini ve nesillerini kaybetmeye mahkûm olur. Biyolojik, kimyasal ve sosyolojik savaşların en sinsi, gizli araçları gıda ve içeceklerle kamufle edilmektedir. Nesilleri ifsat eden Deccal’in şahs-ı manevisi ve yardımcıları mutfağımıza, yemeğimize, içeceğimize sızmış olduklarından, ne kadar titiz ve dikkatli olursak, kârlı ve huzurlu olan biz oluruz.

Sağlıcakla kalın.

Dipnotlar:

1- Yediklerinizin İçin de Ne Var? Kemal Özer, Hayy kitap 2013, s. 65–209.
2- Deccal Tabakta, Kemal Özer, Hayy kitap 2011, s. 29.  
3- a.g.e., s. 46. 

Okunma Sayısı: 4353
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Özkılınç

    3.8.2015 17:08:03

    Yiyecek terörü zihnimize takılmıyor.Takılınca filimde haberde realite şovda bilinç altımıza acımasızca saldırıyorlar.Ekonomik güçleri ile savunma hattımızı yıkmışlar.Müdafaa neferleri tatlı uykusunda.Dua edelim Allah korusun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı