"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayatî kimya laboratuvarı: Karaciğer - 1

Feyzullah ERGÜN
05 Şubat 2018, Pazartesi
İnsan vücudunda hayatın fonksiyonlarını devam ettiren, mu’cizeler manzumesi organların, İlâhî bir tanzim ile, bir arada uyum içindeki organizasyonları sağlanmış ve küçük bir alana kâinatın misal-i musağğarı ve meyvesi sığdırılmıştır.

Birçok fonksiyonu gerçekleştiren bu organlardan, en karışık analiz ve sentezleri dinlenmeden yapan, rafineri ve savunma mekanizmalarını çalıştırarak, hayatın muntazam devam etmesine vesile olan organımız karaciğerdir. Her an faaliyetiyle, 500 kadar birbiriyle içiçe çok karışık hayatî işlemleri yaptıran “Sâni-i Kadir, Kemal-i Kudretini ve Cemal-i Hikmetini ve Delil-i Vahdetini göstermek için, pek az bir şeyle, çok işleri görmek, pek küçük bir şeyle, pek büyük vazifeleri gördürmeyi adet etmiş ve bu yüksek manzaraları göstererek, ehl-i fikri mest ve hayran eder.”1  

1.5- 2 kg. ağırlığıyla, şehirler büyüklüğündeki rafinerilerin fonksiyonlarını, el büyüklüğündeki karaciğere yaptırmak, san’atkârının ilim ve kudretini, bütün haşmetiyle ilân etmektedir. Bu kadar girift işlemlerin, kolaylıkla yapılmasını ve trilyonlarca benzerinin muntazam yapılmasını tabiata, sebeplere veya kendi kendine olduğu düşünceleriyle izah etmek, olumsuz bir maksat yoksa, sağlıklı bir düşüncenin ürünü olamaz. Karaciğerin muhteşem faaliyetleri, kudreti san’atkârını, ilm el yakîn olarak da, hakikati arayanlara göstermektedir.

Şimdi de karaciğerin, pek çok ve karmaşık olan görevlerini, yapısını, en önemli hastalıklarını ve korunma yollarını gözden geçireceğiz. Vücudun sağlıklı olarak yaşamasını sağlamak, savunma sistemlerini çalıştırmak, kandaki zehirli atıkları arıtmak ve sindirim faaliyetini düzenlediğinden dolayı, karaciğere ‘METABOLİK BEYİN‘ adı verilmesi, faaliyetinin önemini anlatır. “Karaciğerin en önemli görevi, besin şeklinde alınan maddeleri işlemektir. Bu şekilde işlediği maddeleri kan yolu ile, vücudun diğer organlarına dağıtır. Safra üretir. Yağ, karbonhidrat ve protein metabolizmasını düzenler. Vücut ısısını ayarlar. Hormon dengesine katkıda bulunur. Lenf yapar, antikor üreterek bağışıklık sistemini düzenler. Vücuttaki sıvının damar içinde kalmasını sağlayan ve bir protein olan ALBÜMİN’i üretir. Pek çok görevi olan karaciğerin yapısı süngerimsidir.” 2 

Safra salgılanması, zehirli atıkların vücuttan atılması için önemli bir faaliyettir. Şeker metabolizmasını düzenler. Protein, yağ emilimini ve A, D, K, E ve bütün B grubu vitaminleri, işleyerek depolar ve vücudun gereken bölgelerine sevk eder. “Bu çalışkan uzvumuz 13.000 kimyasal ve 2000 enzim sistemi üretir ve işlevinin % 70’ini yitirse bile, hiçbir hastalık belirtisi göstermez. Karaciğer, zehirleri etkisizleştirir ve etkisizleştiremediği zehirler, kendi alt lobunda ve bedenin diğer dokularında birikir. Bu nedenle karaciğerinizi düzenli olarak temizlemenizi öneriyoruz.”3

Bu kadar yoğun faaliyette bulunan karaciğer, elbette ki yorulacaktır. Yorulan karaciğerin dinlenmeye hakkı olduğu halde, durumun nezaketini hissetmeyen insan (çünkü, karaciğer yorulduğunu kolay kolay hissettirmez), karaciğerin zorlanacağı gıda, ilâç ve farklı kimyasal katkılı maddeleri hesapsız, kontrolsüz mideye göndermekle, yorgun karaciğerin kapasitesini zorladığından, canlı fabrikanın çarkları paslanır. Bu aşırı yüklenmeler neticesinde karaciğer, işlem kapasitesini ve kalitelerini azaltmak mecburiyetinde kalır. Bu yanlış kullanma ve zorlamalar devamlılık kazanacak olursa, karaciğerin fizyolojik fonksiyonlarında kırılmalar başlar ve zorlu hastalıklar baş gösterir. Bu durum ise, hayatın rahat, huzur ve ibadetlerin kalitesini olumsuz etkiler. Karaciğerin etkilendiği, değişik kaynakların sebep olduğu birçok hastalığı mevcuttur. Bunlardan, özellikle virüslerden kaynaklanan, HEPATİT (karaciğer iltihabı) enfeksiyonları, genellikle temizlik standartlarının yetersiz ve hijyen kaidelerine uyulmaması sonucunda ortaya çıkar. Hepatitlerden, temizlik kaidelerine uymakla uzak kalabiliriz. Ama düzenli ve sağlıklı beslenme kaidelerine uymadan, hele organizmanın kabul edemeyeceği katkı maddeleriyle şişirilmiş, gıda ile ilgisi olmayan ve sindirimi mümkün olmayan maddelerle yapılan beslenmeler sonucunda veya karaciğere ağır gelen ilâç yüklemelerinden kaynaklanan, karaciğer yağlanmaları ve sirozlar, hayatı tehdit ettiği gibi, yaşama kalitesini düşük seviyelere indirir.

Karaciğerin fizyolojik fonksiyonları, sindirim sisteminin kronikleşen hazımsızlıkları sonucunda bozulmaktadır. Düzenli bir beslenme ve sindirim devam ettiği sürece, karaciğer bütün problemlerini düzene koyar. Karaciğere fazla miktarda zehirli madde atıkları geldiğinde, kendi depolarını doldurduğu gibi, başka organlara da yığınak yapar. Karaciğerin fonksiyonlarını bozan, yalnız sağlıksız beslenme olmayıp, “Antidepresanlar, sentetik hormonlar, antibiyotikler, anestezik ve antiromatizmal ilâçlar gibi bütün tıbbî ilâçlar, kimyasal saç boyaları, gıda katkı maddeleri, tarım ilâçları, bütün deterjanlar”4 gibi, tahribat maddeleri de sorumludur. Bunlar, karaciğer yağlanmasına ve ileri aşamalarında, siroz hastalığına sebep olmaktadır. Bu arada unutulmaması gereken ve yeteri kadar ciddiye alınmadığı için uygulanmayan, yemeklerden hemen sonra yenen meyve, tatlı, kolalı ve meyve aromalı içeceklerdir. Sindirim enzimlerinin kimyasını değiştirerek, karaciğere alkol etkisi yapar. Hayatında alkol almayan insanlarda siroz görülmesi, buna benzer yanlış beslenme uygulamalarından kaynaklanmaktadır. Son zamanlarda büyük artış gösteren, karaciğer yağlanmaları ve sirozdan korunma yollarıyla, bu hastalıklara destek sağlayacak bazı gıdalar ve beslenme düzeni uygulamalarını anlatmaya devam edeceğimizi duyurarak noktalıyoruz.

SAĞLICAKLA KALIN

Dipnotlar:

1) Bediüzzaman Said NURSÎ, Mektubat s. 29, Yeni Asya Neşriyat 2017. 2) Prof. Dr. Canfeza SEZGİN, Tam Şifa, s. 524, Hayykitap 2016. 3) Louise HAY, Sağlıklı Yaşam İçin Kendini Sev, s. 80, Altın Kitaplar 2014. 4) Dr. Aidin SALİH, Gerçek Tıp, s. 183, Sade Hayat Yayınları 2015.

Okunma Sayısı: 3774
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Şecaat

    5.2.2018 08:36:47

    Teşekkürler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı