Teknolojik buluşlarda ufuk hedefleri gerçekleştiren insanoğlu, sağlıklı ve mutlu nesillerin yetişmesine temel teşkil eden helâl ve temiz gıda ve sağlıklı beslenme konusunda sınıfta kalmıştır.
Helâl beslenme konusunu düşünenlerin ilk sorduğu soru “Helâl beslenmenin ölçüsü nedir?’’ sorusudur.
Hemen cevaplayacak olursak, Kur’ân’ın ve Sünnet-i Seniyye’nin nurlu ışığında, helâl dairesinin kâfi geleceği hakikati ile hareket etmektir. Böylece haramlardan uzaklaşma sevabını da kazanmış oluruz.
Mutfağını ve gıda maddelerini sağlıklı helâl dairedeki gıdalarla tanzim edemeyenler maddî-manevî yönüyle sağlıklı bir nesil yetiştiremez. Bütçelerinin büyük kısmını sağlık harcamaları eritir.
Cenâb-ı Allah, Kur’ân-ı Kerîm’inde ‘’Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, sayamazsınız, yine de insanoğlu zulmünde pek ısrarlı, nankörlüğünde pek inatçıdır.’’ (İbrahim Sûresi 34). ‘’Bunun içindir ki, Allah’ın size rızık olarak bahşettiği temiz ve meşrû şeylerden payınızı alın ve eğer yalnızca O’na kulluk ediyorsanız, o zaman nimetinden ötürü Allah’a şükrünüzü gösterin.’’ (Nahl Sûresi 114.) gibi çok âyetlerde, hadsiz nimetlerle bizi donattığını, helâl ve Tayyib rızıklarla şükür dairesinde yeryüzünde fesat (bozgunculuk) çıkarmadan kul olmamızı emrediyor. Yine bu konuda rehberimiz bütün asırların muallimi ve terbiyecisi Fahr-ı Kâinat Efendimizin (asm) örnek hayatı ve tıbb-ı nebevisidir.
Hayatımıza kolayca tatbik edebileceğimiz, ayrıca Sünnet-i Seniyyeye ittiba ile mükâfatlandırılacağımız düstur ve tavsiyelerinin bir kısmını beyan edeceğiz.
Peygamber Efendimiz (asm) yedikleri yemeğin mahiyetini soruşturur, emin olunca yerlerdi. Yahudi kadının zehirli pişmiş koyunu gönderip zehirlemeye çalışması Allah’ın yardımı ile başarısız kılınınca, daha sonraları yedikleri yemekleri araştırmaya başlamışlardır. Biz de sünnete uyarak araştırmalıyız. Zira zamanımızda o Yahudi kadının izinde olanlar çoğalmıştır. Vücudumuza ne kadar daha az kimyasal zehirler girerse o derece kârdayız.
Şimdi de Peygamber Efendimizin (asm) sevdiği gıdalardan bahsedelim. Herise (Keşkek), insana kuvvet verir. Et, tereyağı ve buğday dövmesi ile yapılır. Mercimek çorbasını çok severlerdi, ‘’Mercimek yiyiniz, çok bereketlidir. Kalbi inceltir, gözyaşını çoğaltır. Yetmiş peygambere onun bereketi verilmiştir‘’ buyurmuşlardır. Kabak yemeğini ve tatlısını severlerdi. Arpa ekmeği peygamberlerin lokmasıdır, mübarektir. Aranırsa temin edilebilir. En azından çorbası yapılabilir. Et, kulak, göz ve dimağa kuvvet verir. Bunun için ete katıkların seyyidi demişlerdir. Hz. Aişe (ra) Resulullah’ın (asm) “Sütten yapılan yiyecekler hastanın kalbini ferahlatır’’ buyurduğunu bildirmiştir. Ama süt üreticiden temin edilmeli. UHT (uzun ömürlü kutu sütleri) sütlerinin sütle ilgisi kalmamıştır. Yoğurtlarda evde yapılmalıdır.
Müteakip yazımızda devam etmek üzere, SAĞLICAKLA KALIN.