Sağlık ve şifanın bir arada ikram edildiği bu büyük nimet, geniş çerçevede tanınmadığından, yeterli ölçüde değerlendirilememektedir. Kenevir otu bitkisinin olgunlaşması sonucunda gelişen kenevir tohumları, halk arasında çedene olarak bilinmektedir. Gri yeşil renkli, minik kürecikler görünümünde, toplanmaktadır. Kenevir otundan elde edildiği için, yanlış tanınmasından dolayı zararlı olabileceği zihinlerde farklı bir imaj oluşturmuştur. Kenevir otunun farklı amaçla kullanılması, üzüm meyvesinin farklı imalat yöntemleriyle, yaradılış gayesinden saptırılarak alkole dönüştürülmesine benzemektedir. Çedenenin hiçbir zararlı yan etkisinin olmadığını tamamen farklı, enerji ve sağlık kaynağı bir nimet olduğunu, araştırmalar sonucu ulaşılan bilgiler çerçevesinde takdim etmeye çalışacağız.

Çedene, % 35 civarında sabit yağ ihtiva eden yağlı tohumların değerli bir türüdür. Besin değerleri yönüyle yüksek oranda bir protein kaynağıdır. “Kenevir tohumunun balık yağından daha çok omega komplekslerine sahip olduğunu hatta birçok hastalığa iyi geldiğini çok az kimse bilir. Vücutta üretilmeyen ve mutlaka besinlerden alınması gereken OMEGA 3 ve OMEGA 6 gibi yağ asitleri bakımından zengindir. Bu yağ asitleri KALBİ KORUR. Kenevir otu tohumu yağı oldukça zengin muhtevalı bir yağdır. İçerisinde insan vücudu için ideal olan oranda A, B1, B2, B3, B6, C, D ve E vitaminlerini, fosfor, kalsiyum, magnezyum, potasyum, demir, çinko gibi birçok minerali ihtiva eder. KOLESTEROL seviyesini düşürmede faydalıdır ve içinde temel yağ asitleri bulunduran bir HAZİNE GİBİDİR. Bundan dolayı vücudun enerji üretimine katkıda bulunarak, yorgunluğu giderip, kavrama gücünü ve hareket kabiliyetini arttırıyor. Omega3 kötü kolesterolü (LDL) düşürüp, iyi kolesterolü (HDL) arttırıyor. KALP, ŞEKER, TANSİYON, romatizma, MİGREN AĞRILARI ve cilt problemlerine iyi geliyor. Depresyonu azalttığını belirten uzmanlar, ANTİDEPRESANLAR yerine belli miktarlarda omega3 yağı alımının antidepresan ilâçlardan daha yararlı olacağını düşünmektedir. 

Omega3 yağı, kanı inceltiyor, pıhtılaşmada görevli hücrelerin damar duvarına ve birbirlerine yapışmalarını engelliyor. Kanser önleyici özellikleri de var. KALPTE RİTİM bozukluklarını engellediği, ÖĞRENMEYİ KOLAYLAŞTIRIP, UNUTMAYI GECİKTİRDİĞİ de ilmî olarak ispatlanmıştır.” 1

Sağlıklı beslenmede insanların yeterli ölçülerde faydalanamadığı çedenenin, geniş üretim alanlarına yaygınlaştırılmasıyla, insan sağlığına büyük destekler sağlanacaktır. Birçok hastalıkla karşı karşıya gelen insanlara bozulmamış, fıtrî ve organik destek gıdalarla enerji ve direnç kazandırılması önemli bir çözüm sağlayacaktır. Besleyici değerleri olmayan kof besinlerle hayatını sürdüren insanların, her geçen gün artan sağlık problemlerine çözüm olabilecek gıda maddelerinden ilk sıralarda yer alması gereken çedene “Tohumları dolayısıyla yağı antibakteriyel (bakterilerin yaşamasını önleyici), sedatif (teskin edici), kasları gevşetici (kramp çözücü), ağrı kesici, sarayı (epilepsi) önleyici, göz tansiyonunu düşürücü özelliklere sahiptir. Nörodermatoz (besin alerjisi dolayısıyla ortaya çıkan deri hastalığı), sinirlilik, metabolizma, hormon bozuklukları, yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklarda kullanılabilir. Multipl skleroz/ MS, kas kramplarına karşı kullanılır. Fitosteroller bakımından zenginliği ile KOLESTEROLÜ düşürür ve KANSERE karşı savaşır.” 2

İnsanların çedeneden faydalanması çok sınırlı ölçülerde gerçekleşmektedir. Tüketenlerin büyük çoğunluğu çerez olarak aldıklarından, faydalarını tam anlamıyla hissedememektedir. Hazırlaması çok kolay ve başarıyla denenmiş olan “Bir bardak kaynar suya, bir tatlı kaşığı dövülmüş kenevir (çedene) tozu konur. 10 dakika bekletilir. Bir günde yudum yudum içilerek tüketilir. Balla tatlandırılıp içilirse öksürük, boğmaca ve ses kısıklığına çok iyi gelir. BRONŞİTTE balgamı söktürür. Ödemde ise, bir bardak kaynar süte, bir tatlı kaşığı ezilmiş tohum konur. 10 dakika bekletilir, bir günde azar azar tüketilir.” 3 Bir yemek kaşığı çedene toz haline getirilerek, bir kâse yoğurda karıştırıldıktan sonra kahvaltıda tüketilmesi, beslenmeye güç katacaktır.

Tahribata uğramamış yerli değerlerimizi geliştirerek ve kullanım alanlarını genişleterek yaymamız, halk sağlığına büyük destek sağlayacağı gibi, birçok hastalığa karşı koruyucu direnç ve enerji kaynağı olabilecektir.

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

1) İsmail TOKALAK, Dünyada Gıda Terörü, s.121 Ataç Yayınları 2016. 2) Age. s. 122. 3) Tahsin PALAZ, Şifa Reçeteleri, s. 236 Hikmet Neşriyat 2001.