"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tıbb-ı Nebevî’nin kaynakları ve hayata yansıması -1-

Feyzullah ERGÜN
21 Mayıs 2018, Pazartesi 00:12
Kâinatı yaratan tedbir, idare ve terbiyesini tanzim eden, varlık âleminin zerre ve atomlarını hikmetlerle hareketlendirip, vazifelendiren Cenâb-ı Hak (cc), sonsuz ilmiyle bizleri bu nurun parlak yansımalarından mahrum bırakmamıştır.

Bunun için sonsuz vahiy âlemlerinden, kitap ve peygamberleri vasıtasıyla, insanlığa rehberlik edecek eğiticiler göndererek, sahipsiz ve başıboş bırakmamıştır. İnsanlık âlemine nurlarıyla rehberlik eden, Kur’ân-ı Kerîm ve en mükemmel muallim, kalblerin tabibi, nefis, akıl ve bedenlerin arındırılmasında, mükemmel bir klavuz olan Peygamberimiz Muhammed-ül Emin (asm), getirdiği kurtuluş ve saadet reçeteleriyle, insanlığa huzur ve şifa yollarını göstererek, İlâhî hediyelerle eğitip, terbiye etmiştir.

İnsanlığın en karanlık döneminde, cehaletin karanlıklarını, İlâhî ilmin nurlarıyla dağıtan, mu’cize Kur’ân mesajları, tıbbî kurallar da beyan ederek, aynı zamanda insanlara, İlâhî KUR’ÂN TIBBININ esasları da öğretilerek, mutluluk ve saadet yolları, en geniş ve mükemmel şekilde gösterilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in, insanlığa huzur ve şifa kaynağı olan âyetlerinin en güzel tefsir ve açılımları, Tıbb-ı Nebevî’nin hayat dolu tarif ve prensiplerinde toplanmıştır. Tarif edilen ve hayatın kalitesini arttıran bu reçeteler, Cenâb-ı Hakk’ın (cc) talimi, vahiy ve ilhamları ile, mu’cizeler şeklinde Resul-i Ekrem’e (asm) bildirilmiştir. Bu hakikatin kaynağına inanılmalıdır ki “O zat-ı mübarek, öyle bir zatın memuru ve şakirdidir ki, her şey O’nun nazarında ve tasarrufundadır ve bütün enva-ı kâinat ve bütün zamanlar O’nun taht-ı emrindedir. Defter-i kebirinde her şey yazılıdır; istediği zaman talebesine bildirir ve gösterir. Demek Muhammed-i Arabî Aleyhisselâtü vesselâm, Üstad-ı Ezelisinden ders alır, öyle ders verir.” 1

Bu bilgiler ışığında bakıldığında anlaşılıyor ki, Tıbb-ı Nebevî aslında İlâhî vahiy ve ilham-ı Rabbanî’nin kontrolünde, sonsuz ilmin kaynağından insanlara rahat, huzur ve sağlığı koruma kaideleri olarak, en detaylı şekilde tarif ve tesbit edilmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in, belirteceğimiz âyetlerinden anlaşılacağı üzere, Tıbb-ı Nebevî’nin kaynaklarına işaret edilmektedir. “Peygamber size her ne dediyse, onu alın ve nehyettiğinden vazgeçin.” (Haşir Sûresi, âyet. 7) “Yalnız bana gönderilen vahye ittiba ediyorum.” (Ahkâf Sûresi, âyet. 9) “Muhakkak ki, size Allah’ın Resulünde çok güzel örnek vardır.” (Ahzab Sûresi, âyet. 21) ”Peygamber kendiliğinden konuşmuyor (Kur’ân veya onun sözü) ancak bir vahiydir. Başka türlü söylemez, yalnız vahyolunur.” (Necm Sûresi, âyet. 3-4.) Âyet ve hadislerin ışığında bakıldığında, Peygamberimizin (asm), her an vahyin kontrolü ve irşadı altında bulunduğundan, bütün davranış ve konuşmaları, örnek alınması ve uyulması gereken, en doğru gerçekler olup, modern tıp biliminin prensipleriyle de uyum sağlamaktadır.

Peygamber Efendimizin (asm) sünnetine uygun davranmak, Tıbb-ı Nebevî çerçevesinde huzurlu ve sağlıklı yaşamanın temelini teşkil eder. Hadis-i şeriflerin, insan sağlığını düzenleyen temel prensipleri, öncelikle koruyucu sağlık prensipleri (hijyen) ile hastalık, tedavi ve ilâç konularıyla ilgili olduğu, bunlarla da insanların sağlığını korumak için, kişisel ve genel sağlığa dikkat ve özen gösterilmesi amacıyla anlatılan, Tıbb-ı Nebevî prensipleri, bütün zamanlara ışık tutmuş ve böylece cahiliye devrindeki ilkel sağlık uygulamaları da sona ermiştir.

Tıbb-ı Nebevî ile diğer tıp kaynaklarının karşılaştırılması hakkında İbni Kayyim el Cevziyye, aşağıdaki açıklamaları öne sürmektedir. “Tıbb-ı Nebevî diğer tıp gibi değildir. Kâmil akıl, Nübüvvet nuru ve vahyin mahsulüdür. Diğer tıpların ekserisi tahmin, zan ve tecrübeye dayanır. Birçok hastaların Tıbb-ı Nebevî’den fayda görmemeleri normaldir. Çünkü bundan tam bir iman ve iz’an ile şifasına inananlar fayda görür. Bu sadırlara şifa olan Kur’ân gibidir. Buna inanmayanların sadırları şifa bulmaz. Bilâkis Kur’ân münafıkların küfürlerini ve kalplerindeki hastalıklarını arttırır. Kur’ân canlı kalplere, temiz ruhlara şifa olduğu gibi, Tıbb-ı Nebevî de, temiz bedenlere şifadır. İnsanların Tıbb-ı Nebevî’den yüz çevirmeleri, Kur’ân’dan şifa istemekten yüz çevirmeleri gibidir. Binaenaleyh, kusur ilâçtan değil, hastalık mahallinin ve hastanın tabiatının pis olup, ilacı kabul etmeyişindendir.” 2

İnsan sağlığının, asırlar boyu yanlış tedavi uygulamalarıyla, olumsuz etkilenmesinden, büyük yıkımlar ve zararlar yaşanmıştır. Özellikle temizlik ve sağlıklı beslenme kurallarıyla insanlara yol gösterip, yön veren İslâm tıp kaynakları ve özellikle Tıbb-ı Nebevî çerçevesindeki bilgi ve uygulamalarla, insanların sağlıklı hayat kalitesi yükselmiştir. 

Peygamberimizin (asm) sağlık konusundaki hadisleri ile, “Yanlış tıbbî uygulamaları düzeltmek, tıp ilmine bir hüviyet kazandırmak gibi önemli bir rol oynamış ve orta çağa hakim bir İslâm tababetinin doğmasına sebep olmuştur. Ebu Bekir Razi ve İbni Sina ile bunların halefleri Müslüman hekimlerin, ilmi izahlarının baş kaynaklarını Kur’ân-ı Kerîm’in tıp ile ilgili âyetleri ve bu hadisler teşkil etmiştir. 

Allah Resul’ünün (asm) tıbbî hadisleri, tıp sahasındaki bu günkü gelişmelerden, asırlar önce ifade buyrulduğu için bir tıbbî hikmet telâkki edilmeli ve yüce Peygamberin (asm) büyüklüğü ile İslâmın evrenselliğinin tıbbî boyutu kabul edilmelidir. Tıbbî hadis-i şeriflerde koruyucu hekimliğe (hijyen) dair konulara daha sıklıkla temas buyrulması dikkate alınırsa, Peygamberimizin (asm) çağları aydınlatan prensipler getirdiği söylenebilir. Müslümanlar asırlarca bu prensiplere, Allah elçisi böyle buyurdu diye inanmış ve onun sünnetini tatbik etmişlerdir.” 3 

Kur’ân tıbbının rehberliğinde, insanları aydınlatma gayesiyle tanzim edilen Tıbb-ı Nebevî’nin prensipleriyle, insanlık âlemi bulaşıcı hastalıklardan korunmayı, zararlı yiyecek ve içeceklerden uzak durmayı, temizliğin en ince detaylarını, vücut sağlığını koruma, dengeli ve faydalı beslenme yollarını, bu güne kadar bilinen en ileri sağlık koruma ve hijyen kanunlarını, insanlık âlemine öğretmiştir. Böylece tıp konusunda da bütün insanlara ve dünya bilim çevrelerine, en mükemmel yolu göstererek rehberliğini ilân ve kabul ettirmiştir. 

SAĞLICAKLA KALIN 

Okunma Sayısı: 2748
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı