"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tıbb-ı Nebevî’nin kaynakları ve hayata yansıması -2-

Feyzullah ERGÜN
28 Mayıs 2018, Pazartesi
Kur’ân ve ilâhî ilham kaynağı olan Tıbb-ı Nebevî, insanlara sağlık ve mutluluk prensipleri öğretilirken, iki ana hedef göz önünde bulundurulmuştur. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, hıfz-ı sıhhat denilen koruyucu hekimlik (hijyen) prensip ve faaliyetleridir. Diğeri ise, hastalıklar ve tedavi usûlleri le ilgilidir.

İnsan vücudunu hastalıklardan koruması, hastalanıp tedavi olma yolundan, daha kolay ve ekonomiktir. Çünkü, hastalanan vücut şifa bulsa da, eski haline gelebilmesi mümkün değildir. Onun içindir ki; sağlığı koruma usûl ve prensipleri sıkıntılar yaşanmadan, daha kolay ve az masrafla karşılanabilir. Dolayısıyla, Tıbb-ı Nebevî’de sağlığı koruma prensipleri öncelikle temizlik, beslenme, bulaşıcı hastalıklardan korunma yolları, manevî ve psikolojik dengelere kontrol ve destek sağlamak gibi hayatın çeşitli ihtiyaçlarına dikkat çekilmektedir. Özellikle “Temizlik imanın yarısıdır” hadisi ile övülerek belirtilen vücut, mekân, elbise ve gıda temizliği, insan sağlığının koruyucu hekimlik prensipleri ile korunmasına önem verilmiştir. “Ellerinde et ve yağ kokusu olduğu halde yatan kimse, hastalığa yakalanırsa, ancak kendisini suçlu görsün” hadisi de çok manalı ve geniş kapsamlıdır. Tıbb-ı Nebevî’de ağız ve diş sağlığının önemi ve misvak kullanmakla sağlanacak temizliğin, insan vücudunu hastalıklardan koruyacağı “Misvak kullanın, çünkü misvak ağzı temizler.” Hadisinden anlaşılmaktadır. Kolaylıkla edinilebilen, bitki kaynaklı bir fırça olan misvak, vücudu birçok hastalıktan koruduğu ve kullanılmasının Hz. Cebrail (as) tarafından vahiy esnasında tavsiye edildiği, hadislerle bildirilmiştir. Böylece bu günkü tıp ile, Tıbb-ı Nebevî arasındaki yakın benzerlikler de anlaşılabilmektedir.

Sağlıklı ve kuvvetli bir vücudun, en başta gelen enerji kaynağı faydalı ve sağlıklı gıdalarla karşılanmasıdır. “Kuvvetli mü’min, zayıf mü’minden daha hayırlıdır.” Hadisiyle, mü’minlerin hastalık ve çaresizliklerle kıvranan değil, sağlıklı ve güçlü olmaları için, gereken beslenme ve diyet prensipleri tavsiye edilmiştir. Beslenme konusunda en önemli uygulamanın, aşırılıklardan uzak, bir orta yol izlenmesidir. 

Her gün oruç tutan, geceyi tamamen ibadetle geçiren Abdullah b. Amr b. As’a da şöyle demişti: “Böyle yapma, bazen oruç tut, bazen de tutma; geceleyin hem ibadet et, hem de uyu. Muhakkak ki, vücudunun senin üzerinde hakkı vardır.” 4 Bundan da anlaşılıyor ki insanlar, iki aşırı uygulamanın karşısında, doğru olan orta yol çizgisine dâvet edilmektedir.

Tıbb-ı Nebevî ölçülerinde, uyulması gereken beslenme ve bazı uygulamaların, sağlıklı bir hayatın gereği olacağından ve modern tıpla ne kadar uyumlu olduğu görüleceğinden, bazı örnek ve uygulamalara dikkati çekmek istiyoruz. Bu konuda en ibretli hadis-i şerif “Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey: GÖBEK BAĞLAMA, ÇOK UYKU, tembellik ve yakîn (şüpheden uzak, kesin bilgi) azlığıdır.” 5 buyurularak, vücut sağlığının yıkıma uğratılması bildirilmiş, özellikle zamanımızda gittikçe artan sayıdaki OBEZİTE tehlikesine dikkat çekilmiştir. 

Resulullah’ın (asm) tavsiye ettiği, Kur’ân-ı Kerîm’de övülen, ilâç gıdaların en önemlisi bal’dır. Bu mu’cize gıda, severek ve lezzet alınarak tüketilmektedir. Tıbb-ı Nebevîde tavsiye edilen harikalardan biri olan, zeytin ve zeytinyağı nimeti de “Zeytinyağı yiyin ve sürünün. Çünkü o mübarek bir ağacın mahsulüdür” buyurularak, övülmüş ve tavsiye edilmiştir. Vücut sağlığının korunma ve gelişmesinde, gerekli yapı taşlarını bulunduran proteinli gıdalar (et, süt, yumurta) Tıbb-ı Nebevîde birçok şekillerde tavsiye edilmiştir.

Tıbb-ı Nebevide, vitaminlerin kaynağı olan sebze ve meyveler de övülmüş ve tavsiye edilmiştir. Resulullah’ın (asm), yemeklerde severek yedikleri sebze, kabaktır. Kabağın çorba, sulu yemek ve tatlısı tavsiye edilmiştir. Ayrıca çok sevdikleri hurma, karpuz veya salatalıkla birlikte yenmesi, sağlıklı ve uygun olarak görülmüştür. Tıbb-ı Nebevînin önemli bir kuralı “İştahı varsa yer, yoksa yemezdi.” davranışıdır. Resulullah (asm) “Ashabın iyice acıkmadıkça, yemek yememelerini ve yemekten, iyice doymadan ayrıldıklarını” önemli bir sağlıklı beslenme kuralı olarak ders vermiştir. Tıbb-ı Nebevî uygulamalarında, bir şey yiyip, içmeye başlarken Besmele ile başlanması, su içerken muhakkak üç nefeste içmek daha kandırıcı, zararsız ve boğazdan daha akıcı olduğu tavsiye edilmiştir. Bunlardan anlaşılacağı üzere, Tıbb-ı Nebevî’nin koruyucu sağlık kuralları tamamen “KÛLÛ VEŞRABÛ VELÂ TÛSRİFÛ- İNNELLAHE LÂ YÛHİBBÛL MÛSRİFİN (yiyiniz, içiniz, fakat yeme ve içmenizde asla israf etmeyiniz. Aşırı gitmeyiniz, dengeli bir biçimde yiyiniz ve içiniz.) (A’raf Sûresi, âyet. 31), âyetinin temeli üzerine kurulmuş ve vücudun bütün organlarına, kapasitelerinin üzerinde, taşıyamayacakları bir yükün yüklenmesinin, birçok zararlara ve hastalıklara sebep olacağı sonucu, insanlara özet ve net olarak tarif edilmiştir.

Tıbb-ı Nebevî’nin en önemli koruyucu sağlık prensibi de, insan organizmasına zararlı ve hastalık kaynağı olan gıda ve maddelerin kullanılmasından uzak durulmasıdır. Rengi, tadı, kokusu bozulmuş bayat gıdaları yemememiz tavsiye edilmiş, yemediğimiz sağlıksız ve bozuk gıdaların, başka insanlara yedirilmemesi gerektiği de önemle bildirilmiştir. 

Vücut sağlığının dengelenip, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için uyku hijyeni, çeşitli uyku hallerinin anlatılması, vücudumuzun bakım ve temizlik ihtiyaçları, detaylarıyla Tıbb-ı Nebevî’nin konuları içinde, bütün insanlara izah edilmiştir. 

Çevre sağlığı (sanitasyon) kurallarına Tıbb-ı Nebevî kaynakları kadar değer veren, o zamandan günümüze kadar hiçbir kaynak gösterilemez. Çevre sağlığı şartlarının, vücut sağlığımızla yakından bağlantılı olduğu, bu şartların korunarak geliştirilmesi, sünnete uygun bir hayat yaşamanın sevabı içinde sayılmıştır.

Bir fidan dikip, özenle büyütülmesi, korunarak etrafının kirletilmemesi, meyve veren ağaç dikiminin, çeşitli manevî hediyelerle özendirilmesi yaygınlaştırılmıştır.

Su kaynaklarının kirletilmemesi aksi halde, insan haklarına aykırı bir davranış olacağından, manevî bir sorumlulukla karşılaşılacağı uyarıları, sık sık hatırlatılmıştır. Aynı şekilde akarsuların ve etrafının kirletilmemesi gerektiği önemle tavsiye edilmiştir. İnsanların ve diğer canlı varlıkların faydalandığı bütün İlâhî nimetlerin, tahrip ve yıkımlarının engellenmesi ve yaradılıştan gelen güzelliklerin korunarak, geliştirilmesi, Tıbb-ı Nebevî’nin kurallarındandır. Bu kurallara uyuldukça sağlık, huzur ve mutluluk dolu bir hayat yaşanacağı da, hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır.

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar: 

4) Sahih-i Buhari, etteheccüd bölümü.

5) Camiüssağir, cilt. 1, s. 190.

Okunma Sayısı: 3482
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı